27 Nisan 2015 00:31

Bir soykırımın izlerini sürmek: Sessizliğin Çığlığı

Ermeni Soykırımı’ndan kurtulabilmeyi başarmış ve çeşitli ülkelere göç etmiş Ermenilerin izini 27 yıl boyunca sürerek onları fotoğraflayan Antoine Agoudjian, soykırımın 100’üncü yıl dönümünde “Sessizliğin Çığlığı” isimli sergisini Diyarbakır’da açtı. Agoudjian, sergisiyle büyük acıların izlerini bugüne taşıyor.

Paylaş

Şerife ORUÇ

Ermeni Soykırımı’ndan kurtulabilmeyi başarmış ve çeşitli ülkelere göç etmiş Ermenilerin izini 27 yıl boyunca sürerek onları fotoğraflayan Antoine Agoudjian, soykırımın 100’üncü yıl dönümünde “Sessizliğin Çığlığı” isimli sergisini Diyarbakır’da açtı. Agoudjian, sergisiyle büyük acıların izlerini bugüne taşıyor.

1915’te Ermeni Soykırımı’ndan kurtularak göç eden dedelerinden miras kalan izlerin ve hatıraların peşine düşerek, fotoğraflarıyla adeta kayıp ve acı dolu tarihin özetini çıkaran Antoine Agoudjian , Kütahyalı bir baba, Erzurumlu bir annenin çocuğu olarak dünyaya geldi

27 yıl boyunca, Ermenistan, Lübnan, İran, Suriye ve Irak gibi ülkelere giderek Ermenilerin fotoğraflarını çeken Agoudjian’ın ailesi, Osmanlı subayı olan dedesi Artin Arıcıyan sayesinde soykırımdan kurtulma şansı bularak Kütahya’dan Marsilya’ya göç eder.

Fransa’da büyürken Ermeni halkının yaşadığı hiçbir acı ve trajediden uzak kalamayan Agoudjian, 1988’den beri Ermeni Soykırımı sırasında katliamdan kurtulmayı başarabilen kişileri ve göç ettikleri ülkeleri, Ermenilerin yaşadıkları yerleri fotoğraflayarak yaşanan büyük acıların izlerini bugüne taşıyor.

ERMENİLERİN KÜLTÜRÜ VE ACILARI BİR ARADA

Türkiye, Kürdistan, Ermenistan, Lübnan, İran, Suriye ve Irak gibi soykırımdan kurtulabilen Ermenilerin gittiği birçok ülkeyi 27 yıl boyunca tek tek dolaşarak soykırımın izlerini süren Agoudjian’ın, büyük bir emek ve hassasiyetle çektiği siyah beyaz fotoğraflarında Ermeni kültürü ile birlikte acılarını da görmek mümkün oluyor. Projesinin ortaya çıkış koşullarından da söz eden Agoudjian, böyle projeleri meydana getirenin aslında insanların bir araya gelmesi olduğunu belirtti. Fotoğraflarını ilk olarak 2011’de İstanbul’da sergilediğini söyleyen Agoudjian, “Yapmak istediğinize inanmanız önemli. Bir şeye inandıktan sonra onu zaten başarıya götürüp, gereken insanlara ulaştırıyorsunuz” diyerek projesini nasıl bir motivasyonla yürüttüğünü anlattı.

Fotoğrafların peşine düştüğü zaman tek bir duygu değil pek çok duyguyu bir anda yaşadığını ifade eden Agoudjian, hem 1915 sonrasında yaşanan yıkımların ve o yıkımların kendisinde uyandırdığı acı duyguların olduğunu hem de kendisinin pek çok şeye ulaşmasına yardımcı olan insanlarla tanışmanın verdiği sevincin olduğunu belirtti. 1915’te olduğu gibi zulüm edenlerin yanı sıra aynı zamanda iyi şeyler yapan, yardım etmeye çalışanların da olduğunu belirten Agoudjian, bu yüzden tek bir duygudan bahsetmenin mümkün olmadığını ifade etti.

‘90’LI YILLARDA KÜRTLER ERMENİ SOYKIRIMI’NI YAŞADI’

Projesini yürütürken çoğu kez duygusal anlar yaşadığını anlatan Agoudjian, “Ermenistan’a ilk ayak bastığımda ve yine ilk olarak Türkiye’ye ayak bastığımda beni çok derin etkiledi. Tabi o zaman şimdiki gibi değildi. Hem Ermenistan’a hem de Türkiye’ye gelmek mümkün değil. Hatta buradaki insanlar için bile yaşam çok zordu” dedi. 90’lı yıllarda Kürtlerin de adeta Ermenilerin 1915’de yaşadıkları soykırım döneminde gibi olduklarını ve iç düşman haline dönüştürüldüklerinin altını çizen Agoudjian, soykırımdan bu yana değişen bir şey olmadığını gördüğünü ve yaşanan o zor dönemlerde Türkiye’ye gelmenin kendisini gezdiği ülkeler içerisinde en çok etkileyen şey olduğunu ifade etti.

Agoudjian’ın “Sessizliğin Çığlığı” isimli sergisi 31 Mayıs’a kadar Keçi Burcu’nda sergilenmeye devam edecek. (Diyarbakır/DİHA)

ÖNCEKİ HABER

Taraftarlar da 1 Mayıs’ta alanda olacak

SONRAKİ HABER

Nar Film Festivali yurtsuz ve sürgün halklara adanacak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...