HDP’ye oy verenlerin işi oy vermekle sınırlı değil

Şerif KARATAŞ
İstanbul

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ankara 2. Bölge 3. sıra Milletvekili Adayı ve Evrensel Kültür Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Aydın Çubukçu ile hem adaylığını hem de HDP’yi konuştuk. HDP’nin barajı aşma şansının yüksek olduğunu vurgulayan Çubukçu, “Ancak AKP’nin provokasyonlarla, seçim hilelriyle ve oy çalma yoluyla bu başarıyı engellemeye çalışacağını da akıldan çıkarmamak gerekir. Dolayısıyla HDP’ye oy verenlerin yalnız oy verip sandıktan çekilmeleriyle sınırlı görevleri yok. Oylarını takip etmek, sahip çıkmak, sandık başında bizzat seçim sonuçlarını alana kadar takip etmek gibi bir görevleri olduğunu düşünüyorum” dedi.

HDP’nin Ankara 2. Bölge’den milletvekili adayısınız. Öncelikle adaylığınızın nasıl gündeme geldiğinden başlayabilir miyiz?
Emek Partisi  bu seçimlerde HDP ile ittifak halinde demokrasi mücadelesini sürdürme kararlılığındadır. Dolayısıyla listelerin hazırlanmasında biz Emek Partisi olarak, HDP’nin listesini oluşturmak için çeşitli önerilerde bulunduk. Partimiz, HDP’nin oluşturmak istediği liste profiline uygun bir isim olduğumu düşünerek beni de önerdi. Burada partimiz açısından önemli olan parlamentoya herhangi bir Emek Partilinin girmesi değildir. Biz bu mücadeleyi demokrasi mücadelesinin önemli bir basamağı olarak görüyoruz ve burada herhangi bir arkadaşımızın listelerde isminin yer alması sadece ittifakımızı dile getirmek bakımından önemlidir. Dolayısıyla biz herhangi seçilebilir bir sırada olup olmama tartışmasını asla yapmadık. Böyle bir tartışmamız yoktur. Önemli olan bu listelerde adımızın bulunması ve bu mücadeleyi orada sürdüreceğimizin kamuoyuna ilan edilmesidir. 

HDP toplumun hangi kesimlerinden oy alabilecek? 
Şimdi geçmiş seçimlerde gördüğümüz ve bildiğimiz kadarıyla HDP’nin yüzde 6-7 dolayında bir seçmeni vardı. Bunun üstüne yüzde 7-8 puan daha koyabilmek için farklı kesimlerden oy olması gerekiyor şüphesiz. Bunun başında, önce bugüne kadar HDP’ye çok umut bağlamadığı için AKP’ye oy vermiş olan Sünni Kürt halkımız geliyor. Öyle görünüyor ki, AKP’ye verdikleri ödünç oylarını bu seçimde büyük oranda HDP’ye yönelteceklerdir. İkincisi, daima CHP’nin oy deposu olarak görülen Alevi halkımız da önemli bir tercih yaparak, bu seçimlerde HDP’ye yönelmiş bulunmaktadır. Halkın, Sünni ve Alevi niteliklerini koruyarak HDP’ye yönelmiş olması yalnızca bu seçim bakımdan değil, demokratik mücadelenin kapsamı bakımdan da önemlidir. Kaldık ki, kimi MHP’lilerin, hatta ordu içinde önemli ölçüde temelde diktatörlüğe karşı olan kesimlerin de bu seçimlerde HDP’yi tercih edeceğine dair, izlenimlerimiz ve duyumlarımız var. 

BARAJI AŞMA ŞANSI YÜKSEK

HDP’nin barajı aşıp aşamayacağına dair çeşitli araştırma sonuçları yayınlandı. Sizin bu konuda izleniminiz ne? 
Aslında HDP kendisinden çok fazla beklenmeyen bir ilgi gördü. Başlangıçta bu kadar umut vermiyordu. Çeşitli toplum kesimleri arasında barajı aşıp aşmayacağı çok tartışılıyordu. Hatta kendi içlerinde de bunun ciddi bir risk olduğu söyleniyordu. Ancak çok özel bir dönemden geçiyoruz. Ve seçmenin tercihlerini partilerin siyasi programlarından çok, şuanda demokrasinin karşı karşıya olduğu en ciddi tehdit ilgilendirmektedir. Bu da başkanlık rejimi şeklinde ifade edilen ve Recep Tayyip Erdoğan’ın giderek, tek adam diktatörlüğüne yönelen rejimiyle ilgilidir. Muhalefet buraya yönelmiştir. Bunu engellemenin yolu da HDP’nin barajı aşması görünmektedir. Bu, HDP açısından şüphesiz seçimlerle sınırlı düşünürsek önemli bir avantajdır. 
Bunu, araştırma şirketlerin anketleriyle değil, günlük hayat içerisinde karşılaştığımız kimi olaylarla görüyoruz. Özellikle tek adam diktatörlüğüne tepki duyan kesimler hangi partiden olurlarsa olsunlar -bu CHP’li MHP’li de olabilir, hatta AKP içinde de olabilir- HDP’ye oy vermeyi tercih etmektedirler. Dolayısıyla barajı aşma şansının oldukça yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Ancak seçimlerde ve seçime giden son bir ay içinde iktidarı kaybetmemek uğruna her şeyi yapabileceğini gördüğümüz AKP’nin, gerek provokasyona gerekse seçim hileleri ve oy çalma yoluyla HDP’nin barajı aşmasını engellemeye çalışacağını da akıldan çıkarmamak gerekir. Dolayısıyla HDP’ye oy verenlerin yalnız oy verip sandıktan çekilmeleriyle sınırlı görevleri yok. Oylarını takip etmek, sahip çıkmak, sandık başında bizzat seçim sonuçlarını alana kadar takip etmek gibi bir görevleri olduğunu düşünüyorum. 

Son olarak aday olduğunuz Ankara nasıl bir sınav verecek sizce?
Ankara yerel ve gerekse de cumhurbaşkanlığı seçiminde HDP’ye ve HDP’nin adaylarına çok fazla oyun çıkmadığı bir bölge. Çünkü bunun başlıca sebebi Ankara’nın nüfus kitlesi içinde HDP’nin geleneksel kitlesi diyebileceğimiz Kürtler, oransal olarak düşüktür, İstanbul’la, İzmir’le, Adana’yla kıyaslanmaz. Ankara’daki Kürt nüfusu oldukça düşüktür. 1930’lardan beri Ankara civarına yerleştirilmiş Kürt nüfusu vardır. Ancak onlar da siyasi tercihleriyle HDP’nin yanında bugüne kadar yer almamışlardır. Yine bu seçimlerin temel özelliği bakımdan düşünecek olursak, bugüne kadar görülmeyen bir biçimde de Ankara’da da HDP’nin bir oy patlaması yapabileceğini düşünebiliriz, bekleyebiliriz. Geçmiş seçimlerle veyahut cumhurbaşkanlığı seçimiyle kıyaslanamayacak önemli değişiklikler vardır, konjonktürel değişikler vardır. Bu değişikliklerin Ankara’da önemli bir oy yükselmesine sebep olacağını düşünebiliriz. Ankara’nın her milliyetten işçi ve emekçileri ise tercihlerini yaparken daha çok, hak ve çıkarlarının nasıl savunulduğuna ve bunların hangi araçlarla kendilerine iletildiğine bağlı olarak burada bir tercihte bulunacaklardır. O bakımdan da özellikle Emek Partisi’nin bu konudaki çalışmalarını, HDP’nin güçlü bir şekilde seçimden çıkmasına hizmet edeceğini düşünüyorum.