Erdoğan hangi kayıtları izledi?

Ferhat ÇELİK

Ortaya çıkan görüntü ve fotoğrafları ile günlerdir konuşulan AKP'nin Tendürek provokasyonunun yankıları sürerken, aralarında HDP ve DBP yöneticilerinin de bulunduğu halkın ölüme gönderilen yaralı askerlere yardım etmesi ve çatışma alanında çıkarılmasına dönük AKP'nin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hazımsızlığı da sürüyor. Dünya gündemine oturan görüntülerin ajansımız tarafından servis edilmesi ile boşa çıkan provokasyonun ardından Genelkurmay Başkanlığı dahi askerlere yardım eden halka teşekkür ederken, Cumhurbaşkanı Erdoğan her fırsatta yaralı askerlere korucuların yardım ettiğini iddia ediyor. Önce bu yardım için "Külliyen yalan" ifadelerini kullanan Erdoğan, en son dün Kazakistan ziyaretinin ardından Türkiye'ye dönerken uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada, "Yaralı askerlerini orada bıraktılar, onları da HDP'liler aldı, diyorlar. Hiç alakası yok. Oradaki çevre köylerin çoğu zaten köy korucularının olduğu köyler. Kamera kayıtları var, ben bizzat izledim" iddiasında bulundu. Ancak, ortaya çıkan görüntülerde bizzat yer alan DBP yöneticileri, bir kez daha Erdoğan'a itiraz etti. 

'SİZE İNSANLIĞI ÖĞRETECEĞİZ'

DİHA tarafından servis edilen bir fotoğrafta, pançoya yerleştirilmiş yaralı askeri taşıyan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Patnos İlçe Yöneticisi Ahmet Altunay, Cumhurbaşkanı ve başbakanın seçim uğruna gençlerin ölmesine göz yummalarının hesabını vermek yerine, halen yalanda ısrar ettiğinin altını çizdi. Halkın bu anlayışa 7 Haziran'da cevap vereceğinin altını çizen Altunay, olay günü festivale katılmak üzere gittikleri Yukarı Tütek köyünde kendilerini durduran askerlerin, çatışma gerekçesiyle geçişlerine izin vermediğini belirterek, şunları anlattı: "Görüşmelerden sonuç alamayınca farklı köy yollarını kullanarak çatışmanın olduğu alana geçtik. Çatışma alanına vardığımızda ilk HDP Diyadin eski İlçe Başkanı Cezmi Budak'ın şehit olduğunu gördüm. Hemen yanında MEYADER Diyadin Temsilcisi Cenap İlboğa'nın olduğunu gördük. İlk müdahalede bulunduk. Daha sonra ileriye giderken bir gerilla cenazesini gördük. Askerler hakim bir tepede pusudaydılar. Perişan bir vaziyette bekliyorlardı. Yanlarına gitmeye çalıştım, 'yaklaşma' dediler. Ben de kendilerine seslenerek, 'Sizlere yardım etmeye geldik. Size insanlığı öğreteceğiz. Burada kimsenin ölmesine tahammül edemeyiz. Gerekirse bedenlerimizi siper ederiz' diye seslendim."

ASKERLERE SİPER OLDULAR

Askerlerin yanına gittiğinde yaralı olduklarını gördüğünü aktaran Altunay, askerlerin "Karşı tarafta bize saldırı var" demesi üzerine kendilerini siper ettiklerini dile getirdi. Yaralı askerleri indirerek çatışma alanında uzaklaştırdıklarını anlatan Altunay, Erdoğan'ın korucu iddiasına ilişkin ise şunları söyledi: "Olaylar esnasında herhangi bir korucunun bulunmadığını açıkça söylüyorum. Diyadin çatışma alanına geldiğimizde ne yol üstünde ne de çatışma alanında sivillerden başka kimse vardı. Korucular hiç yoktu. Görmedik. Cumhurbaşkanına verilen bilgilerin asılsız olduğunu gerçekleri beyan etmediğini bir kez daha kamuoyuna söylemek istiyorum. Çünkü olay olduğu bölgede sivil halktan başka kimse yoktu. Eğer ki cumhurbaşkanı sağlıklı bilgileri istiyorsa kendisine de aktarabilirim." 

'NEYİ ÖRTBAS ETMEYE ÇALIŞIYORLAR'

Yine büyük ses getiren video görüntüsünde yaralı bir askerin başında bekleyen ve onu sakinleştirmeye çalışan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Doğubayazıt İlçe Eş Başkanı Muhsin Kula ise Cumhurbaşkanı'nın iddiasına, "Halep oradaysa arşın burada" diye cevap verdi. "Biz de buradayız görüntüler de ortada" diyen Kulan, yaralı askerlere korucuların yardım ettiği iddiasını ahlaki ve etik bulmadıklarının altını çizdi. 

Kula, "Neyi ört bas etmeye çalışıyorlar. Halkın barışa olan inancını mı? Yoksa HDP'nin barışa olan inancını mı örtbas etmek istiyorlar? Bu noktada anlaşılması biraz zor fakat dediğim gibi biz o gün oradaydık. Askerlerin çatışma alanında çıkarılmasına yardım ettik. Helikoptere kadar götürdük. Aramızda hiçbir korucu yoktu ki o alanda hiç korucu yoktu. Askerler bir tepede sıkışmıştı. Biz gereğini yaptık. Burada kimseden takdir ve teşekkür de beklemiyoruz. Ama biz bu hareketin kurumları ve çalışanları olarak hepimiz barış ve birlikte bir yaşam için mücadele ediyoruz. Önderliğimizin bize belirlediği çizgiyi esas alıyoruz. Halen kalkıp bu görüntülere rağmen doğruları göz ardı etmeye çalışıyorsa bunu da kamuoyuna bırakıyoruz. Artık söyleyecek başka bir şey yok. Durum apaçık ortadadır" ifadelerini kullandı. (Ağrı/DİHA)