Ölen madencilerin aileleri: Bakanlar yargılanmadan bu dava bitmeyecek
Resmi rakamlara göre 301 işçinin yaşamını yitirdiği Soma maden katliamı davasına devam edildi. Ailelerin tepkisi sonucu 8 tutuklu sanığın da getirildiği, 45 kişinin yargılandığı davaya ilişkin aileler şunu diyor: “Bakanlar Taner Yıldız ve Faruk Çelik yargılanmadan bu dava bitmez.”

Emine UYAR
Eda AKTAŞ
Manisa
Resmi rakamlara göre 301 işçinin yaşamını yitirdiği Soma maden katliamı davasına devam edildi. Ailelerin tepkisi sonucu 8 tutuklu sanığın da getirildiği, 45 kişinin yargılandığı davaya ilişkin aileler şunu diyor: “Bakanlar Taner Yıldız ve Faruk Çelik yargılanmadan bu dava bitmez.”
13 Mayıs 2014 tarihinde Türkiye’nin en büyük işçi katliamı yaşandı. Alınmayan tedbirler, yapılmayan denetimler gibi sebeplerle göz göre göre gelen katliamda resmi rakamlara göre 301 maden işçi yaşamını yitirdi. Sorumlular hakkında açılan davanın ilk duruşması katliamdan 11 ay sonra, 13 Nisan’da görüldü. İlk duruşmada aileler, 8 sanığın salona getirilmemesine, kamu görevlilerinin yargılanmamasına tepki gösterdi. Tepki sonucu mahkeme, talep için gereğinin yapılmasına karar vererek duruşmayı erteledi.
BU ÖNLEM KİMİ KORUMAK İÇİN?
Davaya bugün, mahkeme salonuna dönüştürülen Akhisar Bülent Ciğeroğlu Kültür Merkezinde devam edildi. Davanın ikinci duruşmasında ‘güvenlik önlemleri’ daha da arttırıldı. İçeri girenlerin üzerindeki bozuk para, çakmak, PET su şişesi gibi malzemelere el konuldu, cep telefonları alındı. Arka arkaya üç arama noktası oluşturuldu. Mahkeme salonunun en önündeki iki sıra koltuğa çevik kuvvet yerleştirildi. Oturma yerlerinin yan tarafına polis şeridi çekildi.
AİLELER DIŞARIDA KALDI
Ailelerin bir kısmı içeriye giremedi. Ailelerin avukatları polislerin ayakta bekleyebileceğini, ailelerin salonda bulunma, davayı takip etme haklarının çiğnendiğini belirtti. Mahkeme Başkanı talebi kabul etmedi.
AĞLAMAKTAN KONUŞAMADILAR
Daha sonra kimlik tespitine geçildi. Aileler kaybettikleri yakınlarının isimleri ile birlikte adalet taleplerini haykırdı. Eşler, anneler, babalar, evlatlar, kardeşler hıçkırıklara boğuldu. Kimisi ağlamaktan konuşamadı. Kimisi sesi yettiğince hem yakınının ismini hem de adalet talebini dile getirdi. Salonda bir kadının bayılması üzerine sağlık ekipleri müdahale etti. Bir babanın “Bunların hesabını bizim huzurumuzda da Allah’ın huzurunda da veremezsiniz” demesi dikkat çekti.
Daha sonra sanıkların kimlik tespiti yapıldı. Tutuksuz sanıkların çoğunun 80, 85, 90 doğumlu olmaları dikkat çekti. Dışarıda gazetemize konuşan aileler, bu kişilerin en alt kademedeki ustabaşı, çavuş denebilecek kişiler olduğunu, aldıkları emirleri uygulayan kişiler olduklarını söyledi. Aileler Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ve Faruk Çelik’in de yargılanması gerektiğini söyledi.
Kimlik tespitinin ardından 247 sayfalık iddianamenin okunmasına geçildi.
CAN GÜRKAN ‘GELİRİM YOK’ DEDİ!
Kimlik tespiti sırasında Soma Holding Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan’ın “Aylık gelirim yok” demesi aileler tarafından tepkiyle karşılandı. İşletme Müdürü Ramazan Doğru, 37 bin lira aylık gelirinin olduğunu söyledi. Sırasıyla Akın Çelik, İsmail Adalı, Erkan Gürsoy, M. Ali Günay, Yasin Kurnaz, Hilmi Kazık ve diğer tutuksuz sanıkların kimlik tespitleri yapıldı.
‘CAN GÜVENLİĞİ BİZE LAZIM’
Katliamda hayatını kaybeden Veysel Arkın’ın kardeşi Oğuz Arkın, “Böyle muamele gördükten sonra davaya gelmeyi düşünmüyorum. Adaletin sağlanacağına da inanmıyorum. Melike Doğru’da yargılanmalı. 10 yıldır çalışıyor, üstünde milli servet var. Ramazan Doğru da ‘Ben kafayı kırdım’ diyor. Rapor alacak yarın, pazarda gezecek, 3 gün sonra iyileşecek, sonuç bu yani” dedi.
Ali Kavas’ın eşi Gülten Kavas da şu şekilde tepki gösterdi: “Korunması gereken biziz, bizi susturuyorlar. Susturmasınlar bizi, bizim içimiz yanıyor zaten. Can güvenliği bizim için lazım onlar için değil. Biz katil değiliz ki, onlar katil. Biz sadece onların en büyük cezayı almasını istiyoruz, bunu görmek istiyoruz başka istediğimiz bir şey yok.”
Kavas sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Bizim gözümüzün içine bakarak desinler ki ‘Evet biz yaptık. İhmal vardı, 301 kişiyi öldürdük. Biz suçumuz neyse çekmez istiyoruz.’ Tüm sorumlular da burada değil. Asıl katiller dışarıda. Asıl katiller Enerji Bakanı, TKİ Başkanı, orayı yöneten ve eşimi işe alan taşeron.”
‘FAKİRİZ, DEVLET ARKAMIZDA DURMAZ Kİ’
Tek istediği şeyin adalet olduğunu söyleyen Kavas, “432 tane de çocuğu babasız bıraktılar, benim kızım doğum gününde babasının mezarına sarıldı. ‘Ben sana madene gitme baba demedim mi’ dedi kızım. Onların aileleri eşleri son model arabalarda geziyor biz süründük. Bu madeni bizim eşlerimiz yaksaydı çoktan bizim eşlerimize ceza verirlerdi. Çünkü biz fakiriz, fakir olduğumuz için arkamızda devlet yok. Devlet bizim arkamızda dursun ben başka bir şey demiyorum” diye tepki gösterdi.
Suat Esen’in eşi de “Beklentimiz ömür boyu hapis cezası almaları. Ancak içeride yargılananlar gerçek suçlular değil. Enerji Bakanının burada olması gerekiyordu. Maden İş Sendikasının burada olması gerekiyordu” dedi.
SOMA DAVASININ GENİŞ KESİM TARAFINDAN İZLENMESİ ENGELLENİYOR
EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan: Soma davası; ikinci gün de kamuoyunun takip ettiği üzere gergin başladı. İzlemek isteyen katılımcılara zorluk çıkarıldı. Buradan Soma davasının mümkün olduğunca az katılımla yapılması yönünde bir baskı olduğunu söyleyebiliriz. Okunan iddianamede en göze çarpan Can Gürkan’ın sorumluluk kabul etmeyen tutumuydu. Şirket Yönetim Kurulu Başkanı olduğunu belirtip yaşanan katliama dair herhangi bir sorumluluğunun olmadığını öne sürmesi Türkiye’de yaşanan iş cinayetleri hakkında ipucu vermektedir. Esas üzerinde durulması gereken nokta, şirket yöneticilerinin sorumluluğunun yanı sıra kamu kurumlarının sorumluluğudur aynı zamanda. Bu davanın en önemli eksik yanlarından biri de kamu kurumlarındaki sorumluların davaya dahil edilmemiş olmasıdır. Soma davasının geniş kamuoyunca takip edilmesi iş cinayetlerine karşı mücadele verilmesi açısından önem arz etmektedir.
ÖNERGELERİMİZİ AKP’LİLER REDDETTİ
CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel de dışarıda bir açıklama yaptı. Özel, “Enerji Bakanı, Çalışma Bakanı, bütün maden ruhsatlarının altında imzası olan bakanlar yargılanmadan bu dava bitmez. Kazadan 15 gün önce Soma’daki madenlerin incelenmesi için verdiğimiz önergeyi bütün AKP’liler reddetti. Madeni denetleyen müfettişlerin hiçbiri burada yok” dedi.
Yargılananların büyük çoğunluğunun genç mühendis tekniker olduğunu 1400 lira maaşla çalışan işçiler olduğunu söyleyen Özel, “Kim bilir kağıt üzerinde hangi sorumlulukları devrettiler bu kişilere” dedi.
‘SENDİKALAR İŞYERLERİNE TAŞIMALI’
DİSK/Gıda İş Genel Sekreteri Seyit Aslan: Soma’da 301 madenci kardeşimizin katledilmesi üzerinden uzun zaman geçti ve yeni başladı duruşmalar. Bugün sabah buraya geldiğimizde gördük ki madencileri sağken yaşıyorken koruyamayan devletin kendisi burada duruşmaya gelen insanları duruşmaya almayarak sözde mahkemenin güvenliğini koruma adı altında birçok kurum temsilcisi birçok buraya gelmek isteyen duruşmaya katılmak isteyeni almadılar. Buda şunu çok açık gösteriyor, başından beri bu duruşmanın bu davanın tarafı olan emek örgütlerinin meslek örgütlerinin siyasi partilerin gözünden kaçırmak istendiğini ve bu duruşmanın adil olamayacağının önemli bir göstergesi olarak ta görülebilir. Son 15 yılda 15 bine yakın insan hayatını kaybetti iş cinayetlerine kurban gitti dolayısıyla bu Soma davası bütün bunların simgesi haline geldi. bu duruşmanın bu davanın mutlaka kamuoyuna açık yapılması olan bitenin bütün kamuoyu tarafından bilinmesi içinde tabi ki emek ve meslek örgütlerinin de duruşmaları takip etmesi ve burada taraf olması gerekiyor. Ama bugün gördük ki devlet bunu istemiyor, mahkeme hakimi bunu istemediğini açıkça ifade etmiş dolayısıyla çok açık ki kamuoyundan uzak, buraya getirilmesi başlı başınca bu davanın Soma’da görülmemesi devletin ve sistemin mahkemeleri nasıl işlediğini de çok iyi göstergesi. Türkiye’de yaşanan iş cinayetleri dönem dönem emek örgütleri meslek örgütleri sendikaların önemli tepkileriyle karşılaştığı oldu. Fakat görünen o ki henüz bu konuda yeterli bir sahiplenme ya da yeteli bir kamuoyuna bunu anlatma kamuoyunda bunu yeterince sahiplenme tutumunun henüz fazla geliştiğini söylemek mümkün değil. Özellikle 1 Mayıs öncesi 1 Mayıs’a şurada günler kaldı, tabi ki meslek örgütlerinin, sendikaların, emek örgütlerinin bu davaları sadece buraya gelerek izlemeleri değil tabi ki buraya gerek izlemek gerekiyor ama bu meselenin iş yerlerinde gündem olması, bu meselenin işçilerin çalıştığı bütün her yerde gündem olması esas olarak bu davanın tarafları olan işçilerin yani tezgah başlarındaki işçilerin sahiplendirilmesiyle mümkün olabilecek ancak oradan sahiplenilirse daha kitlesel sahiplenilir ele anılırsa tabi ki bu davanın sonuçlanması adaletin yerini bulması daha mümkün olacaktır.
BU İŞİN SUÇLULARI BUNU YARATANLAR
DİSK Genel İş İzmir 2 Nolu Şube Başkanı Taner Şanlı: Bu gün aslında burada bu suçu yaratanlar yok bu gün. Bu suçun figüranları var, asıl aktörler yok ne yazık ki ama başlangıç için, bu sürecin tamamlanması için önemli bir gelişme olacak. Bu ülkede herkesin yaptığı yanına kar kalmayacak, bu cepheden değerlendiriyoruz ama asıl dediğimiz gibi bu işin suçluları asıl bu işi yaratanalar ortada yok yani. İşin en başında siyasilerin olduğu bir yargılanma süreci, bakanlık ve bakanların olduğu bir süreç yaşanmalıydı. Ama bu gün her zaman olduğu gibi fatura birilerinin altına çıkarılıp, tabiki onlar da suçlun ortağı ama bu güne kadar sessiz kalmaları gerekli önlem almamaları, teknik konularda uzman arkadaşların da bu sürece sessiz kalması tartışılacak bir mesele ama dediğimiz gibi bu mağduriyeti yaratanlar ortada yok. Bi bakıma artık bu da, artık örnek olmalı, kimse kimsenin adamı demeyeyim ama kimse kimsenin yaptığı yanlışlıkları görmezden gelmemesi gerekiyor çünkü en sonunda en altta birilerin dokunulacak ve üsttekiler gene yargılanmayacak. Demek ki herkes işini ahlakıyla yapacak yani. Bu ülkede, bu bir örnek olacak, sadece oraya bir örnek olacak, yoksa asıl suçlular yargılanmayacak yani burada.Ya kesinlikle kalmamalı. Bu dava bir anlamıyla dedik geçmişin acılarının bir karara bağlanması süreci, ama azından öncesi daha önemlisi bir sonra yapılacak hataların bu ülkede işlenmemesinin engellenmesi, bu acıların bir daha yaşanmaması. Bu anlamda önemli bir örnek olacak. Ama bu öyle değerlendiriliyor mu? Değerlendirilmediğini görüyoruz sendikalar cephesinden de görüyoruz. Yani hani sendika kimdir? Sendika bizleriz. bu işin bu mecralarında olması gereken işçi sınıfı burada olmalıydı ama bu gün baktığımızda ne yazık ki böyle bir gerçek gündemimizde yok gibi. Yani somayı zaten bu gün unutturmak istiyorlar aldığımız bilgiye göre,ne kadar doğrudur bilmiyoruz ama, ailelerin çoğunun işte burada olmadığı, çoğunun göç ettirildiği, daha sonra koşullarından kaynaklı başka bir illere aktarıldığı söyleniyor. Ne kadar doğrudur bilmiyoruz ama dediğimiz gibi. Sanki bu iş soğutulmaya bırakılmak isteniyor. Yani böylelikle biz bir sonraki adımı, bir sonraki adımı, katliamı önleyemeyeceğiz anlamına geliyor buralara eğer duyarlı olamazsak. Böyle bir gerçeğimiz var. Bu işin tek sendikalar değil bir bütün olarak ele aklamak gerekir çünkü bütün konfederasyonda yaşanabilecek bir acı...Ya şimdi şunu görmemezlikten demeyeceğiz çünkü sendikaları suçlarken önce biz ne yapıyoruz diyeceğiz yani.. Yani konfederasyonların, Türk-İş’in olmaması, e burada adam gibi bir yığınak yapmaması, kendi örgütlü olduğu bir yerde. Burayı da eleştirirken bizler de kendi gerçekliklerimize bakacağız, biz ne kadar sahipleniyoruz buraları, yani sadece başka bir yere havale etmeyeceğiz bu işi sonuçta bu sorunun bir parçası da biziz, bir tarafından da bizleriz. E yani tablo ortada söylenecek bir şey de yok bu günkü paylaşım anlamında. Ama bir umut, milyonların bir umudu olacak yargılamanın ne kadar sağlıklı işleyip işlemediği, ne kadar burada gerçek hayatta, gerçeklerle birlikte hareket edildiğini bizler de izleyeceğiz, göreceğiz yani. Ben teşekkür ederim sağ olun.
‘MİTİNG HAZIRLIĞIMIZ VAR’
Eğitim Sen Manisa Şube Başkanı Metin Demirel: Pazartesi de buradaydık. Bugün de Manisa’nın bir çok ilçesinde öğretmenler arkadaşlarımız geldi buraya. Özellikle Soma’dan iyi bir öğretmen katılımı oldu ve bu bizim için daha anlamlı. Biz bu davanın sonuna kadar takipçisi olacağız. Bugün de davayı sahiplendik, katliamın ilk günlerinde olduğu gibi. Eğitim Sen olarak yaşamın her alanında haksızlıklara karşı mücadele eden bir sendikayız. Biz KESK olarak duyarlıyız, mesaimize işimize gitmedik, sevk alarak, izin alarak buraya geldik. İşçi arkadaşlarımız bizim mücadele yoldaşlarımızdır. Bugün yanyana olmayacaksak ne zaman yan yana olacağız. Ve de bu davanın Soma’da olması gerekirdi. Ali İsmaillerin, Metin Göktepelerin davası kaçırıldıysa Soma Davası da kaçırılmaya çalışılıyor amaç halkın tepkisini en aza indirmek, suçluları ve suçu örtbas etmeye çalışıyorlar. 10 Mayıs ve 16 Mayıs’ta iki büyük miting düzenleyeceğiz, Soma merkezinde.
‘GİDİŞATI BİRLİKTE GÖRECEĞİZ’
Avukat Özgür Karaduman: Buradaki duruşmanın çok önemli bir duruşma olmasına rağmen. Salonun bu kadar yetersiz olması ve şehit ailelerinin dışarıda kalması çok talihsiz oldu. Biz bunu dün ilk duruşmada uyardık., tüm yetkilileri. Şehit ailelerinin dışarda kalmaması gerektiğini söyledik ve gördüğünüz gibi iki saattir birinci dereceden şehit aileleri içeri giremedi. Onu çözmeye çalışıyoruz. Bulduğumuz çözüm de şu avukat arkadaşlarımız kendi müvekkilleri lehine salondaki haklarından vazgeçiyorlar onların yerine şehit ailelerini yerleştirmeye çalışıyoruz. Bu buradaki davanın seyrini gerçekten çok olumsuz etkileyen bir şey. Bunun bir dahaki duruşmaya tüm şehit ailelerinin içeriye girecek şekilde düzenlenmesi gerekiyor. İçeride fazla protokol ve polis memuru var. Şimdi sorun yavaş yavaş çözülüyor ama hepsinin acılarını ve tepkilerini dile getirmesini de sağlayamadılar. Bu tamamen buradaki organizasyonun hatası ve sorumluluğunda. Duruşmanın seyrine ilişkin ise Yeni Şakran Cezaevinde tutulan sanıklar getirildiler. Onların kimlik tespitleri yapıldı. Bu sırada küçük çaplı protestolar gerçekleşti. Aileler ilk günkü duruşmaya göre daha sakin ve metanetli yaklaşıyorlar ama öfkeleri gözlerinden okunuyor. İlk duruşmada söyledikleri bir söz vardı, biz onların gözlerinin içine bakarak söylemek istiyoruz. Onların da bizim gözlerimize bakarak savunma yapmalarını istiyoruz dediler. Bu gerçekleşti. Bu ilk duruşmanın da merhalesiydi. Şimdi esas şöyle bir şey başlıyor. Kamunun bu davadaki sorumluluğun üstlenilmesini sağlamak çünkü iddianamede yer almıyorlar. Duruşmada alınan ikinci karar kamu görevlilerine açılan soruşturmanın akıbetini öğrenmekti. Bu kamu görevlilerinin buraya getirilmesini sağlamak devletin de bu konudaki sorumluluğunu sağlamamız açısından önemli bir yeni evre. Hep beraber sonucu göreceğiz. Soruşturmayla ilgili davanın ilerleyen duruşmalarında cevap gelecektir. Onun seyrine bağlı olarak duruşma ilerleyecektir. Şehit aileleri davanın başka bir ile kaçırılma ihtimaline karşı daha hassas davranıyorlar. Sorumluluklarının farkındalar.
DURUŞMAYA KATILANLAR
Bugünkü duruşmaya, EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, DİSK Genel Başkanı Kani Beko, DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, KESK Genel Başkanı Lami Özgen, CHP’li Vekiller Özgür Özel, Hasan Ören, Mustafa Moroğlu, Musa Çam, Mustafa Balbay, Dev Maden-Sen Genel Başkanı Tayfun Görgün katıldı. Gıda-İş Genel Sekreteri Seyit Aslan ve TMMOB’den gelen yetkililer yer yok gerekçesi ile içeri alınmazken, DİSK Genel İş İzmir Şube yöneticileri ve işçiler, KESK Manisa Şube yöneticileri, EMEP, BHH ile çok sayıda kitle örgütü salonun yan tarafındaki parkta stant açtı.
Evrensel'i Takip Et