15 Nisan 2015 11:51

Şeytan Namaz Kılana Kadar Ankaragücü!

"Biz Ankaragücü taraftarı olduğumuz için hırçın değiliz." diyor Ufuk. Onları hırçınlaştıran şeyler; yaşadığı semtler, çalıştığı işyerleri ve hayatlarını geçirdikleri alanlarmış. "Elimizde kalan son şeyleri de kaybetmemek için hırçınlaşıyoruz." diye ekliyor

Paylaş

Orkan Sancarbarlas
Ankara

Evet, gerçekten onlar tüm baskılara rağmen küçülmeyen, güçsüzleşmeyen bir taraftar grubu. Bu yazımızda onlardan biri olan Hacı Hasan Dede'yle sohbet ettik. Hasan BEC (Bekar Evi Çocukları) taraftar grubundan bir Ankaragücü sevdalısı. Hakikaten sadece bir taraftar değil, bu takıma gönül vermiş biri. Sohbetimize başlarken ilk önce Ankaragücü taraftarlarının toplumla olan ilişkilerinden bahsediyoruz. Hasan Ankaragücü taraftarlarının dışarıdan bakınca kötü görünebileceğini söylüyor. Ama tribünde durum aynı değil. Tribün onlar için bir aile. Aralarına gelen, Ankaragücü'nü seven herkesle aile gibi olduklarını duyuyoruz Hasan'dan. Hasan sözlerine devam ederken takımın bu hırçın duruşundan da bahsediyor. Bu hırçınlığın Melih Gökçek'in takımı satması yüzünden olduğunu söylüyor. Bu hırçınlık sohbetine bir ara verip gene tribünlere dönüyoruz. Hasan bize takıma olan bağlılıklarından bahsediyor. Ankaragücü taraftarlarının beraberliğe bile sevindiğini söylüyor. Galibiyeti siz düşünün...
"Peki, Ankaragücü'nün kardeş takımı?" demeden, bir daha böyle soru sorma edasıyla 'Bursaspor' cevabını aldık. Uzun ve güzel bir hikayesi var ama anlatmaya yeterli yerimiz olmadığı için geçiyoruz bu bölümü.
Ankaragücü taraftarlarının güncel sorunlara nasıl baktığını sormadan geçemiyoruz. Milliyetçi tarafının yoğun olduğunu belirtiyor Hasan ama kendi şehrinin milliyetçisi olduklarını, şehirlerini sevdiklerini söylüyor.
EN BÜYÜK SORUN
MELİH GÖKÇEK
Diğer sohbet ettiğimiz arkadaşımız ise "GECEKONDU" taraftar grubundan Ufuk Müfit Odabaşı. Ufuk da tribünde bir aile ortamı olduğundan bahsediyor. Birçok taraftar grubunun olduğunu ama Ankaragücü'ne yakışan gerçek taraftar grubunu oluşturabilmek için bu grupların bir çatı altında toplanması gerektiğini söylüyor. Ankaragücü taraftarlarının toplumdan soyutlandığını, bunun genelde ailelerin "aman çocuğum uzak dursun" düşüncesinden kaynaklandığını ama bunun tribünü kötülemek amaçlı olmadığını sadece korumacı bir tavır olduğunu düşünüyor. Hiç şaşırılmayacağı üzere kulübün en büyük sorunu nedir sorusuna Melih Gökçek cevabını alıyoruz ve ekliyor Ufuk; "Ankaragücü konuşulur da Melih Gökçek anılmaz mı!"
Ufuk takımı şu anki durumdan kurtarmanın çözümünü takım ile taraftarlar arasında bir ruh olmasından geçtiğini, takım ile taraftarların birlik oluşturması gerektiğini söylüyor.

ELİMİZDE KALAN SON ŞEYLERİ KAYBETMEMEK İÇİN...

Her futbol muhabbetinde olduğu gibi konu dönüp dolaşıp passolig'e geliyor.
Passolig onları etkilememiş ama karşı olduklarını belirtiyor. Taraftarları fişlemek için yapılan bir uygulama olduğuna dikkat çekiyor.
Sohbetimizin sonuna doğru yaklaşırken gene taraftarların hırçın duruşundan bahsediyoruz. "Biz Ankaragücü taraftarı olduğumuz için hırçın değiliz." diyor Ufuk. Onları hırçınlaştıran şeyler; yaşadığı semtler, çalıştığı işyerleri ve hayatlarını geçirdikleri alanlarmış. "Elimizde kalan son şeyleri de kaybetmemek için hırçınlaşıyoruz." diye ekliyor.
Evet taraftar arkadaşlarla sohbetimizin sonuna geldik. Ufuk arkadaşımızla sohbetimiz biterken bize Ankaragücü formasını hediye etmeyi ihmal etmiyor. "Sizi de bir gün yanımızda tribünlerde görmek isteriz." diyerek bitiriyor röportajı. Görüldüğü üzere Ankaragücü taraftarlarının birçok sorunu ve derdi var. Bizim de temennimiz bu sorunları aşarak Ankaragücü taraftarları ve
takımının layık olan yere gelmesidir.

ÖNCEKİ HABER

“Xewle Ye Xewn?” Şiir Kitabı Üzerine Bir Kritik

SONRAKİ HABER

Cizre, İdil ve Silopi halkı Ağrı provokasyonuna karşı yürüdü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa