Erdoğan'dan soykırım yanıtı: Bir kulağımızdan girer öbüründen çıkar

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in davetlisi olarak Kazakistan’a gitti. Erdoğan, ziyaret öncesi Ankara Esenboğa Havalimanında basın toplantısı düzenledi.

Gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da yanıtlayan Erdoğan, Ermeni Soykırıma ilişkin de konuştu. Soykırımı kabul etmeyen Erdoğan, “Cumhurbaşkanı olarak savunma derdim yok. Çünkü bizim bir defa 'soykırım' diye üzerimizde bir leke, bir gölge söz konusu değil. Şu an da dahil olmak üzere, Ermenistan başta olmak üzere, parlamentolarını onlara kapısını açan milletlere sesleniyorum; Şu anda benim ülkemde vatandaş ve vatandaş olmayan olmak üzere 100 bine yakın Ermeni var. Acaba kendi ülkelerinde kaç Ermeni var? Biz ülkemizdeki Ermeni vatandaşlarımıza karşı bugüne kadar herhangi bir tersliğimiz, olumsuz bir yaklaşımımız oldu mu? Ülkemizde, kendi ülkelerinden kaçıp gelerek bulunan Ermeniler var. Biz bunları ülkemizde halen misafir ediyoruz. Bunu gösteren bir ülkeye karşı bu tavrı anlamak mümkün değil. Her zaman söylüyorum, Van’da Akdamar Adasında, oradaki Ermeni Ortodoks Kilisesinin restorasyonunu her şeyini devletin kesesinde, kasasından yaptık. Şimdi orada ayinlerini gelip yapıyorlar. Başka yerde bu tür talepleri oldu bu talepleri karşıladık. Bütün bunları yapan bir ülkeye karşı böyle bir tavrın içine girmek kabullenilecek bir şey değil. AB Parlamentosu bugün ne tür bir karar alır bilemem. Hangi tür kararı alırsa alsın, bir kulağımızdan girer öbür kulağımızdan çıkar. Çünkü Türkiye’nin böyle bir vebalı, böyle bir suçu asla kabul etmesi mümkün değildir. Bizim böyle bir sorunumuz, böyle bir derdimiz yok.” dedi.

İMRALI HEYETİ’NİN AĞRI RAPORU

İmralı Heyeti tarafından hazırlanan Ağrı raporu hakkında ise Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmeleri yaptı: “Ben o raporlarla ilgilenmiyorum. Ben devletin kurumlarının bana vermiş olduğu raporlarla ilgileniyorum. O raporlara baktığım zaman da bütün kayıtlarıyla, görüntüleriyle, fotoğraflarıyla her şey önümüzde. Bir defa onların anlattığı gibi, böyle bir şey asla söz konusu değil. Devletin tüm kurumlarının, tüm güvenlik güçlerinin ülkemizin dört bir yanında istim halinde olması onun görevidir. Bu Ağrı Diyadin de olsa da böyledir, Edirne de de olsa böyledir. Burada alınan istihbaratlarla orada asker görevini yapmıştır ve tedbirlerini almıştır. Tedbirini alan askerlerimize ilk müdahale bölücü terör örgütü tarafından gelmiş ve ilk etapta biri ağır olmak üzere 4 askerimiz yaralanmıştır. 4 Askerimiz orada yaralanırken ne yapacaklar? Sessiz mi kalacaklar? Onlarda gereken cevabı verdiler. Biz yaralılarımızı orada bırakmışız, yaralılarımızı da partilerinin mensupları alıp gelmiş. Böyle bir şey söz konusu değil. Fotoğraflarda, çekimlerde hepsi var. Helikopterlerimizden bir tanesini taradılar ve çekilmek zorunda kaldı.

Bunların çözüm süreci diye bir derdi yok. Bunların bu ülkede refah, huzur diye bir derdi yok. Biz bunları 6-7-8 olaylarında çok daha yakından tanıdık. Bugüne kadar olan süreçleri konuşmamıza gerek yok. Şuanda 7 Haziran seçimleri yaklaşıyor, acaba biz seçimi, barajı nasıl garanti altına alırız diye yine terör estirmeye başladılar, baskı oluşturmaya başladılar ve bu baskılarla birlikte de kendileri için bir zemin oluşturmanın gayreti içerisindeler. Eşbaşkan olarak şu an da meydanda dolaşan zat, kalkıp şahsıma da meydan okumalar yapıyor, öbür taraftan iktidara meydan okumalar yapıyor. Sen işine bak. Önce bir siyasi partinin başı olarak yapmam gerekeni yap. İşin arkasından kendileri çıkıyor. Köy koruyucularının olduğu vatandaşlarımız, onlarda devreye girmiştir. Devreye girmiştir ama asıl olan Askerlerimiz, jandarmalarımız yaralılarımızı birlikte oradan kurtarmışlardır. Olayın aslı budur.” (ANKARA)