13 Nisan 2015 06:52

Soma Davası 15 Nisan'a ertelendi: 'Asıl sorumlu olan kamu görevlileri yargılanmalı'

301 madencinin yaşamını yitirdiği Soma katliamı davasının ilk duruşması görüldü. Duruşmada sanıkların mahkemeye getirilmesi ve kamu görevlileri ile Hükümet yetkililerinin yargılanması talebi öne çıktı

Paylaş

Emine UYAR
Eda AKTAŞ
Manisa

301 madencinin yaşamını yitirdiği Soma katliamı davasının ilk duruşması görüldü.  Duruşmada sanıkların mahkemeye getirilmesi ve kamu görevlileri ile Hükümet yetkililerinin yargılanması talebi öne çıktı

Mahkeme salonuna dönüştürülen Akhisar Bülent Ciğeroğlu Kültür Merkezi’de yapılan duruşma müşteki avukatların isimlerinin okunması ve davacı ailelerin isimlerinin alınmasıyla başladı. Mahkemeye tutuksuz yargılanan 37 sanık katıldı. Aileleri savunmak için çok sayıda avukat mahkemede yer aldı.

MAHKEMEYE AİLELERİN ÖFKESİ DAMGA VURDU
Bu sıra aileler yerlerinden kalkıp sekiz sanığın mahkemeye getirilmemesine tepki gösterdi. Tepkiler dinmeyince mahkeme heyeti salona polisi çağırdı. Ailelerin tepkisi bunda daha büyük oldu. Bir işçi eşi fenalaştı sağlık ekipleri mahkeme salonuna girerek müdahale etti. Tepkiler üzerine polisler dışarı çıktı. Sanık avukatları da can güvenlikleri olmadıklarını ileri sürerek dışarı çıktı.

Ailelerin avukatlarından ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı, sanıkların mahkemeye getirilmemesine itiraz ettiklerini dile getirdi. Sanlıkların can güvenliği sıkıntı yaşanmayacağını söyleyen Kozağaçlı, “Onlar bizim madencilere sahip çıkmadı ama korkmasınlar biz avukatlar olarak onlara bir şey olmayacağına dair sorumluluk alıyoruz” dedi. “Sadece 45 sanık mı olmalı burada” diye soran avukat Zeynel Balkız, “Bu olayda ihmali olanların tam tespiti gerekiyor. TKİ yönetim kurulu başkanı, işletme müdürü, MİGEM genel müdürü, müfettişler ve ilgili kamu görevlilerinin de burada yargılanması gerekiyor. Bununla ilgili yaptığımız başvuru hala sonuçlanmadı” dedi.

Mahkeme heyeti söz konusu talepleri görüşmek üzere toplandı. Duruşma sonucunda tutuklu sanıkların duruşmada hazır edilmesi ve gerekli tedbirlerin alınması için Adalet Bakanlığına yazı yazılmasını, kamu görevlilerinin yargılanmasını talep eden başvurunun durumuna ilişkin Akhisar Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasına karar veren mahkeme heyeti, duruşmayı 15 Nisan Çarşamba gününe erteledi.

DAVAYA KATILANLAR
301 madencinin hayatını kaybettiği davaya şu isimler katıldı: CHP Milletvekilleri Özgür Özel, Mustafa Moroğlu, Musa Çam, Sezgin Tanrıkulu, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve HDP Milletvekilleri Levent Tüzel, Sabahat Tuncel, Ertuğrul Kürkçü ve HDP Milletvekili adayları, Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan, ÖDP Eş Genel Başkanı Alper Taş, DİSK Genel Başkanı Kani Beko, KESK Eş Genel Başkanı Lami Özgen, TMMOB Genel Başkanı Mehmet Soğancı, TTB Merkez Konsey Üyesi Fatih Sürenkök, SES ve Eğitim Sen yöneticileri, Manisa, İzmir ve Muğla baro başkanları.

DEMİRTAŞ: TEK BİR SİYASETÇİ SANIK SANDALYESİNDE DEĞİL
Mahkeme çıkışı konuşan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Biz buna iş kazası demedik iş kazası demek bu katliamı örtmek demekti” dedi. Burada asıl sorumluların yargılanmadığına dikkat çeken Demirtaş, “En nihayetinde sadece içeride yargılananlar bütün bu olup bitenlerden sorumlu değil, bu ülkenin Eski Başbakanı 301 madencinin katledilmesine bu işin fıtratında var demiştir. Tek bir siyasetçi bugün sanık sandalyesinde değildir. Tek bir siyasi sorumlu hesap verme makamında değildir. Daha da acısı hala şu dakikalarda Türkiye'de iş cinayetleri yaşanması riski ile karşı karşıyayız” dedi.

SOĞANCI: YARGILANMASI GEREKENLER YARGILANMIYOR
KESK, DİSK, TMMOB, TTB adına açıklama yapan TMMOB Genel Başkanı Mehmet Soğancı, “Esas sorumlular burada yargılanmakta olan kişiler değil. Burada yargılanması gerekenler, bu ülkenin özelleştirme oyunlarıdır, rödavanstır, esnek çalışma tarzıdır, güvencesizliktir, yani bu ülkenin iş yaşamındaki bütün aksaklıklar maalesef önceden önlenebilir. Bu bir aşama, biz bu ülkenin emek ve meslek örgütleri olarak iş cinayetlerini ve işçi katliamlarını hem duyarlılığı artırmak hem de bu sistemle mücadele etmek üzere bir kampanya içerisindeyiz" dedi.

KAMUDAKİ SORUMLULAR BULUNMALI
İzmir Baro Başkanı ve Manisa Barosu Başkanlarının yaptıkları açıklamada, iddianamede kamudan hiçbir suçlunun bulunmadığını belirtilerek, kamudaki sorumluların bulunarak iddianameye eklenmesi istendi.

'KOCAMI MADEN DEĞİL YETKİLİLER ÖLDÜRDÜ'
Mahkeme çıkışı konuşan madenci yakınları davayı takip edeceklerini ve sorumluların yargılanmasını istediklerini dile getirdi. İsmail Canbal’ın eşi Leyla Canbal, “Benim eşim eve geldiğinde 5 günlük gaz vardı, zehir vardı üstünde. İşten geldiği zaman yerinden kalkamıyordu. Benim eşim normal bir işçiyken anladı bunu, yetkililer görevliler nasıl anlamadı. İşe üç tane atlet götürüyordu, çıkartıp diğerini giyiyorum diyordu. Niye diye soruyordum ocak çok sıcak yürüyemiyoruz aktık diyordu. İşe gitmediği zaman 200 TL kesinti oluyordu. Bizi parayla tehdit ediyorlardı. Aldığımız 1000 TL onu da kesiyorlardı. 3 çocuğum var eşim mecburdu çalışmaya. Biz yaşadık başkası yaşamasın benim kocamı maden öldürmedi yetkililer öldürdü. Niye zamanında sahip çıkmadılar bu ocağa” diyerek tepkisini dile getridi.

Mustafa Kaya’nın eşi Neciye Kaya ise, “Taleplerimiz belliydi bizim kabul edildi. Biz davamızın arkasındayız ölene kadar. Ölmek var dönmek yok. Bizim eşlerimiz katledildi, buna bile bile göz yumdular. Yetkililer bizi artık duysun istiyoruz. Bu bir kişinin davası değil Türkiye’nin davası oldu artık” dedi.  

TÜZEL: 'ÖNLEMLER’ BİR SENE ÖNCESİNİ HATIRLATTI
Soma davasında dikkat çeken ayrıntılardan biri de olağanüstü ‘güvenlik’ önlemleriydi. Polis baskısı katliamdan sonraki günleri hatırlattı. İl dışından da polislerin getirildiği duruma ilişkin konuşan HDP İstanbul Milletvekili Levent Tüzel şunları söyledi: “Dün buraya gelenleri karşılamak için kurulan çadıra müdahale edilmesiyle ilgili Manisa Valisiyle görüştüm. Valinin tutumu çok dikkat çekiciydi. Adaletin tesisi, davayı izlemeye gelenlerin işini kolaylaştırmaktan çok bütün meseleye güvenlik perspektifiyle bakıyor. Dolayısıyla Valiyle bir süre bunu tartışmak zorunda kaldık. Devletin valileri bu tür meselelere kendi güvenlikleri açısından bakıyorlar. Ve burada asıl yargılanması gerekenlerin, madendeki 301 insanın ölümüne yol açan çalışma koşullarını yaratan, göz yuman asıl sorumluların buraya taşınacak oluşlarından çekindiklerinden korkuyorlar. Ailelerden, halktan korkularından böyle bir olağanüstü ‘önlem’ almış durumdalar.”

TAŞ: ÇELİK VE YILDIZ YARGILANMALI
Sanıkların duruşmaya getirilmesi kararında tepkilerin çok belirleyici olduğunu ifade eden ÖDP Eş Genel Başkanı Alper Taş, “Ailelerin isyanı sonuç verdi. Sanıkların mahkemeye getirilmesi adil yargılama açısından oldukça önemlidir. Taner Yıldız ve Faruk Çelik de sanık sandalyesinde olması gereken isimler. Kaçmaları onlar açısından anlaşılır. Çünkü kendilerini ailelerin yanında görmüyorlar. Bu, 301 kardeşimizin katlinin sorumluluğun kendilerinde olduğunun bilincini de ortaya koymuştur. Çünkü daha fazla kâr, daha fazla sömürü, gayri insani, ilkel koşulları dayatan sermayenin mevcut hükümeti ve onların bakanları olduğunu biliyoruz” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu da Soma davasında asıl olması gerekenler sanıkların Başbakan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olduğunu söyledi.

DAVANIN GEÇMİŞİ
Soma’da 13 Mayıs’ta meydana gelen kaza önce trafo patlaması olarak duyuruldu. Uzun süre gündüz vardiyasında aşağıda kaç işçinin çalıştığı bilgisi verilmedi. Ölü sayısı uzun süre kamuoyundan gizlendi. Madenci yakınları günlerce Soma Devlet Hastanesi bahçesinde haber bekledi, yakınlarının ölümü yaralı mı olduğu, nereye götürüldüklerine ilişkin bilgi verilmedi. Dönemin Başbakanı Erdoğan bir-iki gün sonra geldiği Soma’da yaptığı konuşmada, ölümün madencinin fıtratında olduğunu söyledi ve 18. yüzyıldan örnekler verdi. Halk kazadan sorumlu tuttuğu AKP’ye ve Başbakan Erdoğan’a Soma’da büyük tepki gösterdi. Erdoğan, tepkilerden dolayı bir markete sığınmak zorunda kaldı. Başbakanlık Müsteşarı Yusuf Yerkel bir madenciyi yerde tekmeledi. Sağ çıkan işçilerin anlatımları ile katliamın aslında göz göre göre geldiği ortaya çıktı. Ocağın hep sıcak olduğunu anlatan işçiler, yetkilileri defalarca önlem alınması konusunda uyardıklarını belirtti, denetimlerin göstermelik olduğunu anlattı. Yine karbondioksit miktarını ölçen sensörlerin defalarca yüksek çıkmasına rağmen üretim durdurulmadı.
İşçiler daha fazla kömür çıkarmaya zorlandıklarını anlattılar. Madene işçilerin tarımdaki, “Dayıbaşılık” sistemine benzer, taşeronun taşeronu denilebilecek kişiler üzerinden tarafından alındığı ortaya çıktı.  Gaz maskelerinin uygun olmadığı, bozuk olduğu, yıllarca kontrolden geçirilmediği anlaşıldı.
İşçiler, Taner Yıldız’ın sık sık şirketi ziyaret ettiğini, işe girerlerken AKP’ye üye olmaları zorunluluğunun getirildiğini, şirket tarafından mesai saati içinde topluca AKP mitinglerine götürüldüklerini belitti. İşletme Müdürü Ramazan Doğru’nun eşi Melike Doğru AKP Belediye Meclis üyesi idi. Soma’nın AKP’li Belediye Başkanı Hasan Ergene katliam sırasında ve sonrasında hiç ortaya çıkmadı.

ÖNCEKİ HABER

Soma'da madenci eşleri ve işçiler yürüdü

SONRAKİ HABER

Bölge'de Nisan karı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...