Makine eski parmak acısı yeni
Parmaklarının üçünü iş kazası sonrası kaybeden Mehmet Turgut’la buluşmak üzere Kayseri Cumhuriyet Meydanı’nda bekliyorum. Buluşmadan önce Turgut’u, “öz güvenli biridir. Parmakları olmasa da bu nedenle çekinmez” ifadeleriyle dinledim arkadaşlarından.

Veli ŞAHİN
Kayseri
Parmaklarının üçünü iş kazası sonrası kaybeden Mehmet Turgut’la buluşmak üzere Kayseri Cumhuriyet Meydanı’nda bekliyorum. Buluşmadan önce Turgut’u, “öz güvenli biridir. Parmakları olmasa da bu nedenle çekinmez” ifadeleriyle dinledim arkadaşlarından. Hava biraz yağmurlu olmasına rağmen elleri dışarıda, elini kolunu sallayarak yanıma gelmesi arkadaşlarını haklı çıkartıyor. Kendisine güveniyor Mehmet usta. Olabildiğince yakın bulunan herhangi bir çay ocağına oturduktan sonra başlıyoruz sohbetimize.
Erzurum doğumlu olan Mehmet ustaya, “Kaç yaşından bu yana ekmeğini kendin kazanıyorsun” sorusunu yönelttiğimde, “Okul okuyamadık, daha doğrusu okumak istemedik ama başladık iş aramaya. Bizim oralarda iş bulma şansı düşük olduğu için seksenli yıllarda Kayseri’ye göçtük. O zamandan bu zamana böyle” diyerek hayatına kısa bir özet geçiyor.
MAKİNE HASARLI ÇALIŞIYORDU
Kayseri’nin büyük işletmeleri arasında yer alan KUMTEL’de çalışmaya başlıyor Mehmet usta. Patronu, Fransa’da bulunan fabrikasından eski model 30-40 yıllık bir pres makinesi getirip, Mehmet ustaya da bu eski makinenin başına geçmesi gerektiği söyleniyor. Fabrikada çalışanlar bilir, iş kazalarını kısmen engelleyebilmek için pres makinelerinin bir kısmı iki elle birden bastığında çalışır. İki tuşla birden çalışmasına rağmen makinenin eskiliği, Mehmet ustaya yeni bir acı getiriyor. “Eski olması nedeniyle hasarlı çalışıyor o an” Mehmet ustanın ifadesiyle. Alıyor parmaklarını eski makine. O an elimde olmadan, “Çok acıdı mı?” sorusunu yöneltiyorum Mehmet ustaya. Parmaklarının peşine düştüğünü, o an elinin acısını hissetmeyip geleceğini, işsizliği ve çocuklarını düşündüğünü söylüyor Mehmet usta. Parmaklarının peşine ne kadar koşsa da, korktuğu başına geliyor, kaybediyor Mehmet usta üç parmağını. Korktuğu başına geliyor, kaybediyor işini, ekmeğini. Korktuğu başına geliyor, “kaybediyor” eşini, yuvasını.
İŞSİZ BIRAKTILAR
O tarihlerde iş görür raporu verildikten sonra iş verilmemesini eleştiriyor. “İş yaparsın dediler sonra işsiz bıraktılar” diyen Mehmet usta 5-6 yıl süreyle işsiz kalıyor. Isıtıcı üretimi yapan Kumtel’de iş kazası geçirdikten bir yıl sonra, soba zehirlenmesi sonucu bir çocuğunu kaybediyor.
Kazanın üzerine kızını kaybetmesinden sonra eşinden ayırmak durumunda kalıyor. Şimdi bir oğluyla beraber yaşıyor Mehmet usta. Oğlu da kendisi gibi okumak yerine çalışmak zorunda kalmış. Şimdi kendisinin de çalıştığı bir döküm fabrikasında iş başı yapmasını sağlamış. Gözleri ışıldayarak, “Sırt sırta verdik oğlumla” diyor.
HABERLERİ GÖRDÜKÇE İÇİM CIZ EDİYOR
Ülkemizde hiç olmadığı kadar iş kazalarının yaşandığını, işçi cinayetlerinin olduğunu ya da daha gözle görülür bir dönemden geçtiğimizi söyleyebiliriz. “Televizyonda, gazetelerde bu haberleri duyduğunda ne hissediyorsun” diye soruyorum Mehmet ustaya. “İçim cız ediyor” diyor. Sonra Türkiye’de işçi olmayı tarif ediyor, “İşçi demek ezilen, büzülen, insan olmayan sınıf demek bu ülkede” diyor. Ama zannetmeyin ki Mehmet usta sadece kendince dövünen bir işçi. Arkadaşları bunca yaşanan şey karşısında Mehmet usta hakkında, “Milliyetçi biridir ama hak arama mücadelesini elinden bırakmaz” diye tanımlamasının boş olmadığını anlıyoruz o konuştukça. Kendi çocuğunu da düşünerek sendikalaşma çabaları içerisinde olduğunu söylüyor Mehmet usta. Sendikal mücadele içerisinde milliyetçilik meselesi olmadığını en yakından yaşadığı iş kazasının dahi işçileri sağcı, solcu, muhafazakar vb ayırt etmediğini hepsinin ortak sorunlar yaşadığını söyleyen Mehmet usta, “İşçiler sürekli bir araya gelmeli, hakları için mücadele etmeli, yasal haklarını öğrenmeli” diyor. “Ben o zaman Kumtel’de iş kazası yaşadığımda haklarımı bilmiyordum. İşveren yanıma bile gelmedi. O zaman işçiler olarak tepki koysak bir daha kaza olmasını engelleyebilirdik. Ben çıktıktan sonra kaç yüz iş kazası yaşanmıştır Kumtel’de ” diyerek ders çıkarttığını söyleyen Mehmet usta patronlar tarafından “iş sağlığı” adı altında eğitim verdiklerini ama bu eğitimlerinde işçiden yana değil, üretimden yana olduğunu söylüyor. Son olarak sözlerini Kayseri işçisine, “Ben yaşadığımda haklarımı bilmiyordum. Kimse o duruma düşmesin” diyerek 26 Nisan’da yapılacak olan “Soma’nın 1. Yılında İşçi Güvenliği-İşçi Sağlığı“ paneline katılma çağrısı yaparak bitiriyor Mehmet Usta.
Evrensel'i Takip Et