06 Nisan 2015 00:51

Bu bir soygundur

Paylaş

Uzm. Dr. Gökmen ÖZCEYLAN
İşyeri Hekimi

İşe giriş ülkemizde cidden çok sevinilen bir olay. Bu kadar işsizin olduğu bir ülkede işe girişler hiç tartışılmaz. Çünkü işe girerken her şey göze alınır. İsmail, aylardır veya yıllardır işsizdir. İş ve işçi bulma kurumuna müracaat etmiştir. Tanıdığı bütün kalburüstü insanları devreye sokmuştur. Tek derdi evine ekmek parasını getirebileceği insanca bir iş bulabilmektir, İsmail’in. Zordur yani böyle bir süreci yaşamak, Ve bir gün bir telefon çalar veya bir gazete ilanından bir iş bulur İsmail. Başvurmak için hiç düşünmez. Bilir kendisi başvurmasa o işe başlayabilecek milyonlarca İsmail vardır.

İşe giriş için başvurduğu insan kaynaklarından kabulü çıkınca hemen eline bir evrak listesi tutuşturulur. Bu evrak listesinde sabıka kaydından, nüfus cüzdan örneğine, fotoğraftan ikametgaha kadar bir çok evrak istenmektedir. Hemen işe koyulmalı ve bu evraklar temin edilmelidir. İsmail’in gözüne gelmese de bana bu yazıyı yazdırmaya sebep olan bir grup evrak vardır ki hiç tartışılmaz. İşe giriş sağlık raporu için istenen evraklar. Burada İsmail’in önüne gelen evraklar içinde bu rapor için istenen tetkikler vardır. Akciğer grafisi, işitme testi, kan grubu, hemogram yani tam kan sayımı, idrar tahlili vb… İşin özelliğine göre değişmesine rağmen bu tahliller sonucunda ağır ve tehlikeli işte çalışabileceği rapor alınmalıdır. Hatta son dönemde birçok firma tetanos aşı kartı da eklemiştir bu gruba.

MALİYETİ KİME ÇIKACAK

“Eeee ne var bunda?” diye soranlarınız var biliyorum. Tabi ki de istenecek. Ama bu evraklar nasıl hazırlanacak ve bunun maliyeti kime çıkacak. Burada da ciddi bir İsmail’in hak gaspı meydana gelmektedir. Bende işte tam burada itirazımı seslendiriyorum. Bu tetkikler ve bu rapor aslında o işyerinde bulunan işyeri hekimi tarafından verilmeli ve bu tetkikler ise işe girerken İsmail’e maliyetsel yük getirmemelidir. Bunu ben demiyorum, Resmi Gazete’de yayınlanan ve İşçi ve İş Güvenliği Yasasında açıkça ve net olarak ifade edilmektedir. İş güvenliği için alınacak tedbirler ve işlemler işçiye ödetilemez. O kadar kesin bir ifadedir ki bu yasaya göre tartışılamaz. Ancak uygulama öyle olmuyor işte.

İsmail’in kendisi işe girerken iki yoldan birisini tercih etmek zorundadır. Öncelikle bu tahlilleri ve aşıları yaptırırken bir devlet hastanesine başvurabilir. Burada bu rapor için her hastane farklı olmak üzere ki bu farkı yapılan tetkik ve görülen uzman hekim sayısı belirlemektedir. Kamu hastaneler birliği uygulaması başladığından beri gelirini arttırma çabasındaki hastanelerde öyle rakamlar çıkar ki İsmail’in karşısına 60 liradan başlayıp 250 liraya kadar fatura çıkar. Bu evrak şarttır. Zorla iş bulunmuştur. O yüzden itiraz etmez İsmail, alır raporunu. 

ÖZELDE STANDART YOK

İkinci yol ise bir özel hastaneye başvurmaktır. Burada da bir standart yoktur. Burada da belirlenmiş yasal bir düzenleme olmadığı için devlet hastanesini birçok yerde aşan ücretler ödenerek bu rapor düzenlenir. Bazı hakkını aramaya çalışan İsmail kardeşlerim özel hastanede bana sadece tetkikleri yapın muayene olmayacağım, doktor muayene ücreti kesmeyin dese bile fayda etmez. Bu raporu hekim düzenleyecektir. Ki İsmail in yüzüne dahi bakılmadan sadece tetkiklere bakılarak bu rapor düzenlenir. Parası ise yine İsmail’in cebinden çıkar.

Son dönemde açılan Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri’nde (OSGB) ise anlaşmalı oldukları hastane veya yakınlarındaki hastanelerle özel bir alan yaratarak İsmail&in tetkikleri biraz da rekabete dayanması sebebiyle diğer yukarıdaki iki yoldan daha ucuz olacak şekilde ortalama 45 ile 65 lira arasında değişen bir yöntemle çözülür. Ama bu fatura yine o firmaya değil İsmail’e kesilir. 

Peki bu durum böyle mi olmalı?

Yasa hiç böyle demiyor aslında. Yasaya bakarsanız iş güvenliği ile ilgili yapılan faaliyetler kesinlikle işçiye mal edilemez diyor. Burada şu tartışma olabilir bence işe giriş bir iş güvenliği hizmeti midir?
Tabi ki belki de en önemli iş güvenliği ve işçi sağlığı hizmetlerinden biridir. İşyeri hekimi ve işverenin yasadaki sorumluluk ve görevleri kısmında bu açıkça belirtilmiştir. İşe giriş muayeneleri en önemli işçi sağlığı ve iş güvenliği hizmetlerinin başında geliyor. Türkiye’de İsmaillerin yaşadıkları ise şu: İşe giriş muayenesini kendileri ödüyorlar. Sonra işe girdikten sonra periyodik muayenelerinde yapılan tetkikleri firmalar ödüyorlar. Burada şu konu da çok önemli bence;

BU BİR SOYGUNDUR

Aşı; bağışıklama olarak yasada geçer. İsmaillerin çalıştıkları işlerine göre korunmak amacıyla yapılan aşıların en önemlisi tetanos aşısıdır. Bu aşı özellikle metal alet ve edevatla çalışan İsmailler için hayati öneme sahip bir aşı olma niteliğinde. Bu aşı için de son dönemde geliştirilen ve zamanla ciddi hak gaspına yol aça bir durum oluşuyor. İşe girerken insan kaynakları tarafından aşı kartı isteniyor. Özellikle son beş yılda aşıyı vurulduğuna dair kart isteniyor. Vurulmadıysan vurul ve aşı kartı alarak başvur deniliyor. Böyle olunca işveren tarafından yaptırılması gereken aşıların maliyeti İsmaillere yüklenmiş oluyor. Çünkü bir İsmail bir kaza sonucu bir yerini kesmediyse devlet hastaneleri veya özel hastanelerde bu aşıyı vurdurmak için ücret ödüyorlar. 

Şimdi yazımızın başına dönelim bence.  

Bu bir soygundur. Uzun süreye yayılmış, sessiz sedasız İsmaillerin soyulmasıdır. Çünkü İsmailler bu durumda gerçekten çaresizdir. Bir İsmail’in en fazla çaresiz olduğu dönemde yapılan bir soygundur. İtiraz etme hakkı var mıdır? O işi isteyen o kadar İsmail varken sizce işveren bu duruma tepki koyan ve hakkını arayan İsmail’i o işe alır mı? 
Almaz tabi ki de.

BİR AN ÖNCE DURDURULMALI

Çözüm önerin var mı diyenlere de iki çift sözüm olacak; Burada iş gerçekten sendika, kitle örgütleri ve işçi temsilcilerine düşmektedir. Bu durumu açığa çıkarmak ve İsmaillerin başına bu gelmeden önlem almak gerekir. Bu rapor ve işe giriş tetkiklerinin faturalarının ya işverene ya da işe alınmıyorsa devlete ödetilmesi gerekmektedir. Bunun için birçok yol geliştirilebilir. Örneğin özellikle organize sanayilere yakın bölgelerdeki devlet hastanelerinde böyle bir raporu düzenleme heyeti oluşturulabilir. Bu tetkiklerin ve muayenelerin maliyeti ise ya SGK tarafından ödenmeli sonra da İsmail eğer işe girerse de o firmadan tahsil etmenin yolu bulunmalıdır. Veya OSGB’lerden alınan raporlar mutlaka işverene fatura edilmelidir. Bu söylediğim önerilerin şu an için mutlaka hukuki zemin eksiklikleri olabilir. Ancak bunlar sorunu tespit ettikten sonra çok kolay çözümlere kavuşturulabilir. Böyle bir sorunu benden başka sorun olarak gören varsa tabi…

Yine diyorum bu bir soygundur. Ve bu soygun biran önce durdurulmalıdır. 

Saygılarımla…

ÖNCEKİ HABER

Sorunları anlatıp çözümü tartıştılar

SONRAKİ HABER

Bir insan yaşamı o kadar ucuz değil

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...