05 Nisan 2015 08:55

Sınırların ötesinde kadınlar neler yaşıyor, neler yapıyor?

Afganistanlı Ferhunde, Birleşmiş Milletler Kadının Statüsü Komisyonu’nun 59. toplantısı, Hindistan’da bir kadının kürtaj girişimi...

Paylaş

Hazırlayan: Özge KURU

Afganistan’da Kuran yaktığı gerekçesiyle kalabalık bir çete tarafından linç edilen Ferhunde adlı genç kadının cenazesini Afgan kadınlar, erkekleri kelimenin tam anlamıyla saf dışı bırakarak omuzlarında taşıdı. Aynı Tarsus’ta vahşice öldürülen Özgecan’ın cenaze töreninde olduğu gibi. Afganistan’da kadınların araba kullanmasının bile yasak olduğu ve dini kuralların baskınlığı düşünüldüğünde cenazeye katılan kadınların gelenekleri yerle bir eden öfkesinin derecesini tahmin etmek biraz daha mümkün hale geliyor. Soyadı bilinmeyen Ferhunde, sokak ortasında bir iddia üzerine taşlarla ve sopalarla dövülmüş, arabayla ezilmiş, sonra da Kabil Nehri kıyısında cesedi yakılmıştı. Cesedi yakılan Özgecan gibi, Afgan kadının yaşadığı vahşet görüntüleri de tüm dünyada tepki toplamıştı.
Ferhunde ve Özgecan’ın yaşadıklarında kadın hakları mücadelesini ortaklaştıran başka bir nokta da cenazede atılan sloganlara yansıyan adalet talebi oldu. “Hepimiz Özgecan’ız” yerini “Maa hama Farkhunda yem”e; “Erkek değil gerçek adalet istiyoruz” sloganı da “Maa edalat mikhohim!”e bıraktı bu cenazede. Ve dualar da aynıydı: “Artık başka bir tabut daha taşımak zorunda kalmak istemiyoruz” diyordu Ferhunde’nin cenazesine katılan Elnaz.

KADIN GİBİ YAP!
30 dakikalık mesafe boyunca kadınların omzunda taşınan Ferhunde’nin cenazesine katılanlardan Rewida Neayish, “Tek istediğim Ferhunde’ye saygın bir  cenaze töreni yapabilmek. Bu kendi gücümün farkına vardığım ilk an oldu ve kendi kendime gelenekleri yıktığımı söyledi” diyor. Kadın hakları savunucusu Azaryan, “Ben tabutu erkeklere ‘siz erkek değilsiniz’ demek için omuzlamadım. Tabutu taşıdım çünkü bu ülkedeki kadınlara ‘eğer bir şey başarmak istiyorsak bir araya gelmeliyiz ve istediğimizi yapmalıyız’ demek istiyordum. Bunu bir kadın gibi yapmalıyız. Ve eğer bir araya gelirsek tabuları yıkabiliriz. Bunu gösterdik. Kimse bizi Ferhunde’nin tarafında olmaktan alıkoyamadı çünkü birlikteydik ve birbirimizin destekçisiydik” dedi. Cenazeye katılan kadınlara göre naaşın kadınlar tarafından taşınmasının sembolik bir önemi vardı. Değişimin mümkün olduğunu sembolize ediyordu. Afgan kadınlar ayrıca olay hakkında soruşturma yürütülmesini ve katillerin cezalandırılmasını istiyor. Ülkede ve sınırların ötesinde ABD’de cenaze töreninin ardından da protestolar bitmedi. 

BM’DE YAPILAN EN BÜYÜK KADIN TOPLANTISININ SONUCU:
Gidilecek çok yol, yapılacak çok iş var
20 yıl önce kadın haklarını insan hakları olarak kabul eden Pekin Eylem Platformu’nun 20. yıldönümüne denk gelen Birleşmiş Milletler Kadının Statüsü Komisyonu’nun 59. toplantısına kadın örgütleri adeta akın etti. 1100 sivil toplum örgütünün katıldığı toplantıda kadınlar ülkelerindeki deneyimlerini paylaşırken farklı sorunlara değinildi ve 20 yılda ‘işin henüz tamamlanmadığı’ sonucuna varıldı. 167 ülkeden katılımcının bulunduğu toplantıda Sierra Lione, cinsel ve ev içi şiddetin araştırılması için polise eğitim verildiğini ve toplumu kadına yönelik şiddetle ilgili eğitmek üzere programlar hazırlandığını anlattı. Latin Amerika ülkeleri ise doğum izni konusundaki gelişmeleri aktarırken kadınların çalışma haklarını kullanmalarını sağlamak için çocuk bakımı hizmetlerinin iyileştirildiğini belirttiler. 9-20 Mart tarihleri arasında yapılan toplantının bu yıl için belirlediği hedef ise daha önce vurgulandığı gibi 2030 yılına kadar cinsiyet eşitsizliğinin yok edilmesi.
Boko Haram ve IŞİD saldırıları, kadınların yaşadıkları sanal şiddet ve kadınların doğum kontrol yöntemlerine ulaşamamaları bazı Avrupa ülkeleri de dahil kadınların ortak sorunu olarak dillendirildi. 
20 YILDA BİR ARPA BOYU YOL
Kadının statüsünü iyileştirmek için Pekin Eylem Platformu’nun kurulmasının ardından 20 yıl geçmesine rağmen tüm dünyada kadınların yüzde 70’i hayatında en bir kez şiddete maruz kalıyor. Dünyadaki hiçbir ülke cinsiyet eşitsizliğini yok etmiş değil ve birçok ülkenin gelişimi çok yavaş ilerliyor. Mevcut gelişim hızıyla tüm dünyada istihdama katılımda cinsiyet eşitsizliğini yok etmek 80 yıl alacak yani 2095’ten önce mümkün değil.  
Toplantıda dikkat çeken diğer hususlar ise İsrail’in Filistin topraklarını işgal etmesinin Filistinli kadınlara yoksulluk, işsizlik, gıda güvenliği yoksunluğu, sağlık hizmetlerine ulaşamama ve şiddet eylemlerinin cezalandırılmaması olarak geri döndüğü gerçeği ve son yıllarda büyüyen başka bir sorun: Silahlı gruplar tarafından ve çatışma nedeniyle topraklarından sürülen kadınlar. 
Katılımcıların uluslararası çapta yasal olarak kadınların garanti altına alınması gerektiğini vurguladığı konular ise insan tacirliği, tecavüz, zorla ya da çocuk yaşta evlendirilme ve cinsiyete dayalı diğer şiddet türleri. Kadınların sünnet edilmesi, kız çocuklarının memelerinin düzleştirilmesi ve toplu taşıma araçlarında tecavüz ve cinsel taciz konuları da eğitim, sağlık hakkı ve politikaya katılım gibi geleneksel konuların yanında kendilerine yer buldu. 

KÜRTAJ GİRİŞİMİNE 20 YIL HAPİS
Hindistan’da kürtaj olma girişiminde bulunan bir kadına 20 yıl mahkumiyet veren ilk ülke oldu. Daha önce hamileyken intihar girişiminde bulunan mülteci Bei Bei Shuani’ye de hapis cezası veren Hindistan, bu kez kendi kendi kendine kürtaj ‘girişiminde’ bulunduğunu öne sürdükleri bir kadını cezalandırarak bir ilke imza atmış oldu. 

ÖNCEKİ HABER

Bir kadın niye susar? Ve nasıl konuşur?

SONRAKİ HABER

HDP, Paskalya Bayramı'nı kutladı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...