02 Nisan 2015 16:07

Gençliğin Fıtratı

Buna dur diyebilecek olan bizleriz. Bulunduğumuz alanda bilinçlenmek, farkındalığı artırmak için çabalamalı ve mücadele yolunda emin adımlarla ilerlemeliyiz.

Paylaş

Eren SEYREK
Bahçelievler
İstanbul

Hepimiz İstanbul Valisi Vasip Şahin'i tanıyoruz. Özellikle okulları tatil etme konusundaki bonkörlüğüyle ünlenmiş, adına capsler yapılmış, şiirler yazılmış, karda kışta çocukları okula gitmeye zorlayan Hüseyin Mutlu'nun aksine öğrencileri düşünen dünya tatlısı bir adam...
Şimdi bir de madalyonun arka yüzüne bakalım. Aynı adam, İkitelli Organize Sanayi Bölgesi'nin (OSB) müteşebbis heyetinin (Bakanlık tarafından yer seçimi onaylanan OSB'nin oluşumuna katılan kurum ve kuruluşların yetkili organlarınca mensupları arasından tespit edilecek üyelerden oluşur) başkanlığını yapıyor. İkitelli OSB'de çalışanların neredeyse 4'te 1'i çocuk! Yaşlarından büyük iş saatleriyle çalışıyorlar. (12-14 saat)
Öte yandan her gün daha da bozulan eğitim sistemiyle gençliğin geleceği daha fazla belirsizleştirililiyor. Gençlerin gelecekleriyle rahatça oynamak, kendilerine köle yetiştirmek, sorgulamayan, biat eden gençlik yaratmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Yönetiminde bulunduğu bölgede okulda olması gereken çocukların yetişkin bir insanın bile kolay çalışamayacağı zor koşullarda, yoğun çalışma saatlerinde çalıştırılmasına göz yuman, bundan memnuniyet duyabilen bir valinin, onu atayan üstlerinin ve meslek arkadaşlarının gençliğin geleceğiyle oynamamasının, onları köle haline getirmemesinin bir garantisi var mı? Hatırlarsanız bundan birkaç ay önce bir üniversite öğrencisi harç ücretini çıkarmak için çalıştığı Torunlar İnşaat'ta asansörün düşmesiyle hayatını kaybetmişti. Olayın tüm sorumluları tahliye edildi. Şaşırdınız mı?

ÇARESİZ DEĞİLİZ

Gençliğin bu denli baskılanmasının, gelecekleriyle oynanmasının karşısında durmak için ne bekliyoruz. Küçük yaşta parasızlıktan okumaktan mahrum kalıp yaşından büyük işlerde çalışanlar, okul parasını çıkarmak için ölenler; parasız, bilimsel, demokratik bir eğitim için sokağa çıktığı için fişlenenler, tutuklananlar, gaz kapsülüyle vurulanlar... Birileri bu adiliğe dur demeli. Etrafınıza çaresizce bakmayın. Buna dur diyebilecek olan bizleriz. Bulunduğumuz alanda bilinçlenmek, farkındalığı artırmak için çabalamalı ve mücadele yolunda emin adımlarla ilerlemeliyiz. Bu çarkı ancak birleşerek, örgütlenerek bozabilir ve kendi tarafımızda döndürebiliriz.