02 Nisan 2015 15:58

Hobi Olarak Yine Yap!

Umarım bundan sonraki tiyatro yazılarının tamamı şuan içinde bulunduğu zorlukları, güçlükleri eleştiren yazılar olmaktan çıkıp; ne kadar önemli, kıymeti bilinmesi gereken bir sanat dalı olduğunun anlatıldığı uzunca yazılardan oluşur.

Paylaş

Barış ALIR
AİBÜ
Bolu

Başlıkta da bahsettiğim gibi. Hobidir anca. Ne yazık ki çoğu insan tiyatroya bu gözle bakar. Bir meslek, evlenirken makul bir iş ya da toplumca saygı duyulan yanı olmamıştır tiyatronun. Saygı dediğiniz şey,  bu topraklarda paradan ve mevkiden geçer. İnsanlar hayatını sürdürebilmek için yalnızca çalışmalısın şiarıyla hareket ettirildiğinden;  tiyatro, şiir vb alanlarla ilgilenememiş, dolayısıyla ne gerek var denen bir hal almıştır genel anlamda sanat. Yoldan on anne baba çevirseniz, bunlardan sekizi evladının ya doktor ya mühendis ya avukat ya da buna benzer yüksek geliri olan işlerle uğraşmalarını ister. Çok azından işitirsiniz benim oğlum çok güzel keman çalıyor ya da kızım muazzam bir balerin diye. Bunun sebebi insanların geçim derdinden bu güzelim yeteneklerini alıp, malum görüşlerle beraber hobi denen o kara kutunun içine koymalarıdır. Ama bilinmez ki yeteneği olan insanlar için bu durum kendilerini karanlık bir odaya kapatmaktan farksızdır. Normalde herkesin de yapabileceği bir iş değildir. Böyle yeteneklere sahip insanlar aslında el üstünde tutulması gerekirken, bizde ne yazık ki kolayca ayaklar altına alınabilecek bir durumdadır.

SANATA VE SANATÇIYA VERİLEN DEĞER...

Tiyatro, ülkemizde uzun yıllardır hiçbir destek olmadan hala kendini var etmeye çalışıyor. Destekten kastım ne halktan, ne de bu zamana kadar iktidar sahibi olan hiçbir hükümetten hak ettiği ilgiyi ve desteği ne yazık ki göremiyor. Bunu sanata ayrılan bütçeden, Devlet Tiyatroları'nın kapatılma arzusundan ve buna benzer sayısız örnekten anlayabiliyoruz. Özellikle son yıllarda sanatın ve sanatçının üzerindeki baskı bir hayli artmış durumda. Gerçi yapılan heykellere 'ucube' deyip onları yıkan, - Aman canım sanata, tiyatroya ne gerek var! Diyen zihniyetten de bir şey beklemek onlara büyük haksızlık olurdu. Bu klişe örneği çok duyarız konu tiyatro olunca, ama ben yine de buraya taşımak istiyorum. Bu hükümetin hiçbir işlevi yokken Diyanet İşleri Bakanlığı'na ayırdığı yıllık ödenek, Kültür ve Turizm Bakanlığı'na verilen ödeneğin neredeyse 15 katıdır. Bu da var olan hükümetin sanata ve sanatçıya verdiği değeri açıkça göstermektedir. Örneğin en son alınan kararlardan biri de ilk ve ortaokullarda tiyatro oyunlarının sahnelenme yasağıdır. Kendini ifade edebilmenin en güzel yollarından biri olan tiyatronun, o yaşlarda bir çocuğun kafasında ve kalbinde uyandıracağı merak kelimelerle anlatılmaz. Bu yasağın çocukları tamamen sorgulamadan,meraktan,ilgiden yoksun bırakıp,ilerde düşünmeyen,kendini ifade etmesine engel olunan otonom bireyler dönüşmelerini sağlamaktan başka bir getirisi olamaz.

HAYALLERİN HAYAT BULDUĞU YER
    
Derdini anlatmanın en güzel şekillerinden biridir tiyatro. Bir konu hakkında sayfalar dolusu yazılan bir makaleden, bir durumu ya da olumsuzluğu eleştirir ya da överken tiyatronun işlevselliği kullanılabilir. Tiyatro oyuncusu içinse tiyatro, sinemadan çok daha ileridedir . Sinemada bir yanlış için yüzlerce kez tekrar yapılabilirken;  tiyatro da böyle bir şansınız yoktur. Ya o an da doğaçlama ile durumu  kurtarırsınız, ya da partneriniz sizin verdiğiniz açığı kapatır ve oyunu toparlar. Bunu canlı olarak izlemekse insana çok büyük bir keyif verir. Tiyatroya gönül verdinizse bunu daha iyi anlarsınız. Her yeni oyun farklı bir dünya olurken sizin için, her farklı karakterse içinizde en derinlerde barındırdığınız kişilikleriniz olabilir. Gündelik hayatta yapmak isteyip de yapamadıklarınızı o sahne de gerçeğe dönüştürebilirsiniz. İşin güzel yanı kimse de sizi yadırgamaz. Çünkü yaptığınız işi anlayan ve en az sizin kadar bunu sevip, sahiplenen insanlarlasınızdır o sahnede. Tiyatro için hayallerin hayat bulduğu yer desek çok da abartmış olmayız. Bu yazıyı tamamlarken yirmi yedi mart Dünya Tiyatrolar Günü'ydü. Umarım bundan sonraki tiyatro yazılarının tamamı şuan içinde bulunduğu zorlukları, güçlükleri eleştiren yazılar olmaktan çıkıp; ne kadar önemli, kıymeti bilinmesi gereken bir sanat dalı olduğunun anlatıldığı uzunca yazılardan oluşur. Sanatın hiç tükenmediği ve herkesin saygı duyduğu bir gelecek temennisiyle tiyatro dolu yıllara.

 

ÖNCEKİ HABER

TBMM Genel Kurulu'nda gerginlik

SONRAKİ HABER

Gençliğin Fıtratı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...