Siyasi istikrar: Borçluluk Ekonomik istikrar: Taşeron

Ümit KARTAL
İstanbul

Halkların Demokratik Partisinden aday adayı olan İstanbul Üniversitesinden Doç. Dr. Nilgün Ongan, Kadın İşçi Aday Adayı Sevgi Yalçın ile birlikte, İstanbul Bağcılar’da Van Çataklılar Derneğini ziyaret etti.

Gündemdeki gelişmeler ve yaklaşan seçimler üzerine dernek yöneticileriyle değerlendirmeler yapan Ongan, “Emekten, barıştan, demokrasiden yana güçlerin kader birliği var. Birleşmek şart, başka bir lüksümüz yok”dedi.

Yaratılan gergin atmosferle kitlelerin iç güvenlik paketine ikna edilmeye çalışıldığını ifade eden Doç. Dr. Nilgün Ongan, “400 vekil arzusuyla, seçim sonrasında ‘iç savaşa’ hazırlanıyor diyorduk, belli ki şimdiden iç savaşa hazırlanıyor”dedi.

‘BEN VERDİM DİYEN GEREKİRSE GERİ ALIR’

Çözüm sürecine dair dernek yöneticileriyle sohbet eden Ongan, barışın halkların mücadelelerinin birleşmesiyle kazanılacağını söyledi. Ongan, “Barış dediğimiz şey haktır, eşitlik haktır. ‘Devletimizin şefkati, devletimizin merhameti’, ‘Biz verdik’ denilerek barış olmaz. Hükümet lütufta bulunuyormuş gibi davranıyor, hak olarak görmüyor” dedi

Ongan, AKP’nin 1 Mayıs için de aynı yaklaşımda bulunduğunu ve “Ben verdim dedikleri 1 Mayıs’ı 1, 2 yıl geçmeden işçilere zehir etmeye başladılar. Taksim’i yeniden emekçilere kapattılar. Hükümet, temel hak ve özgürlükleri tanıyıp saygı göstermedikçe, gerçekten demokratikleşmenin önünü açmadıkça ne Kürt halkının ne de emekçilerin güvenini kazanamayacak” diye konuştu.

‘AKP TEMEL HAKLARI RANTA ÇEVİRİYOR’

Yoksullukla mücadele etmeyen AKP’nin yoksulluğu yönettiğini söyleyen Ongan, “Sosyal güvenlik mi? Bu işçilerin hakkı zaten. Elinden alınmaya çalışılan hakkı. AKP gasbettiği hakkı ranta çeviriyor. Emekçilere şantaj uyguluyor” dedi. Ongan, şöyle devam etti: “AKP’nin ‘siyasal istikrar’ dediği şey de böyle bir şey. Emekçilere ‘Ben gidersem, senin borcun var kiran var, ödeyemez perişan olursun’ diyor. Maden göçüğünden çıkan işçi bile borcu nedeniyle madene girmek zorunda bırakılıyor” diye konuştu. 

Ongan, “Elimizdeki telefonlar bile fatura üzerine borçlandırılarak alınmış, 2 yıl kullanıyoruz, telefon eskiyor ama borcu bitmiyor. Emekçiler, kira ödüyor, taksit ödüyor; bu yüzden AKP’nin bu tehdidinden korkuyor. AKP’nin siyasi iktidar dediği borçluluk, ekonomik istikrar dediği taşeronlaştırma ve güvencesizleştirme” dedi. “Barış ve eşitlik mi? Bu da zaten hak.” diye konuşan Ongan, AKP’nin Kürt halkına, ‘Ben iktidar olamazsam barış umudun kalmaz’ dediğini söyledi. Ongan, “AKP’nin iktidarda kalmasının sırlarından biri de bu. Emekçilere gerçeğin böyle olmadığının anlatılması gerekiyor” diye konuştu.

‘PARSEL PARSEL SATILAN İŞÇİNİN EVİ EKMEĞİ’

Onca yolsuzluğa rağmen emekçilerin AKP’den kopmuyor oluşuna dikkat çeken Ongan, şunları söyledi: “Parsel parsel satılanı emekçiler kendi parseli olarak görmüyor. Zaten satılacak evi bile yok. Bu yüzden yolsuzlukların doğrudan kendisini ilgilendirdiğini düşünmüyor.” Ongan, “Onlar sattığı için 40 yıl çalışan işçinin başını sokacağı bir dört duvarı olamadığını anlatacağız” dedi. 
Tarihi önemdeki seçimlere yaklaşırken, emek ve demokrasi güçlerinin HDP etrafında bir birliktelik sağlamasının önemine dikkat çeken Ongan, “Başka türlüsü de mümkün değil. Emekten, barıştan, demokrasiden yana güçlerin kader birliği var. Birleşmek şart, başka bir lüksümüz yok” diye konuştu.

BARAJI AŞSA DA MUHALEFETİ SOKAKTA ÖRECEK

Dernek üyelerinin “HDP barajı geçemezse ne olur?” sorusuna ise Ongan, “HDP bileşenlerinin hiçbirinin mücadele algısının merkezinde parlamento yok. Bence de parlamento toplumsal muhalefet alanlarından sadece biri. Ama boş bırakılmaması gereken bir alan. Yoksa mücadelenin esası diğer alanlar” dedi. Ongan, HDP’nin barajı aşamayınca değil, barajı aşsa da muhalefeti sokakta örmeye devam edeceğini söyledi. Van Çataklılar Derneği Başkanı Burhan Süpürgeci de ziyaretten memnun kaldıklarını ifade ederek, barış ve demokrasi için herkese sorumluluk düştüğünü söyledi. Süpürgeci, “AKP’nin temiz bir seçim yapmayacağını hepimiz biliyoruz. Olası provokasyonlara karşı adaylarımız da derneklerimiz de dikkatli ve sorumlu olmalı” dedi. Süpürgeci, “İnsanlar cebine, mutfağına, çocuklarının rızkına dokununca olan bitenin farkına varıyor ve değişiyor. İşçilerin dertlerine vurgu yapan bir seçim dönemi geçirmeliyiz” diye konuştu.