30 Mart 2015 01:02

Bu bakış açısıyla olmaz

Paylaş

Uzm. Dr. Gökmen ÖZCEYLAN
İşyeri Hekimi

Saat sabahın sekiz buçuğunda vardım fabrikaya hava buz gibi soğuk. Revirde bir soba dahi yok bırakın kaloriferi. Yerden öyle bir soğuk vuruyor ki. Ayak altıma bir formül bulmam lazım. İnsan alttan soğuğu yiyince hasta oluyor. Bu kış da gerçekten soğuk geçiyor. İşyeri hekimliği Türkiye’de gerçekten önemsenmiyor. Neden mi böyle diyorum? İşte o sabah İsmaillerle yaptığım bir sohbet.

Bu fabrika bir metal fabrikası ve iki yıldır burada işyeri hekimliği yapıyorum. İsmailler bence beni seviyorlar. Elimden geldiğince sağlık sorunlarını çözmeye çalışıyorum. Ama yine de bir muhabbet onlarında işyeri hekimliği hakkındaki görüşlerini özetliyor. 

Sabahın bu saatinde çayımızı almışız sigara ve dinlenme bölümündeyiz. Fabrikanın dışında brandadan yapılmış bir alan. Oturma yerleri var ve kül tablaları karşımızda. On dakikalık çay molasındayız. Bu molaları hiç kaçırmam, en güzel sohbetler burada kurulur. Hem de en verimli eğitimler... Bir fabrikada İsmaillerin işyeriyle ilgili sorunlarını en iyi öğreneceğiniz yerdir buralar. O sabahta o soğukta yaklaşık 15-20 arkadaşımla dalıyoruz koyu bir sohbete. İsmail beni seviyor biliyorum. “Hocam diyor çok soğuk sizin revir yaa... Biz girince üşüyoruz. Bir gün donacaksınız diye korkuyorum” diyor. Alın size bir gülüşme. “Düşünün birgün” diyor İsmail, “Revire muayeneye geliceğiz. Doktor donmuş. 

Hocam donan bir insana ne yapmamız lazım?” Ben de oradan yakalayıp, işyerlerinin işçi sağlığı ve iş güvenliğine ülkemizde ne kadar kötü baktıklarının, ne kadar önem vermediklerinin güzel bir örneği diyorum. İsmail aklındakini tüm samimiyetiyle söylüyor ve onun da işyeri hekimliğine nasıl baktığını anlıyorum. 
Hocam sen diğer doktorlardan az mı okudun sen niye düzgün bir hastanede çalışamıyorsun, gelmiş buralarda rezil oluyorsun diyor. Aslında geçen gün arkadaşlarımızla konuşuyorduk. Yazdığı ilaçlar da bize ne iyi geliyor. Bilgisi de var gibi, acaba neden fabrika doktorluğu yapıyor diye. 

İşte konunun özeti bu. Türkiye de işyeri hekimliği işverenin gözünde maliyeti yük olan, devlet mecburiyeti olmasa ihtiyaç bile duyulmayan. 

İsmail’in gözünde ise başarılı olamamış veya herhangi bir hastanede çalışamayacak doktorların yaptığı eften püften bir iş. Başarılı bir hekimin ne işi olabilir ki fabrikada.

Halkın gözünde işyeri hekiminin ismi zaten fabrika doktorluğu. İlaç yazmaya bir iki işçinin geldiği diğer zamanlarda ise yatılıp fabrika müdürleriyle, insan kaynaklarıyla muhabbet eden kişi. 

Doktorların gözünde nasıl; emekli olunca yorulmadan gidilip, ek bir gelir kaynağı için başvurulan, Hele bir şu sertifikayı alalım da yarın bir geçiş döneminde işsiz kalırsam gider bir fabrikada işyeri hekimliği yaparım diye düşünülen bir alan. 

Veya aile hekimlerinin aylık ek gelir için başvurdukları otuz saatlik yasal haklarını doldurdukları, zorunlu hizmetten sonra tayinle sürüneceğime geçip işyeri hekimliği yaparım sonra da açıktan atama kurasıyla bir yerlere kapak atarım, bu dönem içinde de işyeri hekimliği yaparım diye bakılan, yedekte bekletilen bir alan.

6331 sayılı Yasa’da ve sonrasında yapılan tüm yasal düzenlemelerin iş kazalarını önlemede etkisiz kalma nedenlerini arıyoruz değil mi? 

Düşünelim biraz isterseniz, işçi sağlığı ve güvenliğinin en önemli iki ayağından biri olan işyeri hekimliğine tüm toplumun bakış açısı bu. Bu yüzeysel ve sığ bakış açısının yaratacağı boşluk sizce neyle dolabilir?
Tabi ki iş kazası ve sağlıksız işçi popülasyonuyla dolabilir ancak. Düşünün doktorunun çalışacağı revirine ısınmayı bile maliyetsel yük olarak gören veya düşünülmesi gereken bir konu olarak görmeyen işveren, tüm başarısız, hiçbir hastanede çalışamamış doktorların kendisine hizmet sunmaya çalıştığını zanneden işçi ve bu hizmeti sadece geçici bir kurtuluş yolu olarak görüp, ilk güzel fırsatta kaçmaya hazır işyeri hekimleri. 

Tablo bu kadar net. Buradan sadece sağlıksız işçi, kayıt altına alınamayan hastalıklar tablosu ve iş kazaları çıkar.

Yani buradan çıkacak tek sonuç her şeyden önce hepimizin bu iş güvenliğine bakış açımızı değiştirmemiz lazım.

Saygılarımla…

ÖNCEKİ HABER

Doğum yapmayı beklerken işten atıldı

SONRAKİ HABER

İSDEMİR taşeronlaştırılıyor, sendikasızlaştırılıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...