23 Mart 2015 02:00

Metal işçisi mücadeleye hazır ama ya yönetimler!

Paylaş

Sio Otomotiv'den 
bir grup işçi/Çorlu

Biz Birleşik Metal-İş Sendikası’nın örgütlü olduğu Sio Otomotiv Fabrikası’nda çalışan işçileriz. Fabrika MESS’e üye olduğu için grup sözleşmesinde yer almaktaydık. Sözleşme görüşmeleri sırasında rutin eylemleri yapmamıza rağmen birçok işçi hepimiz sıradan bir sözleşme süreci gibi hareket ediyorduk. Eylemlere sendika karar aldığı için uyuyorduk ama işe yaramayacağına inanıyorduk. Fabrikaya girerken yaptığımız yürüyüşlerle isteklerimizin kabul edilmeyeceğini biliyorduk. Başta işyeri temsilcileri ve Trakya Şube yöneticilerinin fabrika yönetimi ile ilişkileri, sendikanın işçilerin sorunlarına sahip çıkmadaki yetersizliği gibi bizi şeyler umutsuzluğumuzu besliyordu.

Ama Türk Metal sözleşmeyi 3 yıllık imzalamasından sonra sanki umutsuzluk içinde olan fabrikadaki işçiler gidip yerine başkaları geldi. Fabrika içinde işçi arkadaşlarla sözleşme ile ilgili sürekli canlı tartışmalar başladı. Türk Metal Sendikası’nın imzaladığı sözleşmenin kesinlikle kabul edilemeyeceği, gerekirse greve gidilmesi gerektiği tartışılıyordu. Önceden sendikamız BMS’ ye bir güven eksikliği vardı. Bu da işçileri umutsuzluğa itiyordu. Ama şimdi bu sorunlardan daha çok mücadele konuşuluyordu. Hele de Gebze mitinginden sonra “mücadele” ve “grev” sesleri yükselmeye başladı. İşçi arkadaşlar arasında bir yakınlaşma ve birlik bir çok eksiğine rağmen daha iyi duruma gelmişti. 

Bizim fabrika 19 Ocaktaki ikinci grupta greve çıkma kararı alındı. Önce mesai yapmak için yarışan biz işçiler şimdi mızmızlanmadan greve çıkacaktık. İşçiler hazırdı ama yinede bir başı bozukluk vardı. Grev komitesi kurulmuş ama üstten kurulduğu için olsa gerek kimler olduğunu bile sonradan duyduk. Sendikacılar işçilerin içinden seçmişler. Oysa işçiler olarak biz bölümlerimizden seçseydik daha uygun kişileri seçerdik. Fabrika yönetimi grev oylaması yapılması için işçilerden imza toplamaya başladığında afallayıp kaldık. Ne yapacağımızı kestiremedik. Müdürlerle işçiler tek tek karşıya geldiği için açıkçası korktuk da... Bu dönemde ne temsilciler ne komiteden kimse imza verilmeyecek demedi. Bir kısım işçi ne yapacağını bilemediğinden imzada vermiş oldu. Şube Başkanı ise iş işten geçtikten sonra fabrikaya geldi. Ben burada anladım ki işçiler mücadeleye hazır ama mücadeleyi yönetecek kadrolarla işçinin bağı zayıf.
İlk çıkan grubun grevi yasaklanınca öfkelendik ama mücadeleye devam etmek istiyorduk. Sendika merkezinin açıklamaları da o yönde olduğunu tahmin ediyorduk. İlk birkaç gün bu duygularımız böyle devam etti. Sendikanın bütün kararlarına uymaya çalışıyorduk. Yürüyüşler yapıp, mesaiye kalmıyor ve üretim düşürüyorduk. Ama grev yasaklanmasından sonra sendika işbaşı yapın deyince artık yavaş yavaş işçiler eski hallerine dönmeye başladı. Çünkü umutlarımız azalmaya başladı. Hele bir de üretim yavaşlatma yaparken sendika temsilcilerinin önceki aylara göre daha fazla üretim yapmaları işçiyi tamamen karamsarlığa sürükledi. Sormak gerekiyor. Üretim bölümünde performanslar yüzde 80 ile yüzde 60’a kadar inerken, montaj bölümünde temsilcilerin bireysel performanslarını yüzde 113’e çıkarmaları normal mi? Bunu gören işçiler ne düşünür? Eylem kırılmaz mı? Sendika hakkında oluşmuş olumlu duygular kırılmaz mı?

Biz bu süreçten öğrendik ki; en önemli şey, metal işçileri olarak gerektiğinde ekmeğine ve geleceğine sahip çıkacağız ama sendikanın da bu süreçlerde ileriye yönelik kararlar almasını hep birlikte zorlayacağız. Yoksa süreç iyi yönetilemez. Engeller artar!

ÖNCEKİ HABER

Direnişteki divan işçileri yazdı: Ülke şirket olmasın

SONRAKİ HABER

Çocuğum süt yerine şekerli su içerken onun vicdanı rahat mı?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...