18 Mart 2015 01:59

MEB burslusu öğrencilere baskı

Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren 1416 sayılı Kanun’la yurt dışına öğrenci gönderiliyor. Son yıllarda uygulanan '5 Yılda 5 Bin Öğrenci' projesiyle ise her yıl yüzlerce öğrenci Milli Eğitim Bakanlığı tarafından verilen burslarla yurt dışında lisansüstü eğitim görmeye başladı.

MEB burslusu öğrencilere baskı

Tolga Alp TURGUT
İstanbul

Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren 1416 sayılı Kanun’la yurt dışına öğrenci gönderiliyor. Son yıllarda uygulanan “5 Yılda 5 Bin Öğrenci” projesiyle ise her yıl yüzlerce öğrenci Milli Eğitim Bakanlığı tarafından verilen burslarla yurt dışında lisansüstü eğitim görmeye başladı. Burs programına alım, ÖSYM tarafından YLSY (Yurt Dışına Lisansüstü Öğrenim Görmek Üzere Gönderilecek Öğrencileri Seçme ve Yerleştirme) adı verilen bir sistemle gerçekleştiriliyor. Programdan yararlanan öğrenciler, MEB bursiyerleri olarak biliniyor. Bu burs sistemiyle özellikle, son yıllarda kurulan ve ciddi akademisyen açığı bulunan üniversitelere kadro yetiştirilmesi amaçlanıyor. Yurt dışında devlet bursuyla çok sayıda öğrenciye yüksek lisans ve doktora yapma imkanı sunulması kulağa hoş gelse de seçme aşamasından eğitim aşamasına ve öğrencilerin Türkiye’de göreve başlamasına değin yaşanan sorunlar bitmek bilmiyor.

Öğrenciler programa yerleştirildiğinde, eğitime başlayabilmeleri için MEB’le senet imzalamak zorunda bırakılıyor. Bu senetlerde öğrencinin eğitimi için harcanan paranın, ‘başarısızlık’ durumunda öğrenciden yüzde 50 faizle tahsil edileceği maddesi yer alıyor. Üstelik öğrenciden bir de, kefil bulması isteniyor. Kefillere eğitimin yüksek lisans veya doktora düzeyinde olmasına göre, 65 bin-100 bin dolar gibi taahhütlere imza attırılıyor. Yakın zamana kadar, öğrenci bir şekilde yurt dışı eğitimini tamamlayamazsa Türkiye’deki üniversitelerde göreve başlayabiliyordu. Ancak Ocak 2015’te uygulamada değişikliğe gidilerek bu durumdaki öğrencilerin tazminata düşürülmesine gidildi. Bu durumda olan öğrenciler Türkiye’deki ailelerin büyük bir çoğunluğunun ödeyemeyeceği açık olan borç yükü altına girmek veya uzun hukuki süreçlerle uğraşmak zorunda kaldı. Tazminat tehdidi, kısa zamanda öğrencilerin MEB tarafından belirlenen koşullara itiraz etmesi halinde öne sürülen bir Demokles kılıcına dönüştü. Öğrenci yurt dışında ne kadar iyi bir üniversitede okursa okusun ‘başarı’ kriteri, Bakanlığın öne sürdüğü bürokratik dayatmalara göre belirleniyor. Örneğin, doktora eğitim süresi ülkeye ve bölüme göre değişse, bilimsel araştırmaların zorluk düzeyi asgari sürenin aşılmasını rutin hale getirse de Bakanlık, burs süresini 3-4 yılla sınırlayarak ilgili üniversitenin program koşullarını dahi dikkate almıyor.

MEB burslusu öğrencilerin yaşadığı problemler akademik özgürlük açısından izahı olmayacak düzeyde. Devlet bursuyla sosyal bilimler kapsamındaki alanlarda eğitim gören birçok öğrencinin Türkiye’yle ilgili tez yazmaları yasak. Uygulamada, toplumsal sorunlara dair gözlemlerini Türkiye’de yaşamış bir öğrenciden, birikimini bir yana koyarak fikirsel üretim yapması bekleniyor.

EMEL ASLAN ÇÖN HAYATINI KAYBETTİ

Bu bursla Kanada’da moleküler biyoloji alanında doktora yapan 29 yaşındaki Emel Aslan Çön kalp krizi geçirerek yaşamını yitirdi. Sosyal medyadaki paylaşımlarına dayanarak, Emel’in de burs sistemiyle ilgili sorunlardan muzdarip olduğu görüldü. Emel’in yaşadığı stresin, ölümünde etken olmuş olabileceği belirtildi. Emel Aslan’ın, bursla ilgili Facebook forumlarında “Borcun ancak ölüm durumunda ortadan kalkabileceği” yorumunda bulunduğu görüldü. Bu tür forumlar öğrencilerin ne kadar keyfi ve hukuksuz uygulamalarla boğuştuğunu gözler önüne serdi. Öyle ki bir başka öğrencinin, yalnızca bursu bırakması durumunda ne kadar borç ödeyeceğine dair bilgi almak için dilekçe verdiğinde, doğrudan tazminata düşürüldüğüne ve açıklama olarak da bursu bırakmadan borcunu sorgulatamayacağına dair bilgiler paylaşılıyor.

Evrensel'i Takip Et