Foça'da da mülteciler dayıbaşı insafına terk edildi

Metehan UD
İzmir

Torbalı’dan sonra Foça’da da Suriyeli mülteci işçiler tarla sahipleri ve dayıbaşıları tarafından ucuz iş gücü olarak kullanılıyor. Bölgede sağlık taraması yapan Halkların Köprüsü Derneği Üyesi Psikiyatr Neşe Direk çok sayıda psikolojik sorunu olan mülteci olduğuna dikkat çekti.
Foça’daki ıspanak ve zeytin tarlalarında ve ağaç budama işlerinde çalıştırılan mülteci işçilere günlük 30 TL yevmiye veriliyor. İşçiler sabah yediden akşam beşe kadar tarladalar. 

SAYININ ARTMASI BEKLENİYOR
Eski Foça’nın Gelenbe ve Bağarası köylerinde şimdilik tarlalarda çalıştırılmak üzere getirilmiş yaklaşık 20 aile bulunuyor. Her bir aile ortalama yedi-sekiz bireyden oluşuyor ve toplamda 150’den fazla Suriyeli mülteci bulunuyor. Bu bölgede tarım sezonu daha tam olarak başlamadığı için şimdilik az sayıda insan var ancak yakın zamanda bu sayının 1500’ü geçmesi bekleniyor. Sayının artmasıyla birlikte yine bu bölgede de Torbalı’da olduğu gibi derme çatma çadırlar kurulacak. 

İŞÇİLERDEN, KİRA VE FATURA KESİLİYOR
Mülteci aileler dayıbaşıları tarafından şimdilik bu köylerin etrafındaki boş evlere yerleştirilmiş. Eski ve iki odalı bu evlerin her bir odasında bir aile yaşıyor. Yıkılmaya yüz tutmuş bu evlerin elektriği ve suyu var ancak dayıbaşıları bu evler için işçilere verdiği paradan, kira, elektrik ve su parası kesiyor. Yağmurlardan dolayı işçiler çok düzenli olarak çalışamıyor, para alamıyor ve bundan dolayı aileler yiyecek bulma konusunda sıkıntı yaşıyorlar. Banyo ve tuvaletlerin dışarıda olduğu bu evlerde aileler çevreden topladıkları ağaç parçalarını sobada yakarak ısınmaya çalışıyor. Yine bazı evlerin camları yok, pencerelere naylonlar geçirilmiş durumda. Buradaki ailelerin büyük bir çoğunluğu Kobanê’den, IŞİD saldırılarından kaçarak gelmiş. Bölgede çok sayıda çocuk var ve bunların hiçbiri okula gidemiyor. 
 

Mülteci işçilik değil köle ticareti!

ÇOCUKLAR AŞISIZ, HİJYEN YOK
Halkların Köprüsü Derneği üyesi sağlık çalışanları bu evlerde kalan mülteci aileleri ziyaret ederek sağlık taraması yaptı ve ihtiyaç tespitinde bulundu. Evlerde çok sayıda ilacını alamayan ve tedavi olamayan hastanın olduğunu ve çocukların büyük bir kısmının aşısız olduğunu tespit eden sağlıkçılar temizlik ve hijyen ortamının da eksik olduğunu gözlemlediler. 

Bölgedeki izlenimlerini gazetemize anlatan Halkların Köprüsü Derneği Üyesi Psikiyatr Neşe Direk, Foça’daki ailelerde savaşın izlerini görmemenin mümkün olmadığını ifade ederek, “Çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan sığınmacılar, evlerinden binlerce kilometre uzakta, geleceği öngöremeden, bir an önce kendi topraklarına dönme isteği içinde yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar. Birçoğunun yakınları halen Suriye’de, bir kısmının da kaybettiği aile bireyleri var. Dışarıdan gelen herkese karşı oldukça temkinliler. Hayatlarındaki belirsizlik hat safhada. Oldukça zor koşullarda çalışıp, oldukça düşük ücret aldıkları işlerini kaybetme korkuları da çok fazla. Sağlık hizmetlerine ulaşmaları ya çok zor ya da imkansız. Tüm bu kayıplar, belirsizlik, savaşa maruz kalmış olmak, olumsuz koşullar, sağlık problemleri ve yoksulluk yaygın psikiyatrik hastalıklar için ciddi risk faktörleridir” dedi. 

‘PSİKOLOJİK SORUNLARI OLAN HASTALAR VAR’
Yapılan ziyaretlerde majör depresif bozukluk, panik bozukluğu ve travma sonrası stres bozukluğu olan mülteciler tespit ettikleri bilgisini veren Direk şunları söyledi; “Ancak gerçek sayı, ziyarette saptananın çok üstünde gibi görünüyor. Sığınmacıların ruhsal sorunlarını konuşmaları için cesaretlendirilmeleri gerekiyor. Birçoğu yasadıkları ruhsal sıkıntıların bu koşullarda normal olduğunu, herkesin bu sorunları yaşadığını ve bu konuda şikayetçi olduklarında grup içinde ayıplanacaklarını ya da zayıf görüneceklerini düşünüyorlar. Ancak uygun koşullar sağlanıp görüşüldüğünde, yasadıkları zorlukları ve şikayetlerini daha kolay ifade edebiliyorlar. Bu anlamda sahada çalışma deneyimi olan ruh sağlığı çalışanlarına ihtiyaç var.