11 Mart 2015 00:56

Eşkel’de halk kendi kendini yönetiyor

Halkın kendi kendini yönettiği bir köy, Eşkel. Son yerel yönetim seçimlerinden sonra yüzde 70’ten fazla oyla seçilen muhtar, köyü halkla birlikte yönetiyor. Üretici köylüler, yaşadıkları sıkıntıları birlikte aşarlarken, demokratik bir yönetimin de örneğini hayata geçiriyorlar.

Paylaş

Berkay AKKUŞ
Bursa

Bursa’nın Mudanya ilçesine bağlı Eşkel köyünde son yapılan yerel yönetim seçimlerinde kendi adayını belirleyen ve seçen köy halkı, köylerini muhtarlarıyla birlikte yönetiyor. Resmi olarak Esence olarak geçen köy 2 binden fazla nüfusa sahip. Köyün en önemli geçim kaynağı tarım. Dünyaca ünlü zeytinle geçimi sağlayan köy halkı, ilçe ve büyükşehir belediyesinden yardım beklemek yerine kendi kurdukları yönetim organları, tarım kalkınma kooperatifi ve dayanışma yöntemleriyle örnek bir demokratik yönetim anlayışının nasıl olması gerektiğini ortaya koyuyorlar. 

Muhtarlık seçimlerini, günlük yaşantılarını, belediye yasasının değişmesinden sonra köy tüzel kişiliklerinin kaldırılmasını ve bu yasanın köylerini nasıl etkilediğini, bundan sonra yaşananları ve yapılan çalışmaları köy halkıyla konuştuk. 

ÖRGÜTLÜ MÜCADELE

İlk durağımız Eşkel Köyü Muhtarı Mehmet Eker oldu. Eker Emek Partisi Bursa İl Örgütünde yöneticilik yapmış, aynı zamanda da Tüm Üretici Köyü Sendikasının da (Tüm Köy Sen) kurucu üyeleri arasında yer alıyor. Şimdi de doğup büyüdüğü yer olan Eşkel köyüne muhtarlık yapıyor. Tüm Köy Sen’in kuruluşundan bu zamana köyde bulunan arkadaşlarıyla örgütlenme mücadelesi verdiklerini dile getiren Eker, “O zamanlar sendikaya karşı bir ilgi ve alaka birçok yerde var. Bizim köyümüze de haliyle yansıyordu. Örgütlü mücadeleye insanları katmak gibi bir derdimiz var elbette. Ama sadece üye yapmak yeterli olmuyor. Piyasayı tarımsal alanda öyle bir hale getirdiler ki köylünün eli kolu bağlanır oldu. Tüccarla köylüyü baş başa bırakıyor” diye konuştu. 

KOOPERATİF İŞLER HALE GELİNCE

2002 yılından önce tüccardan veya var olan tarım kooperatiflerinden yüksek faizle ilaç ve gübre aldıklarını ifade eden Eker, bu durumun kendilerini maddi olarak olumsuz etkilediğini ifade etti. Bunun üzerine Esence Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifinin kurulduğunu belirten Eker, son 5 yıl içerisinde kooperatifi nasıl halk yararına kullandıklarını şöyle anlattı: “Biz yönetime girmeden önce sıkıntılı bir süreç olmuştu. Şirketler ilaç bile vermiyorlardı kooperatife. Bu kötü yönetimden tüm köylü rahatsız olduğu için kahvede bir toplantı çağrısı yaptık ve orada kooperatif yönetimimizle birlikte nasıl bir yöntem izleyeceğimizi belirledik. Ticari amaç değil tamamen halk yararına bir kurum olarak ele almaya başladık. Her sene ciromuzu arttırdık. Köylüye ucuz ve kaliteli ilaç vermemizin yanında artık bu civarda yağlık zeytin piyasasını tüccar değil kooperatifimiz belirliyor. Hep birlikte kurduk, yönetimlerimizi oluşturduk ve yönetiyoruz. Her yıl mali genel kurulumuz ve belgelerimiz herkesin denetimine açık.” 

Belediye yasasıyla köy tüzel kişiliklerinin kaldırıldığını kaydeden Eker, gelinen süreci şöyle değerlendirdi: “Yasayla köylünün ortak kullanım alanları belediyeye geçecek. Bizim emeğimizle kurduğumuz her yer elimizden gidecek. Bu durumu gündeme getirdik ve o dönemin muhtarı buna karşı bir hamle yapmadı. Biz bu süreçte de ev gezmeleri, kahve toplantıları yaptık ve birkaç aile dışında tüm köy halkı olarak ortak bir fikir birliği ile köy tüzel kişiliğine ait olan alanları ücreti karşılığı kooperatife devrettirdik. Uzun süreçler, tartışmalar sonucu bu yola baş vurduk. Çünkü sorunlarımız ortak ve çözümlerimiz de ortak olmalı. Her türlü ayrı duruş bize kâr değil zarar verecektir, bunu sağlamaya çalışıyoruz.” Eker o dönemin muhtarının bu yaşananlara karşı çıktığı için kendisinin ve arkadaşlarının halk tarafından muhtarlığa aday gösterildiğini ve seçildiğini dile getirdi. 

DAYANIŞMAYLA SORUNLARINI ÇÖZÜYORLAR

Sulama sorunlarını da kendi aralarında kurdukları dayanışmayla çözüyorlar. Aralarında kurdukları dayanışmayı Muhtar Eker şöyle anlatıyor: “Sulama kaynağının olmaması bizim için önemli bir sorun. Bunun için sondaj vurduk ve kurduğumuz depoyla her isteyen bahçesi için su ihtiyacı olduğunda bu kaynaktan yararlanabiliyor. Tabii bunları yaparken paraya ihtiyacımız vardır. İmkanı elverenler para verdi, bazı arkadaşlarımız bu sondaj ve deponun yapılmasında bedensel emeğiyle katkıda bulundu. Bizim için bir başka örnek ise mahallemizde bedensel engelli bir mahallelinin kötü durumda olan evinin yerine yeni bir ev yaptık. Bunun için kimisi zeytin baAğışladı, al bunları sat parasıyla malzeme alırsın diyen oldu. İnşaat işinden anlayan arkadaşlarımız evin yapımında yardımda bulundular.”

UYUŞTURUCUYA HAYIR KAMPANYASI

Köyde yaşayan dershane öğrencisi Metin Çetin ile köyde gençlerin zamanlarını nasıl geçirdiğini konuşuyoruz. “Köy halkının tamamının kendisine ait aileden kalma zeytin bahçeleri var. Gençlerde okul zamanlarının dışında işlere yardım yapıyor. Kasım-ocak aylarında toplama, mart-nisan aylarında da ağaç budama işleri oluyor. En yoğun zamanlar bu aralıklar. Onun haricinde okul” diyor. Eşkel köyü doğal plajı bulunan bir sahil köyü. Yerli turistlerin tercihleri arasında yer alıyor. Yaz aylarında zamanlarının sahilde geçtiğini, sosyal aktivite alanlarının az olduğunu söylüyor. Çetin dışarından gelen uyuşturucu satıcılarına da değiniyor: “Uyuşturucunun buralara kadar geldiğini ve kullanıldığını duyduk. Buna karşı bizde muhtarımızla görüştük ve geçtiğimiz hafta bir seminer verildi. Bu köyde ilk defa yapılan bir çalışmaydı. Köydeki arkadaşlarımızla, muhtar ve azalarla birlikte bundan sonra köyümüzde neler yapacağız birlikte planlıyoruz. Önümüzdeki yaz ‘uyuşturucuya hayır!’ sloganıyla bir festival yapma kararı aldık. Çalışmalarına da şimdiden başlıyoruz. Geleneksel hale getirme gibi bir planımız da var.” 

KöydeE yaşayan Hasan Karpuz’la konuşuyoruz. Üretici köylülüğün yaşadığı sıkıntılardan bahsediyor. Mazota getirilen yüksek zamlar, kalitesiz gübrelerin pahalılığından şikayet ediyor. Karpuz, şöyle devam ediyor: “Tek geçim kaynağımız zeytincilik. Geçimimizi sağlamak için üretip satmamız lazım. Satmak istiyoruz ama bu sefer de emeğimizin karşılığını alamıyoruz. Marmara Birlik de 1.5 ton kotayla alıyor ama zaten her ev en az 5 ton zeytin üretiyor. Satamadığını mecburen saklamak zorunda kalıyoruz. Tüccarda bir kere paraya sıkıştığını anlarsa fiyatı düşürmek için elinden geleni yapıyor. Kilosunu 5 liradan satacağın zeytini 3-4 liraya alma peşinde. Satsan bu sefer de çek veriyor bekle ki paramızı alalım.” Kota uygulamasıyla üreticinin tüccarla baş başa bırakıldığını ve bunun yanlış olduğunu anlatan Hasan Karpuz, 2002 yılında kurulan Esence Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifinin kendileri için bir avantaj olduğunu ifade etti. Karpuz, “Kooperatifin bize çok faydası var. İlaç alıp para olduğu zaman ödüyoruz. Elimizde kalan zeytinleri tüccara muhtaç olmadan köylüden topluyor, eder fiyatından satıyorlar. Kendi aramızda güzel bir birlikteliğimiz var. Herkes birbirine yardımcı olmaya çalışıyor” diye konuştu.

KÖYLÜ TARAFINDAN KABUL GÖREN İŞLER HAYATA GEÇİRİLİYOR

Üç ay önce yeni kooperatif yönetim seçimleri yapıldı köyde. Eski Dönem Yöneticisi Ali Osman Kürklü kooperatifi ve eski dönemleri anlatıyor. İyi bir iş ortaya koyabilmek için ilk olarak insanların güvenlerinin kazanılması gerektiğini dile getiren Kürklü, “Bizim amacımız köylü üzerinde kâr sağlamak değildir. Satış bayileri yüzde 25 kâr elde ediyorsa biz yüzde 5 alıyoruz. Kooperatifimizin belirli bir geliri var. Ziraat mühendislerinden ağaç bakımı ve diğer işler için yardımlar alıyoruz. Sadece ilaç temini yapmak istemiyoruz. Kooperatifimize ait ortak kullanım araçlarımız var, herkesin ihtiyaç duyduğunda kullanımına sunuyoruz. Neden kendi yağlarımızı kendimiz işlemeyelim, zeytinlerimizi değerlendirmeyelim. Her şey özverili ve planlı bir çalışma olmalı, halkın ihtiyaçlarına yönelik çalışmalar yapmak da bitiyor iş” diyor. Kürklü, köyde kooperatif ve muhtarlık yönetimlerinin köylülerle ortak toplantılar yaptığını, planlar çıkardığını ve köylü tarafından kabul görünen işleri hayata geçirdiğini anlattı. 

MASA BAŞI YÖNETİCİSİ DEĞİLİZ

Son yapılan yerel seçimlerdeki tüm yaşanan gelişmelerden sonra muhtar ve diğer yöneticileri köy halkı kendisi belirliyor. Mevcut yönetimde yedek aza olarak yer alan Mehmet Gümüş, köy halkının kendi arasında kurduğu dayanışmalara örnek veriyor: “Biz zaten seçim yapılmadan önce listemizi hazırladık ve çıkarttık. Seçilsin veya seçilmesin bizim asıl amacımız kendimi belirleyelim ve nasıl yöneteceksek birlikte yönetelim. Biz zaten köy halkı dediğimiz bu insanlardan birisiyiz. İhtiyaçlarımız nelerdir niye gidip anlatın dinleyelim çözelim gibi bir yöntemimiz olamaz. En yakında kendi ihtiyaçlarımızı biliyoruz ama kararı birlikte alıp birlikte yapıyoruz. Bahçelerde biz de çalışıyoruz, birbirimize yardım ediyoruz. Bizim için koltuk, masa olması önemli değildir. Tek işimiz de kağıt işleri değil. Muhtarlığın yapması gereken işlerdir elbette ama bizim başka sorumluluklarımız da var.”

 

ÖNCEKİ HABER

Din, siyaset ve şiddet sarmalında kadın

SONRAKİ HABER

Ortadoğu’da barış ezilen halkların birliğinden geçer

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...