04 Mart 2015 00:50

İspanyol Porto

Sezon başında Julen Lopetegui’yi takımın başına getirerek sürpriz bir teknik adam seçimi yapan Porto yönetimi transferi de İspanyol hocanın istediği yönde şekillendirdi.

Paylaş

Emre ÖZCAN

Portekiz’de şampiyonluk için mücadele eden takımlardan ikisi Porto ve Sporting geçtiğimiz hafta sonu karşı karşıya geldiler. Benfica’nın son yıllardaki hakimiyeti altında diğer takımların şampiyonluk şansının azaldığını söylemek için özel bir çabaya ihtiyaç yok. Fakat henüz zirvedeki makas fazla açılmamışken bu anlamda önemli olan ve direkt Şampiyonlar Ligi anlamına gelen ikincilik ana hedefini de barındıran mücadelede genç bir takım olan Sporting’i Porto kendi evinde adeta bozguna uğrattı. 3-0’lık skorun yanında Sporting’i pas oranında yüzde 70’in altında tutan ev sahibi için bu kadar rahat bir galibiyet beklenmiyordu fakat Porto’nun son 2 aydaki form durumuna bakınca Benfica’nın yanına en çok yakışan takım olduğunu görmek mümkün. 

Sezon başında Julen Lopetegui’yi takımın başına getirerek sürpriz bir teknik adam seçimi yapan Porto yönetimi transferi de İspanyol hocanın istediği yönde şekillendirdi. 2013’te ülkemizde düzenlenen U-20 Dünya Kupası’nda İspanya’nın başında olan ve çok başarılı olamasalar da takıma oynattığı futbolla dikkat çeken Julen Lopetegui, ilk ciddi teknik adamlık serüvenine Porto’da başlamış oldu. U-20 Dünya Kupası’nın en değerli oyuncularından biri olan Oliver Torres’i Atletico Madrid’den kiralayan Lopetegui ve Porto, İspanyol teknik adamın kendi ülkesinden tanıdığı birçok oyuncuyu da takıma kazandırdı. Adrian’a 11 milyon avroluk bir bonservis veren Portekiz ekibi, Cristian Tello, Casemiro, Jose Angel, Jose Campana (yine U-20 Dünya Kupası kadrosundan) ve hatta La Liga’da oynayan Yacine Brahimi gibi oyuncuları kadroya kattı. Fakat bu transferler yapılırken takımın da iyice İspanyol kimliğine girmeye başlayacağını muhtemelen kimse tahmin etmiyordu. 

TOPU İSTİYORLAR

Sezona zorlanarak giren ve ilk 6 maçında sahadan 3 kez beraberlikle ayrılan Porto’nun oynadığı futbol sürekli iyiye gitti. Son 10 maçlarından 9 galibiyet çıkardılar ve 5 maçlık galibiyet serisi oluşturdukları Sporting maçıyla birlikte yaklaşık 500 dakikadır kalelerinde gol görmüyorlar. Porto çok uzun yıllardır Benfica’yla birlikte Portekiz Ligi’ni domine ederken ligin genelinde topu her zaman elinde tutmaya çalışan taraf oldu. Andre Villas-Boas döneminde bu yönden zirveye de çıktılar ama kimse Julen Lopetegui kadar bunu obsesif bir şekilde keskinleştirmeye çalışmamıştı. Takımın başına gelir gelmez sistemi İspanyolların 2000’li yıllarla birlikte Barcelona dönemi sonrasında altyapılarına kadar dahil olan klasik 4-3-3’üne çeviren Lopetegui, topa sahip olma oyununu da maksimize etmeye çalışıyor. Öyle ki 23 haftası tamamlanan Portekiz Ligi’nde maç başına topla oynama oranı ortalaması yüzde 67 olan ve Benfica’ya bile bu yönden önemli bir fark atan Porto, maç başına pas sayısında da liderin yaklaşık 100 pas önünde yer alıyor. 

TORRES FARKI

4-3-3’ün merkezinde Oliver Torres’in büyük çıkışı sonrasında Casemiro ve Hector Herrera’yla birlikte hem çok teknik, hem de dinamik bir orta saha oluşturan Lopetegui, hücum hattında da Jackson Martinez’in arkasında Tello, Brahimi, Quaresma ve Hernani’yi rotasyona sokarak ön alanı şekillendirmeye çalışıyor. Portekiz gibi düşük temponun egemen olduğu, zeminlerin bozuk, hava şartlarının da problem olduğu bir ligde bu oyun planında başarılı olması onun yaptığı işin değerini birkaç kat daha artırıyor olabilir. 

MOURINHO VE VILLAS-BOAS’IN HEMEN ARKASINDA

Julen Lopetegui, Porto’nun başında henüz sadece 37 maça çıktı ve bu sayı yeterli olmayabilir. Ama şu anda galibiyet oranı yüzde 70’in üzerinde ve Porto’da son 15 yılda Jose Mourinho’yla Andre Villas-Boas dışında bu oranın üzerine çıkabilen bir teknik adam mevcut değil. Yacine Brahimi, Oliver Torres, Danilo, Jackson Martinez gibi oyuncuları iyice parlatarak güzel ve istatistik yönden parlak futbola imza atan İspanyol teknik adam, ilk ciddi hocalık deneyimine beklenenden çok daha iyi bir başlangıç yapmış durumda. Sadece oyuncu değil, yetiştirdiği hocalarla da dikkat çeken ve Avrupa futbolunu değiştiren takımlardan biri olan Porto, yeni bir dönem başlatıyor olabilir. Ama öncelikli sorunları Benfica’yı geçmek ve Jorge Jesus oradayken bunu başarmaları pek kolay olmayacak. 

ÖNCEKİ HABER

Erdoğan'ın uçağı havada 2 tur attı!

SONRAKİ HABER

Tazminatı vermeyeceğiz!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa