03 Mart 2015 00:44

Enflasyon yoksulu vuruyor

Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezinin (Betam) araştırma sonuçlarına göre, yoksul ve zengin enflasyon arasındaki fark 2013 sonu itibariyle yüzde 13 düzeyindeyken, 2014 sonunda 5 puan artışla yüzde 18’e yükseldi.

Paylaş

Harcama kalıplarına göre yapılan hesaplamalarda, yoksulların enflasyonu ile zenginin enflasyonu arasındaki makas da açılıyor. Yoksulların satın aldıkları ürün ve hizmetlerin fiyatları, zenginlerin ağırlıklı harcamalarını oluşturan ürün ve hizmetlerin fiyatlarından hızlı artıyor.
Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezinin (Betam) araştırma sonuçlarına göre, yoksul ve zengin enflasyon arasındaki fark 2013 sonu itibariyle yüzde 13 düzeyindeyken, 2014 sonunda 5 puan artışla yüzde 18’e yükseldi. 
Betam Direktörü Prof. Dr. Seyfettin Gürsel ve Araştırma Görevlisi Dr. Ayşenur Acar tarafından hazırlanan ‘Yoksul ile zengin arasındaki enflasyon farkı rekor seviyede’ başlıklı araştırma notunda, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yapılan enflasyon sepeti ağırlıklandırması tüm gelir ve harcama gruplarının bir ortalaması olduğundan hesaplanan enflasyon endeksi aslında temsili hane halkının enflasyonunu yansıttığına işaret edildi ve şöyle denildi: “Değişik gelir ve harcama gruplarında yer alan hanelere özgü enflasyon oranı tüketim sepetlerinin mal ve hizmet bileşimine bağlı olarak farklılaşıyor. Bu araştırma notunda, TÜİK’in Hane halkı Bütçe Anketi’nin (HBA) tüketim harcamaları bilgileri kullanılarak, 2003-2014 dönemi için en zenginden en yoksula yüzde 20’lik harcama gruplarına ait farklı enflasyon oranları hesaplandı. Buna göre zengin kesimden yoksul kesime gidildikçe fiyat endeksinin son altı yıldır belirgin biçimde farklılaştığı göze çarpıyor. Yoksullar aleyhine gelişen enflasyon farkı esas olarak konut ve gıda fiyat artışının ortalama enflasyonun üzerinde artmasından kaynaklandı.”

EN ZENGİN YÜZDE 20’DE FARK AÇILIYOR
Betam raporundaki verilere göre, en zengin kesimden en yoksul kesime gittikçe fiyat endeksinin belirgin bir biçimde artıyor. En zengin yüzde 20’lik diliminde enflasyon endeksi 246.9 düzeyindeyken, en yoksul yüzde 20’lik dilimde bu endeks 265.0’a kadar çıkıyor.
Zengin ile yoksul enflasyonu arasındaki yaklaşık 18.1 puanlık farkın, zengin ve yoksulun tüketim  sepetleri bileşimlerinin farklı olmasından kaynaklandığının altı çizilen raporda şu değerlendirme yapıldı: “Yoksullar bütçelerinin büyük kısmını gıda, konut gibi zorunlu ihtiyaçlara ayırırken, en zengin yüzde 20’lik dilimde bu ihtiyaçlar bütçenin çok daha sınırlı bir kısmına karşılık gelmektedir. Buna karşılık en zengin yüzde 20’lik kesim, ulaşım, giyim ve ayakkabı, eğlence ve kültür, eğitim, ev aletleri ve mobilya gibi ihtiyaçlara bütçesinde daha fazla yer vermektedir. Bu nedenle enflasyon zorunlu harcamalarda ne kadar yüksekse, yoksul kesim fiyat artışlarından o ölçüde fazla etkilenmektedir.”

SON 1 YILLIK DÖNEM
Betam raporundaki verilere göre, son bir yıllık dönemde en yoksulun bütçesinde yüzde 37.4, en zenginin bütçesinde ise yüzde 18.7’lik paya  sahip konut, su ve enerji fiyat artışı yoksul enflasyonuna 97.4 puanlık katkı yaparken, zenginin enflasyonuna 45.9 puanlık katkı yaptı.
İkinci sırada olan gıda ve alkolsüz içecekler en yoksul kesimin bütçesinde yüzde 30.4’lük paya sahipken, en zenginin bütçesinde bu oran yüzde 13.7’ye kadar geriliyor. Gıdada enflasyon farkı yoksulun 48 puan aleyhine oldu.
Diğer tarafta ise en zengin kesimin bütçesinde yüzde 25.9, en yoksul kesimin bütçesinin ise sadece yüzde 6.1’lik bir bölümünü oluşturan ulaştırma bulunuyor. Ulaştırma 47.4 puan zenginin aleyhinde bir fark yaratarak yoksul ve zengin arasındaki enflasyon farkını azaltıcı etki yaptı.

ZAM ŞAMPİYONU FINDIK
Türkiye genelinde 2014 yılında gıda ürünleri arasında en yüksek fiyat artışı yüzde 85.4 ile, don ve ağır yağışlar nedeniyle üretimi düşen fındıkta gerçekleşirken, toplam bitkisel üretim değeri de yüzde 6 artışla yaklaşık 98 milyar liraya çıktı. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, tahıllar ve diğer bitkisel ürünler üretim değeri bir önceki yıla göre yüzde 7.4 artarak yaklaşık 42 milyar liraya, sebze üretim değeri yüzde 1.9 artarak 26.1 milyar liraya ve meyveler, içecek ve baharat bitkileri üretim değeri ise yüzde 7.7 artarak 29.9 milyar liraya çıktı. TÜİK’in Bitkisel Ürün Fiyatları ve Üretim Değeri Endeksi verilerine göre, fındık fiyatında yüzde 85.4 artış gerçekleşti. Yaş çay fiyatı da bir önceki yıla göre yüzde 12.2 artışla 1.38 liraya yükseldi. Buğdayın fiyatı bir önceki yıla göre yüzde 10.6 artarak 0.74 liraya çıkarken, mısırın fiyatı bir önceki yıla göre yüzde 1.8 artarak 0.62 liraya, çeltik fiyatı da yüzde 67.6 artarak 1.81 liraya, yağlık ayçiçeği fiyatı yüzde 26.2 artarak 1.75 liraya yükseldi. Buna karşılık, 2014 yılında nohut fiyatı yüzde 5 azalarak 2.33 liraya geriledi. 

TAZE FASULYE 26 LİRAYA ÇIKTI
Türkiye genelinde etkili olan soğuk ve kar yağışlı havanın da etkisiyle şubat ayında sebze ve meyve fiyatları hızla yükseldi. Şubat ayı başında kilosu 15 lira olan taze fasulyenin fiyatı yüzde 73 artışla 26 liraya kadar çıktı. En yüksek oranlı fiyat artışı ise yüzde 100 ile narda gerçekleşti. Patlıcanın şubat ayında 6-8.5 lira aralığında olan kilo fiyatı mart ayında, 5.5-10 lira aralığına yükselirken sakız kabağın 6.5 lira olan fiyatı mart ayında değişmedi. Fiyat artışlarının kış sebzelerinde daha çok olması dikkat çekti. Şubat ayında 1 lira olan beyaz lahananın fiyatı yüzde 60 artışla 1.60 liraya çıktı. Ispanağın şubat ayında 4 lira olan fiyatı martta değişmedi. (EKONOMİ SERVİSİ)

ÖNCEKİ HABER

AKP iktidarında işçilerin yaşam mücadelesi

SONRAKİ HABER

Bingöl Üniversitesi öğrencileri 7 gündür açlık grevinde

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...