26 Temmuz 2011 10:58

Onlar için tatil haftasonları uyuyabilmek

Televizyonlar, gazeteler yaz tatilini lüks mekanlardan tatil köylerinden takip ederken aslında hayat mahallelerde farklı akıyor. Çoğu genç yaz tatilini çalışarak geçiriyor. Kimisi inşaatlarda, kimisi fabrikada, kimisi de mahalle kahvesinde çalışıyor. Tatil yapmak onlar için denize girip güneşlenmek değil sadece hafta sonları

Onlar için tatil haftasonları uyuyabilmek
Paylaş
Gülşah İmrek / Vedat Yalvaç

YAZIN DA ÇALIŞMAK ZORUNDALAR

Kocaeli Derince’nin Esentepe semtinde bir mahalle kahvesinde çalışan Ercüment Öcal ve Erdem Atmaca da yazın çalışmanın zorluklarına dikkat çekiyorlar. Ercüment liseden terk, açık öğretimden okulu bitirmeye çalışıyor. Erdem Kocaeli Üniversitesi Makine bölümünde okuyor. İkisi de yazları farklı işlerde çalışıyorlar.

Erdem’e neden çalıştığını sorduğumuzda, tek maaşla geçinmeye çalıştıkları için hem okuyup hem de çalıştığını söylüyor. Ercüment ise bu zamana kadar her yaz çalışmış. Daha önce nalburda, şantiyede çalıştığını aslında alışık olduğunu ama birileri yazlık yerlerde rahat rahat tatil yaparken birilerinin de böyle yaz, kış çalışmak zorunda olmasını kabullenmenin sor olduğunu söylüyor.

KURALSIZ ÇALIŞMA

Tatil kelimesinin anlamı bile onlar için farklı. Ercüment “Bizim için tatil hafta sonu evde öğlene kadar dinlenebilmek demek” diyor. Ercüment’e çalışma yaşamının zorluklarını sorduğumuzda, en büyük sorunun kuralsız çalışma saatleri olduğunu vurguluyor. “Nalburda çalıştığım zamanlarda sabah 7’de başlardım akşam en geç  8’de çıkmam gerekirken patron 9’a, 10’a kadar tutardı” diyor Ercüment.

Erdem de bu zamana kadar lokantalarda kafelerde çalışmış. “Benim için de en büyük sorun saat konusuydu” diyor. “Zaten ne kadar çalışırsan o kadar kazanıyorsun. Paranı günlük alıyorsun” diyerek sözlerini sürdüren Erdem, tatil yapmayı istediklerini ancak, bunun hep hayal olarak kalmasından yakınıyor. Okulu bitirdiğinde de muhtemelen bir fabrikaya gireceğini kaydeden Erdem, yine aynı koşullarda çalışmak zorunda kalacağını belirtiyor.

ORTAK ÖZLEMLERİ

Erdem ve Ercüment iki farklı memleketin çocukları. Erdem Erzurum Hınıslı, Ercüment ise Samsunlu. Fakat ikisi de aynı kaderi paylaşıyor. Aynı işte aynı koşullarda çalışıyorlar. Bu memleketin gençleri arasına nifak tohumları sokmak isteyenlere çok da güzel cevap oluyorlar aslında. Ercüment meseleyi kardeş kavgası olarak tarif etmiyor. “Benim yanımdaki arkadaşım Erzurumlu ben Samsunluyum. O Alevi ben Sünni’yim ve bugüne kadar hiçbir tartışmamız olmadı, olmaz da” diyor. Bu karışıklığı yaratanların bundan çıkar sağladığına dikkat çeken gençler, “Bu kavga son bulsun artık” diyerek ortak özlemlerini dile getiriyorlar.

KAMPA KATILMAK İSTİYORLAR AMA...

Gençlerin çalıştıkları kahvenin camına yapıştırılan  ‘2011 Türkiye Gençlik Buluşması’ yaz kampı afişini görünce kamp tatil yapma imkanının olup olmadığını sorduk. Her ikisi de kampa katılmak istediklerini ev imkanlarını bunun için zorladıklarını belirtiyorlar ancak ekliyorlar: “Eğer o dönem çalışmazsak kampa geliriz.” (Kocaeli/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Avrupa sağı kendisiyle yüzleşemiyor

SONRAKİ HABER

Ölüm şüpheli, sorular yanıtsız!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...