25 Şubat 2015 11:08

Af Örgütü: 2014 yılı milyonlarca insan için felaket ve yıkım yılı oldu

Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi'nin, 2014 yılında dünya ve Türkiye'de yaşanan hak ihlallerine ilişkin hazırladığı rapora göre; 2014 yılı, milyonlarca insan için felaket ve yıkım yılı olurken, uluslararası toplumun da sınıfta kaldı. Raporda, Türkiye'de ise 2014 yılında en kronik meselenin yargı bağımsızlığının zedelenmesi olduğu belirtilerek, polis şiddetinin çoğu zaman vahşice ve utanç verici boyutlarda ulaştığına dikkat çekildi.

Paylaş

Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi'nin, 2014 yılında dünya ve Türkiye'de yaşanan hak ihlallerine ilişkin hazırladığı rapora göre; 2014 yılı, milyonlarca insan için felaket ve yıkım yılı olurken, uluslararası toplumun da sınıfta kaldı. Raporda, Türkiye'de ise 2014 yılında en kronik meselenin yargı bağımsızlığının zedelenmesi olduğu belirtilerek, polis şiddetinin çoğu zaman vahşice ve utanç verici boyutlarda ulaştığına dikkat çekildi. 

Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi, 2014 yılında dünya ve Türkiye'de yaşanan hak ihlallerine ilişkin hazırlanan raporu, Taksim'de bulunan Avrupa Pasajı'nda düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı. Uluslararası Af Örgütü üyelerinin sahada yaptığı çalışmalarla hazırlanan raporu, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Direktörü Murat Çekiç ve Türkiye Direktörü Murat Çekiça Akşener açıkladı. 

'ULUSLARARASI TOPLUM GÖREVLERİNİ YERİNE GETİRMEDE SINIFTA KALDI'

İlk olarak dünyaya ilişkin hazırlanan 2014 hak ihlallerini açıklayan Akşener, 160 ülke ve bölgeyi kapsayan raporda en dikkat çekici noktaların ülkelerdeki çatışma ve şiddet olduğuna işaret etti. Akşener, 2014 yılında binlerce sivilin yaralandığını ya da öldüğünü on binlerce insanın etnik temizlik ya da cinsel istismara maruz kaldığını, milyonlarca insanın yerinden edildiğini ifade ederek, uluslararası toplumun görevlerini yerine getirmede sınıfta kaldığını dile getirdi. Yıl içinde devletler ve silahlı gruplar arasında süregiden çatışmada sivillerin zarar gördüğünü söyleyen Akşener, özellikle BM ve AB ülkesi üyelere ciddi eleştirilerin olduğuna dikkat çekerek, "Başka ülkelerin politikalarında birtakım sözler sarfeden devletler, mültecilerin haklarını korumada yetersiz kaldı" dedi. 

'SURİYE'DE 200 BİNDEN FAZLA İNSAN YAŞAMINI YİTİRDİ'

2014 yılında 62 hükümetin, ifade özgürlüğü konusunda yetersiz kaldığını dile getiren Akşener, 93 ülkede de adil olmayan yargılamaların gerçekleştirildiğini belirtti. 131 ülkede kötü muamele ve işkence yaşandığını belirten Akşener, Türkiye'de de onlarca insana karşı işlenen suçlarda cezasızlık politikalarıyla karşı karşıya kalındığına vurgu yaptı. Suriye ve Irak'ta insani krizin devam ettiğini hatırlatan Akşener, "IŞİD hem Suriye hem Kuzey Irak'ta sivillere yönelik saldırılar gerçekleştirdi. Yaşanan savaş ve çatışmadan dolayı Suriye'de 200 binden fazla insan yaşamını yitirdi, 11 milyondan fazla kişi evlerini terk etmek zorunda bırakıldı, 7 milyondan fazla kişi Suriye içinde yerlerinden edildi ve 4 milyonu ülkeden kaçtı. Kuzey Irak'ta Ocak-Ekim aylarını kapsayan sayılara göre 10 binden fazla sivil yaşamını yitirdi" diye aktardı. 

'TÜRKİYE İÇİN KRONİK MESELE YARGI BAĞIMSIZLIĞININ ZEDELENMESİ'

Akşener'in ardından söz alan Uluslararası Af Örgütü Türkiye Direktörü Murat Çekiç de Türkiye'de yıl içinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin raporu açıkladı. 2014 yılında Türkiye için en kronik meselenin yargı bağımsızlığının zedelenmesi olduğunu söyleyen Çekiç, HSYK'da yapılan değişikliklerden dolayı yargının bağımsızlığında kronik bir krize gidildiğini söyledi. Çekiç, "Bir yandan MİT'e aşırı yetkiler verildi, MİT üyelerinin işlediği insan hakları ihlallerinin soruşturulmaması yasaya korundu" dedi. Türkiye'de ifade özgürlüğüne ilişkin hak ihlalinin devam ettiğini belirten Çekiç, "Öyle ki medyanın bağımsız bir şekilde, serbestçe haber yapabilme özgürlüğü kısıtlandı" diyerek, internet yasasının da yine ifade özgürlüğünü kısıtlayan bir yasa olarak 2014 yılının hak ihlalleri kapsamında olduğuna vurgu yaptı. Çekiç, barışçıl bir biçimde gösteri ve toplanma özgürlüklerinde aşırı güç kullanımının yaşandığını söyledi. "Çok sayıda gösterici, polis ve diğer kolluk kuvvetlerinin aşırı güç kullanımıyla cezalandırıldı. Bu da bize barışçıl bir şekilde yapılan gösterilerin hedef alındığını gösteriyor" diyen Çekiç, polisin aşırı güç kullandığı 1 Mayıs'ta Taksim'de yapılmak istenen; ancak engellenen eylemi örnek göstererek, 1 Mayıs'ta 39 bin polis ve 50 TOMA'nın kullanıldığını hatırlattı. 

'YASA KADINI KORUYAMADI' 
Kadına yönelik şiddetin 2014 yılında yine arttığını ve özellikle 2012 yılında kabul edilen 6284 Sayılı "Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Yasası"nın uygulanmadığında dikkat çeken Çekiç, polislerin kadına yönelik şiddeti engellemede yetersiz kaldığını, "Yasal olarak koruma altında olan kadınlar hayatlarını kaybetti. Kadınlar için gerekli olan sığınma evleri son derece yetersiz kaldı" sözleriyle özetledi. Yıl içinde yurttaşların barınma haklarının da ihlal edildiğini kaydeden Çekiç, özellikle, yerel yönetimlerin gerçekleştirdiği kentsel dönüşümlerde halkın görüşlerinin alınmadığı tespitini paylaştı. 

'KOBANÊ EYLEMLERİNDE YAŞAMINI YİTİRENLE İÇİN SORUŞTURMA SÜRECİ İŞLETİLMEDİ'

Yıl içinde polis eliyle yapılan işkenceye değinen Çekiç, "Polis şiddeti Türkiye'de çoğu zaman vahşice ve utanç verici boyutlarda yaşandı. Polisin aşırı ve gereksiz güç kullanımı, tazyikli su, biber gazı ve İç İşleri Bakanlığı'nın polisle ilgili çıkardığı genelgenin bile uygulanmadığı tespit edildi" diye konuştu. Çekiç, polis şiddetinden kaynaklı mağdurların adalet talebinin karşılanmadığını ve kendilerinin önerdiği "Bağımsız Polis Şikayet Mekanizması"nın sadece "vaat" boyutunda kaldığını dile getirdi. 2014 yılının Ekim ayında Kobanê için yapılan eylemlerin ardından 40'tan fazla insanın yaşamını yitirdiğini ve bunlarla ilgili tarafsız ve bağımsız bir soruşturma sürecinin işletilmediğine dikkat çeken Çekiç, söz konusu olay da da cezasızlık politikasıyla karşılaşıldığını ifade etti. 

'TÜRKİYE'DE MÜLTECİ SORUNU DAYANILMAZ HALE GELDİ'

Çekiç, 2013 yılında TMK'da yapılan değişikliklerin ardından uzun tutukluluk sürelerinin 5 yıla düşürülmesine rağmen hala birçok davanın devam ettiğini ve kesin, inandırıcı delil olmaksızın birçok tutuklunun hüküm giyme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söyledi. 
Ülkedeki mülteciler konusuna değinen Çekiç, Suriyeli mültecilere yönelik, "geçici koruma statüsü" ve "yardımlar" gibi hakların giriş yapan 30 bin kadar Ezidi halkına yapmadığına dikkat çekerek, Türkiye'de mülteci sorununun dayanılmaz hale geldiğine vurgu yaptı. 

'TRANS BİREYLERE YÖNELİK KORKUNÇ CİNAYETLER DEVAM ETTİ'

Son olarak vicdani ret hakkı ve LGBTİ bireylere yönelik yapılan saldırı ve politikalara değinen Çekiç, "Türkiye vicdani ret hakkını tanımadığı gibi, vicdani retçiler asker kaçağı olarak hakim karşısına çıkıyor. LGBTİ bireylere yönelik hiçbir koruyucu önlem alınmadı. Trans bireylere yönelik korkunç cinayetler devam etti" dedi. (İstanbul/DİHA)

 

ÖNCEKİ HABER

Önce fişlendiler sonra bir bir katledildiler

SONRAKİ HABER

'HDP bu gidişata dur diyecek'

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...