22 Şubat 2015 11:23

Bülent Arınç'tan 'tecavüz' örnekli Süleyman Şah değerlendirmesi

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Süleyman Şah Türbesi'ne yapılan operasyon hakkında konuştu. Naklin geçici olduğunu vurgulayan Arınç, 'Bize ait bir topraktır. Ona yapılacak bir tecavüz bize yapılacak bir tecavüz olurdu. Buna anında karşılık vermek zorundaydık' dedi.

Paylaş

Bursa'nın merkez Yıldırım İlçe Belediyesi'nin araç filo teslimi ve 3 bin amatör sporcuya malzeme dağıtım törenine katılan Bülent Arınç, IŞİD'in tehdidi altındaki Süleyman Şah Türbesi'nin nakli için yapılan 'Şah Fırat' operasyonuyla ilgili değerlendirmede bulundu.

Her hafta yaptıkları güvenlik toplantılarında Süleyman Şah Saygı Karakolu'nun geçici olarak nakledilmesinin gündeme geldiğini anlatan Arınç, "Hükümetimizin kararlılığı ve Türk Silahlı Kuvvetleri'ne verilen görev başarıyla sonuçlanmıştır. Bundan dolayı sevinçliyim" diye konuştu.

Arınç şunları söyledi:

"Suriye'de feci olaylar yaşanıyor. Bir taraftan rejimin kendi halkına yönelttiği silahlarda bir kaç yüz bin kişi hayatını kaybetti. Şehirler tahrip edildi. Bir taraftan da aşırı unsurlar Suriye'de maalesef hayatiyet kazandılar. Onların eylemlerine de sahne oluyor. Irak ve Suriye topraklarında faaliyet gösteren, acımasız eylemler yapan bir takım radikal unsurlar ki başta DAİŞ olmak üzere pek çoğunun isimlerini sayabiliriz, insanları vahşice katlediyorlar. Savaş açıyorlar, acılar yaşatıyorlar. Süleyman Şah Saygı Karakolu'na yönelik tehditler ciddiyet kazanınca elbette Türkiye bir şeyler yapmak zorundaydı. Bulunabilen yöntem şu oldu. Yine Suriye topraklarında kalmak üzere geçici olarak Süleyman Şah Türbesi'ndeki nakli kubur yoluyla yani nakledilmesi yönüyle yine Suriye toprakları içerisinde ama Türkiye sınırına çok yakın bir yere nakledilecekti. Bütün bunlar yapılırken, bütün incelikler, detaylar da dikkate alındı. Çok ince bir planlama yapıldı."

Naklin geçici olarak yapıldığını vurgulayan Bülent Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bize ait bir topraktır. Ona yapılacak bir tecavüz bize yapılacak bir tecavüz olurdu. Buna anında karşılık vermek zorundaydık. Hava Kuvvetlerimiz, helikopterlerimiz, kara unsurlarımız, tanklarımız başta olmak üzere en kısa sürede müdahale edebilecek şekilde konuşlanmıştık. İki savaş uçağımız bölge üzerinde sürekli devriye uçuşu yapıyordu. Helikopterlerimiz havalanmış, harekat emri bekliyordu. Tanklarımızda Süleyman Şah Saygı Karakolu'na yapılacak tecavüzü bertaraf etmek üzere yarım saat içerisinde müdahalede bulunabilecek bir şekilde konumlanmıştı. Ancak bu tehditler arttığı için bizim bu müdahaleyi en yakınımızda karşılamamız gerektiği düşünüldü. Çünkü iki konu var. Bir, DAİŞ dediğimiz terör örgütü özellikle camilere, türbeler karşı amansız düşmanlık gösteriyor. Irak ve Suriye topraklarında da kutsal mekanların hepsini havaya uçurdu bugüne kadar. Allah saklasın, bize karşı böyle bir şey yapması Türkiye adına affedilemez, kabul edilemez bir davranış olurdu. Çünkü onların menzili içerisindeydik. Bir delilik yapabilirlerdi. Bunu karşılamak da bütün bu tedbirlerimize rağmen, sonuç alamayabilirdi. O yüzden birinci şartımız bu oldu. İkincisi şüphesiz, DAİŞ'in çemberinin daraldığını, başka unsurların da devreye girdiğini ve Türkiye'nin egemenlik hakkı bulunan bu yer üzerindeki müdahalesinin zaman içerisinde mümkün olamayabileceği düşünüldü. Her türlü ince hesaplar dikkate alındı. Bu çalışmaların bir kısmından güvenlik toplantılarına katıldığım için haberdardım. Düğmeye basıldığı anda azami 8 saat içerisinde bu işlemin gerçekleştirilmesi çok büyük bir titizlikle hazırlandı. Bu taktik meselesiydi. kara Kuvvetleri komutanımız, harekat planlama komutanlarımız bu konuda çok ciddi bir şekilde çalıma yapmışlardı. Nereden girilecek, hangi tedbirler alınacak ve Suriye eşmesinde nakledilecek kabrin şartlarının hazırlanması da dikkate alınmıştı."

'HEPİMİZİ GURURLANDIRACAK OLAY'

Muhalefetin operasyondan sonra ne diyeceğini iç politika malzemesi yapacağını bildikleri için endişe ettiklerini kaydeden Arınç, şunları söyledi:

"Sadece muhalefet yaptığını zanneden birileri toprak kaybettiğimizi söyleyebilirler. Çok şükür operasyonun her anı Türkiye devletinin izzetini, azametini, varlığını, egemenliğini ortaya koyacak biçimde yapılmıştır. Bir defa toprak kaybetmedik. Süleyman Şah Saygı Karakolu'nun bulunduğu arazi kadar yine Suriye toprakları içerisinde geçmişte de birkaç defa nakil yaşandığı için bir arazi üzerinde bu gerçekleştirilmiştir. İkincisi operasyonun her anı kameralarla tespit edilmiştir. Dini merasim yapılmıştır. Nakledilecek kabrin nasıl alınacağı, nasıl nakledileceği her anıyla tespit edilmiştir. Bizim inancımızda dikilen bayrak, bir daha asla inmez. O yüzden Süleyman Şah Saygı Karakolu'nda bulunan bayrağımız, inmeden hemen nakli gerçekleştirileceği yerde bayrağımız dikilmiştir. Saygı duruşunda bulunulmuştur. Askerlerimiz görevlerini yapmıştır. Oradaki binanın ve bayrak direğinin tahrip edilmesi bizim kararımızdır. Çünkü biz oradan ayrıldıktan sonra İŞİD'in burayı ele geçirmesi, oraya kendi bayrağını asması ve o binada başka gösteriler yapması mümkündü. Biz onun aynısını Suriye Eşmesi'nde gerçekleştireceğiz. Onların eline enkazdan başka bir şey bırakmamak niyetiyle bu yapılmıştır."

Bülent Arınç operasyonda bir askerin hayatını kaybettiğini söyledikten sonra, "Buradan muhalefete sesleniyorum" diyerek şunları söyledi:

"Muhalefet 'Toprak kaybedildi. Çekildik' Bunların arkasına saklanmasın. Bunlarla siyaset yapmasın. Türk halkı bugün olanla, yapılanla gurur duyacak bir noktadır. Toprak kaybetmedik. Bayrağımız dalgalanıyor ve Süleyman Şah'ın bizce mukaddes emaneti de şu an da elimizde geçici olarak bulunuyor. Suriye Eşmesi'nde inşallah ikametgahına da en kısa zamanda götürülecektir. Türk milletine de başının dik olmasını, bu operasyonla Türkiye'nin gücünü kanıtladığını da söylemek istiyorum." (Bursa/DHA)

ÖNCEKİ HABER

ESP: Zaman aşımına izin vermeyeceğiz

SONRAKİ HABER

Galatasaraylı Adın: Şampiyonluğun en büyük adayıyız

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...