19 Şubat 2015 17:49

Bir başkaldırış hikayesi

Yaşama müzik tutkusuyla, mücadelesiyle ve sevdası Sıdıka ile sarılmış bir usta Ruhi Su. Onun yaşamını ise türkülerin diliyle, Denizlerin, Erdal’ın, Gezi’nin ruhuyla sahnede izlemek insanın tüylerini diken diken ediyor. İsyanı müzik ile hayat bulan, Figaro’dan başlayarak Anadolu’ya uzanıp toplumların baskıya, aristokrasiye, sisteme başkaldırışlarını müzikle anlatan Ruhi Su sahnede su gibi akıyor aslında. Bir ışık oluyor bize, bir yansıma. Benim gibi onu derinden tanımayan nesle de bir belge…“Ama benim memleketimde bugün

Paylaş

Elif Ekin SALTIK
ANKARA

Yaşama müzik tutkusuyla, mücadelesiyle ve sevdası Sıdıka ile sarılmış bir usta Ruhi Su. Onun yaşamını ise türkülerin diliyle, Denizlerin, Erdal’ın, Gezi’nin ruhuyla sahnede izlemek insanın tüylerini diken diken ediyor. İsyanı müzik ile hayat bulan, Figaro’dan başlayarak Anadolu’ya uzanıp toplumların baskıya, aristokrasiye, sisteme başkaldırışlarını müzikle anlatan Ruhi Su sahnede su gibi akıyor aslında. Bir ışık oluyor bize, bir yansıma. Benim gibi onu derinden tanımayan nesle de bir belge…
“Ama benim memleketimde bugün 
İnsan kanı sudan ucuz
Oysa en güzel emek insanın kendisi
Kolay mı kan uykularda kalkıp
Ninniler söylemesi”

TÜRKİYE’NİN SİYASİ TARİHİ UNUTULMAMIŞ

Su’ya Türkü’de oyunun yazarı Serdar Doğan ve yönetmeni Cengiz Sezgin, Ruhi Su’nun yaşamını anlatmak için yola çıkmış olsa da, bize Pir Sultan’ı, Nâzım’ı, Dadaloğlu’yu, Anadolu’yu, türküleri ve daha nicelerini anlatma ihtiyacı duyuyor. Birinci bölümde Ruhi Su’yu değil onun ağzından dünya ve Türkiye panoramasını izliyoruz. ‘68’in ruhu, Denizler, Mahirler... Geziniyor seyircinin arasında. ‘80’li yıllara gelip Erdal Eren’in yüzü belirdiğinde ise boğazlarda bir yumru… Nâzım’ın şiirleri bulut bulut sarıyor sahneyi. Her anlatı, her hikaye “İşte ben buradayım, dimdik ayakta, senin direnme gücünle” dedirtiyor. 

Oyunun ikinci bölümü ise Su’ya yazılan ama hiç kaybolmayan bir türkü. Van’da doğan, öksüz ve yetim büyüyen, askeri okula giden, müzik tutkusundan askeriyeyi bırakıp sanata yüzünü dönen bir başkaldırı adamı var şimdi ise karşımızda. Müzik tutkusu her şeyin üstündeyken yari Sıdıka’yla yaşamını daha da anlamlı kılıyor Ruhi Su. Bitmek bilmez acılar, sıkıntılar, göçler, yokluk ve yoksulluklar. Hiçbiri önemli değil. Çünkü uğruna mücadele ettiği, inandığı bir dünya var. Bir de müziği. Dönemin iktidarının hem türküleri hem de kendini yasaklamasına rağmen bunu bir onur meselesi belleyip hiçbir baskıya boyun eğmemesi önünde eğilmeye yeter sanırım.

Ankara Simurg Oyuncuları Tiyatrosunun belgesel müzikal oyunu Su’ya Türkü, Ruhi Su’nun ölümünün 30. yıl dönümüne armağan edilmiş. Serdar Doğan’ın oyunlaştırıp, Cengiz Sezgin’in yönettiği oyunda Oğuz Boran, Atılım Temur ve Serdar Doğan rol alıyor. Malik İnci’nin arka planda sazıyla renk kattığı iki perdelik oyunda ışık Murat Atmış’a ait.

ÖNCEKİ HABER

ABD Medyası: Fidan çatlağı Türkiye’nin siyasi geleceğini etkileyebir

SONRAKİ HABER

Anadolu Efes, Galatasaray'ı mağlup etti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa