16 Şubat 2015 11:10

'Sadece Ocak ayında 27 kadın erkeklerce öldürüldü'

Türkiye Psikiyatri Derneği, medyada yer alan haberlere göre; sadece geçtiğimiz Ocak ayında 27 kadının erkekler tarafından öldürüldüğü bilgisini verdi.

Paylaş

Kadın Ruh Sağlığı Çalışma Birimi adına Suzan Saner, Zerrin Oğlağu, Leyla Gülseren, Şahika Yüksel imzasıyla Türkiye Psikiyatri Derneği ortak yazılı açıklama yaptı. Kadınların kendi yaşamlarıyla ve bedenleriyle ilgili özgürce karar vermelerini engelleyen her tür durum ya da davranışın kadına yönelik şiddet olduğu belirtilerek, “Kadına yönelik şiddetin en ağırı ise kadın cinayetleridir. Medyaya yansıyan verilere göre ülkemizde sadece geçtiğimiz Ocak ayında 27 kadın erkekler tarafından öldürüldü. Birkaç gün önce Mersin’in Tarsus ilçesinde, üniversite öğrencisi genç bir kadın okulundan eve dönerken bindiği dolmuşun şoförü tarafından cinsel saldırıya uğradı, kendisini savunmaya çalışınca bıçakla, demir çubukla darp edilerek hunharca katledildi, ardından yakılarak dereye atıldı.” düşüncesi aktarıldı. 

Açıklamada, “Bu ne yoğun bir öfke ve kindir? Bu kimin ve neyin öfkesidir? Bu zihniyetin insanları vahşice öldürerek görüntülerini kamuoyu ile paylaşan terör örgütünün zihniyetinden bir farkı var mıdır?” soruları dile getirildi. 

'KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN KAYNAĞI, ERKEK EGEMEN TOPLUM'

Kadın Ruh Sağlığı Çalışma Birimi açıklaması şöyle devam etti: “Kadına yönelik şiddetin her türünün çok yaygın olduğuna ve yol açtığı sonuçlara her gün tanık oluyoruz. Hastalarımızdan dinlediğimiz öyküler ve yapılan bilimsel çalışmalar kadına yönelik şiddetin belli bir sosyal sınıf ya da hayat görüşüne sahip kadınlarla sınırlı olmadığını ancak erkek egemenliğinin yüksek olduğu muhafazakar toplumlarda daha yaygın olduğunu gösteriyor. Kadına yönelik şiddetin en önde gelen nedeni, erkek egemen sistem içinde erkeklerin kadınları kontrol altına alma, kadınların yaşamını ve yaşam alanlarını kendi koydukları kurallara göre düzenleme isteğidir. Hukuk sistemi dışında polis, adli tıp, medya ve politikacılar da cinayet gerekçelerini toplumsal cinsiyet rollerini yeniden üretmek için kullanabilmektedir.”

Türkiye Psikiyatri Derneği olarak katilin ruhsal sorunlarının olduğu, uyuşturucu kullandığı, sakinleştirici ilaçlar aldığı, öldürülen genç kadının açık giyindiği gibi sözde gerekçelerle kamuoyunun yanıltılmaya çalışılmasına itiraz ettiklerini belirtti. 

'SEÇİLMİŞ POLİTİKACILAR CİNSİYETÇİ SÖYLEMLERİ BIRAKMALI'

Seçilmiş politikacıları cinsiyetçi söylemleri bırakıp kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri ile ilgili doğruları açıklamaya davet edilen açıklamada “21. yüzyıl Türkiye’si için kadına yönelik şiddetin bir insanlık ayıbı olduğunu düşünüyoruz. Kadınların yaşamları iktidar sahipleri tarafından kuşatılmaktayken, sadece cinsiyetlerinden dolayı en temel hak olan 'yaşam hakkı' ellerinden alınmaktadır. Kadına yönelik her türlü şiddetin failleri adalet sistemi içindeki boşluklardan faydalanmakta, mahkemelerde kolayca iyi hal indirimi almaktadır. Şiddetin faillerinin 'cezasız' kalması, şiddete uğrayan kadınların ruhsal iyileşmelerinin önünde büyük bir engel olarak durmaktadır. Cinsiyetçiliğin körüklendiği bir ortamda, kadınların kamusal yaşamdan uzaklaştırılması, tecavüz edenlere cezaların arttırılması çözüm getirmez” değerlendirmesi yapıldı. 

'İKTİDARIN KADIN AYRIMCILIĞINA SON!'

Türkiye Psikiyatri Derneği açıklaması, “Özgecan Aslan ve yüzlerce kadının katlinden sorumlu olan cinsiyetçi ve cinsel saldırıları körükleyen zihniyetin değişmesini talep ediyoruz. Ruh sağlığı çalışanları olarak bizler, kadın cinayetlerine daha fazla tanık olmak istemiyoruz. İktidarın kadın ayrımcılığına son!” cümleleriyle sona erdi. (CİHAN)

ÖNCEKİ HABER

Özgecan Aslan'ın katil zanlısı ifadesini değiştirdi

SONRAKİ HABER

Dersim’de Özgecan protestosu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa