Türkiye’de basın özgürmüş!

TUTUKLU GAZETE ÇIKTI

Sansürün kaldırılışının yıldönümündü Tutuklu Gazete, 39 tutuklu ve hükümlü gazeteci kadrosu ve 1 konuk yazarıyla, 12 sayfa halinde, siyah-beyaz olarak çıktı.

Gazete, Sansüre Direniş’in 103’üncü yıldönümü olan 24 Temmuz Pazar günü Evrensel ve Birgün gazetelerinin ücretsiz eki olarak tüm Türkiye’de, Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz eki olarak ise Ankara ve çevre illerde okuyucuyla buluştu. ‘SANSÜRE DİRENİŞ’ manşetiyle çıkan Tutuklu Gazete’nin ilk sayısında yazıları yayımlanan tutuklu ve hükümlü gazetecilerin arasında Azadiya Welat’ın sorumlu müdürü Vedat Kurşun’dan, Ahmet Şık ve Nedim Şener’e, KCK davasında tutuklanan Dicle Haber Ajansı muhabirlerinden Oda Tv çalışanı gazetecilere pek çok ismin yazısı yer aldı. Tutuklu Gazete’nin ilk sayısında konuk yazar olarak Hicri İzgören’in de bir yazısı yer alıyor.

‘SESLERİNE KULAK VERİN’

Gazetenin başyazısını Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Ercan İpekçi kaleme aldı. İpekçi gazetenin çıkış amacını şu satırlarla son verdiği yazıda okuyuculara anlattı:  “Türkiye’de sansüre direnişin 103’üncü yıldönümünde gazeteciler bir ilke daha imza attı. Zoru başardı, büyük bir işbirliği ve dayanışmanın eseri olan Tutuklu Gazete’yi sansüre karşı bir kez daha direnerek yayımladı. Onlar, Sansüre Direniş’in 103’üncü yıldönümünde, bugün, hücrelerinin pencerelerinden gökyüzüne bakıyor… Bedri Adanır’ın uçurduğu Tutuklu Gazete’yi arıyor gözleri… Özgürlük türkülerini söylüyorlar hep bir ağızdan… Duyun onları… Seslerine kulak verin… Onların umutlarına, acılarına, cesaretlerine, dayanma güçlerine ve onurlu direnişlerine ortak olun...”

GÜL’DEN PEMBE TABLO

Gazeteciler cephesinde manzara böyleyken Cumhurbaşkanı ve Meclis Başkanından bu sorunları hiç görmeyen açıklamalar geldi. Türkiye’nin son yıllarda insan haklarının ve özgürlüklerin genişletilmesi amacıyla büyük reformlar gerçekleştirdiğini ve gerçekleştirmeye de devam ettiğini iddia eden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül mesajında şunları kaydetti: “Hepimizin arzusu, Türkiye’nin en gelişmiş demokratik ülkeler seviyesine ulaşmasıdır. Basın özgürlüğü ve ifade hürriyeti konusundaki bazı sıkıntıların da, bu süreç içerisinde çözüme kavuşacağı kanaatindeyim. Ancak bununla birlikte basının da, sorumluluklarının bilinciyle hareket etmesi gerekmektedir. Diğer taraftan hukukun evrensel standartlarına bağlı kalınmasının ve basın özgürlüğünün istismar edilmemesinin yanı sıra; doğru haber verme, tarafsızlık, özel hayata ve kişi haklarına saygı gibi ilkelerin gözetilmesi de önem taşımaktadır.”

ERDOĞAN’A BAKIN HELE

Gazetecilerle girdiği polemikler ve miting meydanlarından basını hedef gösteren konuşmaları nedeniyle sık sık eleştirilen Başbakan Erdoğan basın özgürlüğünün garantisinin de kendisi olduğunu açıkladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, geçmiş yıllarda ifade özgürlüğüne uygulanan tehdit ve baskıların ceremesini yaşamış biri olarak, hiçbir basın mensubunun mesleki faaliyetleri dolayısıyla baskı görmesine, bu baskılar yoluyla basın özgürlüğünün tehdit edilmesine müsaade etmeyeceklerini savundu.

ÇİÇEK DE BULUTLARIN ÜSTÜNDE

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Türk basınından sansürünün kaldırılışının yıl dönümünü yayınladığı mesajla kutladı. Çiçek, Türk basınından sansürün kaldırılışının yıl dönümü nedeniyle yayınladığı mesajda, çeşitlenen ve yaygınlaşan türleriyle basın organlarının kamuoyu oluşturma ve kanaat yayma gücüyle çok önemli fonksiyonları yerine getirdiğini ifade ederek, “Düşünce ve ifade özgürlüğü demokrasinin olmazsa olmazıdır. Vatandaşın haber alma ve doğruyu öğrenme hakkının yerine getirilmesine hizmet eden basın kuruluşları demokrasinin gelişmesine de katkı sağlamaktadır” dedi. Özgürlüğün beraberinde sorumluğu da getidiğini vurgulayan Çiçek, basın organlarının, vatandaşların hakları, kişisel hayatın dokunulmazlığı, terör ve şiddetin engellenmesi konusundaki duyarlılıklarının, Türkiye’de yayıncılık anlayışının gelişmesine hizmet edeceği inancında olduğunu ifade etti. (HABER MERKEZİ)