Ülker’in ‘toplum sağlığı’ sözü sahte bir görüntüdür

Murat TOPAL/İşten atılan Ülker işçisi/İstanbul

Gıda sağlığını düşünmeden önce gıda sektöründe çalışan işçilerin sağlığıyla ilgili çalışma ortamlarının sağlıklı hale getirilmesini işçinin sağlıklı olması demek sağlıklı düşünmesi demek. İşçinin sağlığını hiçe sayan Ülker gıda sağlığını düşünmeden önce gıda sektöründeki işçileri düşünmesi gerekmez mi?

Bizler Ülker’den atılan 108 gündür fabrikanın önünde bekleyen isçileriz. Ülker’in Gıda Endüstrisinin Beslenme ve Halk Sağlığı Yarışması düzenlemesini hayretle karşıladık. Yıllardır Ülker fabrikasında çalışan biz işçiler kendimizi yarışmanın çerçevesi içine koyduğumuzda başka bir manzara çıkar ortaya. Yani yayadıklarımızı aylardır anlatıyoruz. Yemeklerimiz yenecek gibi değil, hijyenik bir ortam yok. Ağır çalışma koşulları, 12 saat çalışma, yılda 1500 saat fazla mesai ile geçimini sağlamaya çalışan işçilerin sağlıklı beslenme, sağlıklı yaşama, sağlıklı düşünme şansı olabilir mi? Bel, boyun, kasık fıtığı, işitme kayıpları uyku bozukluğu gibi hastalıklarla uğraşanların oranı yarıdan fazla ise Sabri Ülker Vakfının ilk önce cehennem haline getirilmiş fabrikalardaki çalışma düzenini görmesi gerekmez mi?

Avrupalarda, Amerikalarda halk sağlığı kampanyalarıyla öğünenler İngiltere’de Harvard Üniversitesinde bölümler açanlar, Ülker Topkapı’da, Gebze’de, Ankara’da, Silivri’de, Karaman’da, çalıştırdıkları işçileri hangi konumlarda çalıştırdıkları hangi hastalıklarla boğuştuklarını, nasıl tedavi olduklarını biliyorlar mı? Daha da önemlisi 108 gündür direnişte olan işçilerin 6’sı meslek hastalığından rapor olan ve kurallara uygun çalışmak, insanca yasamak isteyen bizlere gözlerini kapayarak dünyaya halk sağlığı propagandası yapmak ne kadar sahte bir görüntüdür, esefle karşılıyoruz.