11 Şubat 2015 10:42

Bayık: Şengal'i yönetmek gibi bir hedefimiz yok

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık YOL TV’ye konuştu. Bayık, Kobanê'nin AKP'yi köşeye sıkıştırdığını söyledi.

Paylaş

"Kobani’nin zaferi sadece Kobani halkının zaferi değil, sadece YPG’nin zaferi de değil onların şahsında bütün insanlığın zaferidir. Orada direnen insanlık oldu, insanlığın değeri savunuldu, özgürlük, demokrasi, adalet savunuldu" diye konuşan Bayık, "Eğer DAİŞ faşizmi Kobani’de durdurulmasaydı yani orada DAİŞ’e büyük bir darbe vurulmamış olsaydı bu sadece Kürtler açısından bir tehlike yaratmayacaktı bu bütün halklar için, dinler için, mezhepler için, kültürler için büyük tehlike yaratacaktı. Diyebilirim ki belki de en büyük tehlikeyi Türkiye’de Aleviler için yaratacaktı. Çünkü DAİŞ faşizmi tamamen Sünniliği esas alan Sünnilik üzerinde Arap milliyetçiliğini de buna katarak Ortadoğu’da hegemonya peşinde koşacaktı. Bu güçlerin arkasında bölgesel güçler, uluslararası güçler var. DAİŞ’in gücü öyle kendisinin gücü değil belki belirli bir geçmişi, dayanakları var ama bölgesel ve uluslarası güçlerden büyük destek alıyor" dedi. 

'IRAK VE SURİYE'DEKİ IŞİD BİRBİRLERİNDEN FARKLI' 

Irak'ta savaşan IŞİD ile Suriye'de savaşanın farklılık gösterdiğini kaydeden Bayık şöyle konuştu: "Irak DAİŞ’inde Irak BAAS partisi kadroları egemendir ve mücadeleyi onlar yürütüyor. Araplardan farklı olarak başka ülkelerden gelenler azdır. Esas olarak Araplardan, eski BAAS’çılardan oluşuyor. Suriye DAİŞ’i ise biraz daha farklıdır daha çok dışarıdan gelenlerden oluşuyor. İçinde Araplar azdır, Suriye DAİŞ’ini destekleyen Türk hükümetidir. Bu açıdan farklılar uygulamaları da farklıdır. DAİŞ’in Irak ve Suriye’de belli bir tabanı var sadece bölgesel ve uluslararası güçlerin desteğiyle oluşan bir oluşum değil. Dayandığı tarihsel, kültürel bir temel hem de dayandığı bir kitle temeli var. Özellikle Sünni Araplarda belli bir tabanı olduğundan buna dayanarak mücadeleyi geliştirebiliyor bu vahşeti uygulayabiliyor. Eğer halkta destek bulamasaydı, dış güçlerin desteğiyle bu kadar vahşeti uygulayamazdı. Onun için DAİŞ olayını basite almamak, kısa sürede bitecek yaklaşımı içerisine girmemek lazım. Ama DAİŞ tehlikesi önlenebilir, kontrol altına alınabilinir, etkisiz kılınabilinir. Bu büyük bir mücadeleyi, belli bir süreci gerektiriyor." 

Bölgede çıkarları olan güçlerin IŞİD'i kullandığını kaydeden Bayık, "Çeşitli güçler DAİŞ üzerinden birbirlerini etkisiz kılmaya çalışıyorlar. İşin içerisinde Amerika’da, İsrail’de, Rusya’da, İran, Türkiye, Suudi Arabistan, Katar, Mısır gibi bölgesel ve uluslararası birçok güç var" diye konuştu.  

YUNANİSTAN SEÇİMLERİ

Yunanistan'daki seçimler hakkında da değerlendirmelerde bulunan Bayık, "Yunanistan’ın kendi sorunları var ama buna rağmen Yunanistan’da sol büyük çıkış yaptı. Yunanistan solu kendini prangalardan kurtararak özgürleştirdi. Yunanistan solu PASOK’un hâkimiyetinden kendini kurtararak kimlik bulabildi bu gelişmeyi yaratabildi. Eğer PASOK’tan kendini kurtaramamış olsaydı kesinlikle bu başarıyı yakalayamazdı. Yunanistan gibi bir ülkede solun bu çıkışı önemlidir ve benzer bir çıkışın İspanya’da olması mümkündür. İspanya’da benzer gelişme ortaya çıkarsa bu aslında yeni bir durumun ortaya çıkması demektir. Büyük olasılıkla Avrupa’da solun gelişmesine katkı sunacaktır ve Avrupa için ne gibi gelişmelere yol açar bunu izlemek gerekir" dedi.

'KOBANÊ AKP'Yİ KÖŞEYE SIKIŞTIRDI'

Kobanê zaferinin AKP'yi köşeye sıkıştırdığını belirten Bayık, "AKP gerçeği Kobani’de ortaya çıktı daha da ortaya çıkabilir bu da önemli gelişmeye yol açabilir Türkiye’de sol ve demokrasi güçleri açısından. Yunanistan’da olmayan başka bir gelişme daha var Türkiye’yi yakından ilgilendiren AKP’yi oldukça köşeye sıkıştıran Kobani zaferidir. Kobani şahsında Rojava devrimidir. Ortadoğu’da yaşanan kaoslu durum ve onu bitiren devrimci direniş ve gelişmesidir. Bu olguda AKP gerçeğini ortaya çıkarıp köşeye sıkıştırıyor" sözlerini kullandı. 

'TÜRKİYE’NİN ELİNDE KALA KALA IŞİD KALDI'

Bayık şöyle devam ediyor: "Türkiye Ortadoğu’da hegemon bir güç olmak istiyor, bunu da Sünni mezhebine dayandırarak gerçekleştirmek istiyor. Sünni mezhebinde de DAİŞ’in esas aldığı mezhebe, anlayışa dayandırmak istiyor. Çünkü AKP’nin, Türkiye’nin başka da dayanacağı bir güç yok ve Türkiye’nin Ortadoğu’da elinde kala kala bir DAİŞ kaldı onunla hegemonya peşinde koşuyor. İkincisi ideolojik olarak da birbirlerine çok yakın, üçüncü olarak da DAİŞ’le ancak Kürtlere darbe vurabilir. Kürtlerle başka savaşacak gücü yok, kendisinin yapamadığını DAİŞ’le yapmak istiyor. Aslında DAİŞ demek AKP demektir ve o AKP politikalarını yürütüyor.
Bizim herhangi bir ön şartımız yoktur ne muhalefete ne de Beşar Esat’a ve biz dedik ki kim ki Kürtlerin doğal haklarını kabul ederse, Suriye’deki halkların, dinlerin, doğal haklarını kabul ederse biz onunla birlikte hareket ederiz." 

ŞENGAL’DE 180’E YAKIN ŞEHİT

PKK'nin Güney Kürdistan'daki varlığına ilişkin tartışmalara da değinen Bayık, "Güney Kürdistan’da hükümet çevreleri şöyle bir iddiada bulundu. Ezidiler’in kendisini örgütlemesini PKK’nin geliştirdiğini bununda Şengal’i Güney Kürdistan’dan koparma amacına geldiğini bunu da düşmanlık olduğu biçiminde bazı ifade ve propagandalar geliştirdi. Bunlar gerçeği yansıtmıyor bence Ezidiler’in kendi meclislerini oluşturmaları işin bahanesidir, bir gerekçe olarak kullanılıyor. Esas sorun bence farklıdır. Yani PKK büyük bir mücadele yürütüyor Kürtler nezdinde, halklar, inançlar, kültürler üzerinde büyük bir saygınlık yaratıyor. Bütün ezilenler, yoksullar DAİŞ tehlikesi altında kendini görenler PKK’nin gösterdiği mücadeleye saygı duyuyor hatta kendi mücadelesi olarak görerek bir yakınlaşma içerisine giriyorlar. Yine bu direnişin uluslararası alanda etkileri ve yarattığı sonuçlar var, PKK algısı değişiyor yeni algılar gelişiyor bunun hazmedilememe durumu var aslında. Yine Güney Kürtleri üzerinde de bu gelişmelerin etkisi var gerillaya savaşmak için bazı katılımlarda oluyor. Tüm bunlar bir arada düşünüldüğünde gelişmelerin hazmedilememe durumunu görmekteyiz. 
Eğer bugün DAİŞ Güney Kürdistan’da geriletiliyorsa bunun PKK’nin gerillanın mücadelesini görmek gerekir, inkâr etmemek gerekir. Parçalama, düşmanlık peşinde koşan bir güç en zor günde hükümeti korumaz, değerleri korumaz. Her yerde şehitler verildi, Şengal’de 180’e yakın şehit verdik, yine Mamur, Kerkük tarafında savaştık şehitler verdik. Hala Peşmergeyle birlikte savaş yürütüyoruz DAİŞ saldırılarına karşı Güney halkının değerlerini koruyoruz." 

'PKK'Yİ İŞGALCİ GÜÇ OLARAK GÖSTERİYORLAR' 

Bayık meseleye ilişkin konuşmasını şöyle sürdürüyor: "Bu vesileyle şu gerçeği de açıklamak istiyorum mesela bazıları bunu açıktan söyleyemiyorlar ama gizliden el altından PKK’yi işgalci bir güç olarak gösteriyorlar. Güneylilerin bazıları bunu söylüyor bu propagandayı yapıyorlar. PKK işgalci bir güç gelmiş Şengal’i, başka yerleri işgal etmiş bir daha çıkmayacak, terörist bir örgüt diye el altından bu tip propagandalar geliştiriyorlar. Ama açıktan bunu yapmıyorlar hatta açıktan bazı yerlerde PKK iyi şeyler yaptı diyorlar. Bu vesileyle şunu belirtmek istiyorum. Biz bu kadar mücadele yürütüyoruz, şehitler vererek güneyi koruyoruz ve bunu bir görev olarak yapıyoruz. Sadece Kürtleri korumuyoruz DAİŞ faşistlerin katliamına karşı herkesi korumaya çalışıyoruz ve bunu insanlık görevi olarak gördüğümüzden yapıyoruz. Bundan rahatsızlık duyanlar varsa (Duyanlar var) biz güçlerimizi çekebiliriz, güney halkının bu konuda tutumunu ortaya koyması gerekir. Güney halkı gerçekten gerillanın alanlarda kalıp peşmergeyle birlikte savaşmasını istiyor mu istemiyor mu, eğer güney halkı hatta siyasi çevreler istemiyorsa açık açık bize söyleyebilirler biz gerekeni yapar gerillayı çekebiliriz. Bu tip endişelere kuşkulara gerek yoktur. Güney halkı ve siyasi çevreler bilsinler ki biz bu propagandalar karşısında açıkça değerlendirmeler yapıyoruz ve tutumda bekliyoruz." 

'KÜRDİSTANİ GÜÇLER İLE SAVAŞMAK İSTEMİYORUZ' 

Şengal'i yönetmek gibi bir hedeflerinin olmadığını kaydeden Bayık, "Biz hiçbir Kürdistan’i güçle çatışmak istemiyoruz, bunu doğruda görmüyoruz. Zaten gelinen aşamada halk kesinlikle istemiyor, istemez sadece bu halkla sınırlı değil siyasi çevrelerde de kim çatışmayı geliştirirse kaybeder. Çünkü halk toplum buna karşıdır ve bugüne kadarda bu tür çatışmalarda hiçbir güç kazanmamıştır hep kaybetmiştir. Bu en çokta sömürgeci güçlerin veya Kürtlere karşı olan güçlerin isteyeceği bir tutum olabilir. Onlar hep Kürtlerin birbirleriyle çatışmalarını istiyor, isteyebilirlerde onlar açısından doğruda olabilir ama Kürtler ve diğer halklar açısından iç çatışmalar Kürtlere ve halklara, inançlara, kültürlere karşıdır, tahrip eder Kürtleri güçsüz düşürür. Halbuki Kürtlerin hem kendileri hem de bölgedeki halklar, inanç toplulukları, kültür toplulukları açısından rollerini oynamaları gerekir. Bugün gelinen aşama böyle bir aşama. O yüzden hiç kimse eskiden olduğu gibi çatışma yaratarak, şiddet uygulayarak sonuç alamaz, kaybeder." (HABER MERKEZİ)
 

ÖNCEKİ HABER

‘Güvenlik paketi’ ayağa kalkma sebebidir

SONRAKİ HABER

Osmanlı İmparatorluğu’nda İşçi Sınıfının Oluşumu Konferansı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...