11 Şubat 2015 00:56

Hesaplar sil baştan mı?

Ukrayna’daki Rusya yanlısı yönetimin 2013’ün sonunda AB ile imzalanması planlanan “Ortaklık Anlaşması”nı son anda imzalamaktan vazgeçmesi üçerine başlayan iç kargaşa ve kaosun üzerinden bir yılı aşkın bir süre geçti.

Paylaş

Yücel ÖZDEMİR
Köln

Ukrayna’daki Rusya yanlısı yönetimin 2013’ün sonunda AB ile imzalanması planlanan “Ortaklık Anlaşması”nı son anda imzalamaktan vazgeçmesi üçerine başlayan iç kargaşa ve kaosun üzerinden bir yılı aşkın bir süre geçti. Aralık 2013’te başkent Kiev’deki Maidan Meydanı’nda ABD ve AB desteğiyle yapılan protesto gösterileri 22 Şubat 2014’te bir darbeyle sonuçlanmıştı. Rusya yanlısı Viktor Yanukoviç’i destekleyen güçler bölünürken, başını faşistlerin çektiği grup başkanlık sarayına yöneldi ve darbeyi gerçekleştirdi. Yanukoviç de ailesiyle birlikte Rusya’ya kaçtı.
ABD ve AB’nin desteğiyle gerçekleşen bu darbenin üzerinden tam bir yıl geçmesine rağmen ülke istikrardan çok kaos ve gerilime sahne oluyor. Rus nüfusunun yoğun olarak yaşadığı doğu bölgelerinde Batı yanlısı rejime karşı başlayan silahlı mücadele zayıflamak yerine giderek güçleniyor. Buna karşın Ukrayna ordusu doğu cephesinde büyük kayıplar vermeye başladı. Basında yer alan haberlere göre Rusya yanlısı güçler geçtiğimiz yılın yaz aylarından bu yana Donetsk ve Lugansk kentlerinde kontrol ettikleri alanı yüzde 50 artırdılar. Ukrayna ordusunda yaşanan kayıplardan ötürü moral bozumluğu yoğun.

ABD ‘OYUNUN’ DIŞINDA MI KALACAK?
Bir yıla yakın süredir bölgede süren çatışmalarda çeşitli kaynaklara göre 5 binden fazla insan hayatını kaybetti. Bunların önemli bir bölümünü Rus asıllı siviller oluşturuyor. Ukrayna rejiminin bölgedeki direnişi kırması için bütün desteğini sunan ABD ve AB ülkeleri gelinin aşamada büyük bir başarısızlığa uğramış bulunuyorlar. Rusya’nın güçten düşürülmesi adına hem bölgedeki Rusya yanlılarına hem de Rusya’nın kendisine yönelik alınan ekonomik yaptırım kararları Rusya üzerinde etkili olmadı . Dahası Rusya elindeki doğal gaz ve petrolü etkili bir silah olarak kullanmaya başladı batıya karşı.
Çatışmaların giderek Batı’nın aleyhine döndüğü bir dönemde bir tarafta NATO aracılığıyla Doğu Avrupa va Ukrayna’ya askeri olarak mücadele etmenin olanakları yaratılırken değer taraftan Almanya ve Fransa liderleri öncülüğünde çözüm girişimleri başlatıldı. 5-6 Şubat günleri Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande sürpriz bir şekilde önce Kiev’e sonra da Moskova’ya bir ziyaret düzenlediler. Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroşenko ve Rusya Devlet Başkanı Viladimir Putin ile görüşen her iki lider Ukrayna’daki çatışmaların durdurulması ve soruna diyalog yoluyla bir çözümün getirilmesini önerdiler. Ukrayna ve Rusya cephesinden yapılan ilk açıklamalara bakılırsa olumlu hava hakim.
Hiç şüphesiz Merkel-Hollande ikilisi tarafından başlatılan bu girişimden en çok rahatsız olan güç ABD olmuştur. Zira, Almanya ve Fransa tarafından başlatılan girişim bir yönüyle ABD’yi devreden çıkarmaya yönelik bir hamledir. Diplomasi trafiğinden sonra Almanya, Fransa, Rusya ve Ukrayna liderlerinin katılımıyla Minsk’te bir toplantının yapılması da bunu gösteriyor.

‘ÇÖZÜMDE FARKLI YAKLAŞIMLAR’
Son haftalarda Washinton, Berlin ve Paris’ten yapılan açıklamalara bakılırsa, Batı cephesinin Ukrayna’daki sorunun çözümü konusunda farklı görüşlere sahip olduğu anlaşılıyor. ABD, doğrudan ya da NATO üzerinden Ukrayna’nın daha fazla silahlandırılarak bölgedeki çatışmayı daha fazla büyütme, hatta Rusya’yı da açıktan bu savaşın içine çekmenin hesaplarını yapıyor. Çünkü Rusya’nın açıktan savaş tarafı olarak cephede yer alması Ukrayna’nın diğer müttefiklerinin de aynı şekilde sürece dahil olmasına neden olacak. Yani, ABD bir bakıma Ukrayna üzerinden Rusya’yı savaşın içine çekerek hesaplaşmanın planlarını yapıyor. Elbette bütün müttefikleriyle birlikte... 
Rusya ile yakın ticari ilişkilere sahip Almanya ve Fransa, Ukrayna üzerinden Rusya ile ilişkileri daha fazla germe ve doğrudan çatışma ve savaşa girmeye pek niyetli değil. Çünkü, böylesine bir savaştan kârlı değil zararlı çıkacağını düşünüyor. Bu nedenle asıl olarak bugünkü Ukrayna’nın içine bulunduğu defacto durumu kabul ederek, tarafları uzlaşmaya davet ediyor. Bu uzlaşmada Kırım’ın Rusya’ya bırakılması, Donetsk ve Lugansk başta olmak üzere Rus nüfusunun yoğun olduğu bölgelere geniş özerlik hakkı tanınmasını istiyor. Rusya da buna sıcak bakıyor. Poroşenko da yaptığı açıklamada geniş özerlikten yana olduğunu belirtti. Bu demektir ki açık çatışmaların olduğu bölgelerin geleceği için bir uzlaşma aslında çok zor görünmüyor. Ancak, başından beri sürecin önemli bir aktörü olan ABD, Rusya’nın bölgedeki etki alanının zayıflatılmasına yol açmayan hiç bir modele uzun sürede sıcak bakması beklenmiyor.

NATO GÜVENLİK KONFERANSI
6-8 Şubat tarihleri arasında Münih’te yapılan NATO Güvenlik Konferansında ABD’li yetkililer tarafından verilen mesajlardan bu sonuç çıkıyordu. Zira, ABD, Almanya ve Fransa’nın Ukrayna’nın doğrudan silahlandırılması yönündeki önerilerine tepki gösterdi. Görünen o iki, önümüzdeki dönemde çıkar çatışmalarından ötürü “Batı cephesi”nde Ukrayna konusunda bir bölünme söz konusu olabilecek. Almanya-Fransa eksenin merkezinde olduğu ülkeler grubu Ukrayna sorununun diyalog yoluyla çözülmesinde, ABD-İngiltere ekseninin başını çektiği, ağırlıklı olarak da Doğu Avrupa ülkelerinin destek vermesi beklenen grup ise savaş ve şiddetle sorunun çözümünde ısrar edecekler. Bu bölünme herkesten önce bir süredir izole edilmeye çalışılan Rusya’nın işine yarayacak. Asıl belirleyici unsur ise Ukrayna’nın iş birlikçi yönetimi. Kiminle ve hangi modelle soruna çözmeye karar vermesi gerekiyor. Ancak bunun kararını vermek öyle kolay olmayacak. Çünkü, hangi batılı grubun belirlediği yönde rotayı belirlese karşı grup harekete geçecek. Bu nedenle, bölünme sadece “Batı cephesi”nde olmayacak aynı zamanda mevcut Ukrayna rejimi içerisinde de olacak. En önemlisi de taraflar arasında bir uzlaşma sağlanamadığı taktirde geriye kalan Ukrayna üzerinden Batılı ülkeler arasında nüfuz mücadelesi kızışacak. Bu nedenle, bir yıl önce “kolay kazanılacağı” hesap edilen Ukrayna’nın aslında tahmin edilenden çok karmaşık ve farklı aktörlerin sürecin içinde olduğu bir kez daha görülecek. Bu nedenle, Doğu Avrupa’nın bu önemli ülkesi üzerindeki paylaşım kavgası öyle kolay ve kısa sürede bitecek gibi görünmüyor.

ÖNCEKİ HABER

Kobanê yeniden inşa ediliyor

SONRAKİ HABER

Belçika'da genel grev korkusu geri adım attırdı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...