10 Şubat 2015 00:44

Çete Ayşe’nin torunları yine topraklarını koruyor

AydIn merkeze bağlı İmamköy’de yapılmak istenen jeotermal enerji santraline karşı köylü kadınların mücadelesi dikkat çekiyor.

Paylaş

Özer AKDEMİR
Aydın

Aydın merkeze bağlı İmamköy’de yapılmak istenen jeotermal enerji santraline karşı köylü kadınların mücadelesi dikkat çekiyor.

İmamköy’de ilkokul, sağlık ocağı ve konutlara çok yakın bir konumda yapılmak istenen jeotermal santral sondajına karşı köylüler bir süredir mücadele yürütüyor. Jeotermal sondajlarının yaşam alanlarına olumsuz etkilerini önleyebilmek için bir toplantı yapan ve Köyüme Dokunma adında bir komite kuran köylüler, imza kampanyası, dilekçeler ve Aydın Valiliğine yaptıkları ziyaretlerle seslerini duyurmaya çalıştı. Özellikle köylü kadınların aktif olarak çalıştığı komite önceki gün EGEÇEP ile birlikte köy kahvesinde bir bilgilendirme toplantısı yaptı. Toplantıya Jeoloji Yüksek Mühendisi Tahir Öngür katıldı. Köy kahvesinin sundurmasını, yoğun yağışa rağmen dolduran köylülerden özellikle kadınların katılımı dikkat çekti. Kucağında çocukları ile toplantıya gelen köylü kadınların ilgisi hiç eksilmedi. Kurtuluş Savaşı döneminin işgale karşı direnen öncü kadınlarından Çete Emir Ayşe’nin köyünde, köy kadınlarının, topraklarındaki başka bir işgale karşı aynı direnme kararlılıkları dikkat çekti. Toplantının örgütlenmesi sürecinde birçok sıkıntılar ve baskılarla karşılaşan komite üyesi kadınların bunlara rağmen geri adım atmamaları “Çete Emir Ayşe’nin torunları olmanın hakkını verdiler” yorumlarını beraberinde getirdi.

Köyüme Dokunma Komitesi adına toplantıyı açan Fatma Erkan, jeotermal enerji konusunda dünyanın kullandığı çevre kriterlerinin uygulanmasını istediklerini belirterek, “İlimiz aynı zamanda bir tarım şehri. Bu planlar yapılırken halkla görüşülmesini ve tarım alanlarının işgal edilmemesini istiyoruz. Çabalarımız sonrası bu sondajın durdurulduğu söylendi bize. Bu olumlu bir gelişme” dedi.

JEOTERMAL DOĞRU KULLANILIRSA TEMİZ

Tahir Öngür jeotermalin temiz, yenilenebilir enerji olarak bilindiğini ama bunun yapılan işin iyi denetlenmesi sonucunda doğru olduğunu söyledi. Yeraltından çekilen sıcak suyun çeşitli biçimde kullanıldıktan sonra kaynağın tükenmemesi için yeraltına geri basılması gerektiğini aktaran Öngür, iki tip santralden bu tekniği kullananın kurallara uygun yapıldığı takdirde bir zararının olmadığını söyledi. Öngür, “Pamukören’deki bir diğer tip. Gidip bakalım şimdi buhardan göz gözü görmez. Bütün çektikleri suyu Menderes nehrine salıyorlar. Suyun kimyası bile tam belli değil” dedi.

BİZE SİZ ÖLÜN DİYORLAR

Efeler Belediyesi Meclis üyesi Mehmet Vergili de “Bu yasa bize ‘siz ölün, uzun yaşamayın’ diyor. Bizi devlet korumuyorsa biz toplumsal olarak kendimizi korumalıyız” dedi. EGEÇEP Yürütme Kurulu üyesi Av. Berrin Esin Kaya da yaşam alanlarını koruma mücadelesinin Anayasal bir hak olduğunu belirterek, İmamköy’de kadınların bu işe ön ayak olmasının önemine dikkat çekti. Civar köylerden de gelenler kendi yörelerindeki sondajların etkileri ile ilgili endişelerini dile getirdiler. Toplantıya TEMA Vakfı ve Aydın’daki kitle örgütleri de katıldı.

ÖNCEKİ HABER

Menderes Nehri ölüm saçıyor

SONRAKİ HABER

İstanbul'da kar etkisini artırıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa