09 Şubat 2015 00:52

'Demokrasi isteyen herkes grev yasağına karşı harekete geçmeli'

Birleşik Metal-İş üyesi 15 bin işçinin grevinin Bakanlar Kurulu tarafından yasaklanması tepkiyle karşılanırken bir yandan grev hakkının var olup olmadığı tartışmasını da açtı. Grev yasağını değerlendirdiğimiz Çalışma Ekonomisi Doktoru ve Avukat Murat Özveri sorunun aynı zamanda sistem sorunu olduğunu ifade ederken, 'Bu mesele artık metal işçisinin meselesi değildir, demokrasi isteyen herkesin meselesidir ve mücadele gerektirir' diye konuştu.

Paylaş

Hasret Gültekin KOZAN
Kocaeli

Birleşik Metal-İş üyesi 15 bin işçinin grevinin Bakanlar Kurulu tarafından yasaklanması tepkiyle karşılanırken bir yandan grev hakkının var olup olmadığı tartışmasını da açtı. Grev yasağını değerlendirdiğimiz Çalışma Ekonomisi Doktoru ve Avukat Murat Özveri sorunun aynı zamanda sistem sorunu olduğunu ifade ederken, “Bu mesele artık metal işçisinin meselesi değildir, demokrasi isteyen herkesin meselesidir ve mücadele gerektirir” diye konuştu.

‘AÇIK BİR YASAKLAMA’

Sözlerine erteleme adı altında yasaklanan grevin, yasal bir grev olduğunu ifade ederek başlayan Özveri, patron sendikası MESS’in grevi engellemek için elinden geleni yaptığını belirtti. MESS’in, 29 Ocak’ta çıkılan grev için “Grev oylamaları kesinleşmeden greve çıkıldı yasadışıdır” diyerek dava açtığı bilgisini veren Özveri, “MESS’in açtığı dava Cuma günü mahkeme kararıyla red edildi. Sendika bu karara sevinemeden Bakanlar Kurulu milli güvenlik gerekçesiyle grevleri erteledi, adı erteleme ama hukuki boyutuyla açık bir yasaklamadır. Çünkü sendika masaya oturmayacağını söyledi, 60 gün sonrasında uyuşmazlık Yüksek Hakem Kurulu’na götürülecek, burada alınan karar ise toplusözleşme niteliğinde olacak” dedi.

TUVALET KAĞIDI İLE MİLLİ GÜVENLİK ARASINDAKİ BAĞ!

İşçilerin kanundaki her aşamayı bir bir uygulayarak grev haklarını kullanma konusunda iradelerini net bir şekilde ortaya koyduğunu ancak Bakanlar Kurulu’nun bu iradeyi yok saydığını söyleyen Özveri, “Grev erteleme kurumu, toplusözleşme düzenimizde bugündür var olan bir kurum değil. 1963-1980 arasında da vardı. Ne zaman bir grev etki yaratacak bir duruma gelmişse ertelenmiş, yani yasaklanmıştır. Ben tuvalet kağıdı üretiminin milli güvenlik gerekçesiyle ertelendiğinin tanığı oldum, gelin siz tuvalet kağıdı ile milli güvenlik gerekçesi arasında bağı kurun” diye konuştu.
Bakanlar Kurulu’nın en son 26 Ocak’ta toplandığını, yasak kararının altında ise 29 Ocak’ta alındığını hatırlatan Özveri “Grev erteleme kararı alınırken toplanmış bir Bakanlar Kurulu yok. Bakanlar Kurulu toplanmadan böyle bir karar Resmi Gazete’de yayınlandığı için yetki unsuru açısından bu karar sakat. Grev ertelemesi istisna olmalı, gerçekten milli güvenliği tehlikeye düşürecek durumlar olmalıdır. Alınmış bir grev kararı varsa, taraflar arasında direk ya da atanan bir arabulucu aracılığıyla işlem yapılabiliken direk olarak grevler yasaklanıyor. Ama grevlerin yasaklanması ekonomik nedenlerden dolayı. Bu mantıkla hareket edilince etkili olan her grev yasaklanıyor. Bu nedenle Türkiye her yerde ağır bir şekilde eleştiriliyor, ILO Genel Kurulu, Sendika Özgürlükler Komitesi ve Uzmanlar Komitesi’nde eleştirilere maruz kalınıyor. Ekonomik etkide bulunan grevler erteleniyorsa, Türkiye’de grev yok demektir” diye konuştu

‘TÜRKİYE’DE DEMOKRASİ YOK’

Kocaeli Sanayi Odası’nın grevin tarafı değilken, Bakanlar Kurulu’na grevin ertelenmesiyle ilgili başvuruda bulunmasına da dikkat çeken Özveri, “İşçiler kendilerini koruması gereken yasaların kendilerini korumadığını, milli güvenlik denilen kavramın işverenin güvenliği olduğunu ve  grev hakkı sadece kağıt üzerindeymiş diye düşünüyor. Tüm bunlar ve bunlara duyulan öfke hukuk düzenini soru işaretinde bırakıyor. Kocaeli Sanayi Odası hukuki bir yol izlemeyerek, sınıfsal bir harekette bulunuyor. Bu yüzden sorun gev ertelemesi değil, sorun sistem sorunudur. Asıl tartışılması gereken, siyasal sistem sorunudur, demokrasinin varlığı-yokluğu sorunudur. ‘Türkiye’de grev hakkı yoktur’ demek yetmez, Türkiye’de demokrasi yoktur” dedi. Demokrasiye gereksinim duyan herkesin işini, özgürlüğünü, ekmeğini riske etmek için demokratikleşme yolunda eylemliliğe girmesi gerektiğini dile getiren Özveri, “Bu mesele artık metal işçisinin meselesi değildir, demokrasi isteyen herkesin sorunudur” dedi.
Metal işçisinin davası ile yargının da bir sınav içerisine gireceğini belirten Özveri, insanların yargıya güvenmediği bir dönemde yargı için de bir sınama söz konusu olacağını belirtti. Özveri, “Sınıfsal tavrı göstermenin zamanıdır, bu bir tek sendika veya bir tek konfederasyonun işi değildir. Tarih cam grevinin ardından metal greviyle birlikte sınıfsal tepki göstermemizi önümüze koymuştur, ya demokrasi olacak, ya da olmayacak. Herkesin bulunduğu yerden bu süreci tersine çevirmelidir” diye konuştu.

ÖNCEKİ HABER

Katil müfettiş

SONRAKİ HABER

1 dağcı öldü, 19 dağcı mahsur kaldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa