07 Şubat 2015 02:00

Haribo’da taşeron sistemi

Paylaş

Haribo’da çalışan taşeron işçi/İstanbul

Haribo fabrikası, jelibon şeker üreten bir fabrikadır. Firma içerisinde 10 ayrı taşeron firma bulunmaktadır. 400 işçi kadrolu olarak çalışmaktadır. İşlerin en yoğun olduğu dönemde taşeron işçileri çok yoğun  mesaiye bırakıyorlar. Üç vardiya 8 saat, bir 8 saat daha çalışarak zorunlu mesaiye bırakıyorlar bu nedenle günde 16 saat çalışıyoruz. Ayrıca dışarıdan gündelikçi işçiler de getiriliyor. Bir sabah 2. vardiyaya işe geldiğimizde daha servisten inmeden güvenlikler karşıladı bizi. Apar topar giriş çıkışlarımızı imzalamadan ekip eşliğinde fabrikanın arka tarafına götürdüler. Daha sonra 4-5 saat mutfakta tuttular, sonra da yerin altından gizli bölümlerden geçerek soyunma dolabımıza geldik. Buraya geldikten sonra müfettişlerin fabrikayı denetlemeye geldiğini öğrendik. 

Bizler firma da paketlemede çalıştığımız halde bizleri temizlik işçisi olarak gösteriyorlar. Biz taşeron işçiler kadrolu işçilerle aynı işi yaptığımız halde kadrolu işçiler 3 ayda bir ikramiye, 700 lira kömür parası, bayramlarda bayram harçlıkları alırken, biz taşeron işçiler aynı işi yaptığımız halde bu hakların hiçbirisinden faydalanamıyoruz ve canları istediği an kapı dışarı ediliyoruz. Aralık ayında bizlere iş yok denilerek 50 kişiyi 3 gün ücretsiz izne çıkardılar, 1. vardiyayı 19’da tekrar işe çağırdılar. Beşe kadar çalıştık, beşten sonra da Avcılar’da bir otelde milyarlarca para harcayarak 400-500 kişilik içkili, yemekli, dansözlü yılbaşı eğlencesi düzenlediler. Fabrikanın müdürü şunları söyledi: “Ben her sabah kalktığımda şu soruyu soruyorum kendime ‘Ben ne kadar şanslıyım’ 300 metre kareden, 400 metre kareye geldim, üretim şu kadar arttı, şu kadar çalışanım oldu’ vs! Bizler de ona soruyoruz biz işçiler ne kadar şansızız hiçbir hakkımız yok, emeğimizi, alın terimizi çalarak zengin oluyorsunuz bizler ise her türlü hak gaspını yaşıyoruz. İki aydır ücretsiz izindeyiz, kiramızı, faturalarımızı ödeyemiyoruz. Her gün reklamlarda “Büyük ol, küçük ol, Haribo’yla mutlu ol” diyorlar. Evet sizler sırtımızdan zengin olarak mutlu oluyorsunuz ama merak ediyoruz biz işçileri mutlu etmeyi ne zaman düşüneceksiniz.  
Ancak ne var ki bütün bu yaşananlar Türk-İş’e bağlı Tek Gıda-İş’in örgütlü olduğu bir işyerinde yaşanıyor ve sendika temsilcisi işçilerin sorunlarıyla ilgilenmek bir yana sanki patronun sözcüsüymüş gibi davranıyor. İşçilere sahip çıkmıyor, işçilerin dava açmasından korkuyor ve dava açmak isteyen işçileri vazgeçirmeye  çalışıyor. Buradan sendikacılara ve temsilcilere sesleniyoruz artık işçilere sahip çıkın.

ÖNCEKİ HABER

12 yıl önce yaşadığı iş kazasından dolayı işten atıldı

SONRAKİ HABER

Bir boşanan kadın cinayeti daha...

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...