05 Şubat 2015 12:56

Yalnız Kobane Değil Kazanan

Kobanê halkı bize barbarlıkla, gericilikle, yağmayla, talanla, kıyımla nasıl başa çıkacağımızı öğretti. Fakat şunu unutmamak gerek; bugün IŞİD Kobanê topraklarından püskürtülse de, Kobanê halkı ve bütün halklar için katliamlara, zulme, sömürüye karşı mücadele daha da önem kazanmıştır

Paylaş

Deniz KAR
ANTEP

Tam 134 gün sonra yani 26 Ocak 2014 tarihinde; kimisi arkadaşının attığı bir mesajla, kimisi sosyal medyadan, kimisi televizyonlardan öğrendi. Kimisiyse sırtını paramparça olmuş yapılara dayamış, tarifi imkansız bir burukluk içinde, elinde ilkel yöntemlerle tamir edilmiş eski bir tüfekle, ailesinin yasını henüz tutarken aldı ya da ulaştırdı haberi. Kobanê'den bahsettiğimi açıklamama gerek yok. Kuzey Kürdistan'ın ufak bir sınır kenti Kobanê. Ufak dediğime bakmayın: Minicik bedenlerin barikat oluşturarak koruduğu, tanklara, toplara, bombalara karşı bazen taşlarla bazense salt yumruklarla savunulan bu topraklar; yüzölçümü ne kadar olursa olsun o bedenlerdeki kocaman yüreklerle büyüdükçe büyüdü ve insanlıktan çıkan kana susamışlara karşı nasıl savaşılması gerektiğini bize gösterdi.

IŞİD KENT MERKEZİNE DEFNEDİLDİ

"Kobanê halkının destansı direnişi sadece Kobanê topraklarıyla sınırlanmış bir direniş değildir." dersek yanlış bir şey söylemiş olmayız. IŞİD'in Kobanê kent merkezine defnedildiği günün ardından 20 kişilik bir kafileyle Suruç'a, kutlamanın yapılacağı alana girdik. Çocukların 'Biji Berxwedana Kobanê' sloganını yankılattırması, gençlerin zafer halayları, kadınların yaptığı coşkulu konuşmalar, tel örgülerin aradaki bağların arasına geçemeyeceğini gösterdi. Bahsettiğim bağ kan bağı falan değil aslında.


BARBARLIK VE GELECEK KARŞI KARŞIYA

Bir tarafta binlerce yıllık geri kalmışlık diğer tarafta ileri bir özerk yönetim; bir tarafta mezhebinden olmayanların kafasını kesme diğer tarafta tüm ırklardan, mezheplerden, dinlerden insanların bir arada yaşayabilirliği; bir tarafta IŞİD diğer tarafta Kobanê halkı. İşte tam da burada bahsettiğim bağ. Direnen halkların savaşa ve barbarlığa karşı bir arada duruşunu, omuz omuza verişini simgeleyen bağ. Bu bağ daha birkaç ay önce IŞİD'e ve  destekçilerine karşı dünyanın dört bir yanında başlatılan havaalanı işgalleriyle, hükümetlerin sessiz kalışına karşı başlayan halk hareketleriyle, 'Kobanê halkı yalnız değildir' derken öldürülen onlarca genç bedenlerle somutlanmıştı. Bu bağla birlikte bir kez daha görüldü halkların kardeşliğine olan inanç ve bir arada yaşama duygusu. "Kobanê düştü düşecek" haykırışlarına inat sonuna kadar direndi, savaştı başardı Kobanê halkı ve 'Kobanê halkı yalnız değildir' diyen milyonlarca insan.

AKP'NİN DESTEĞİNİ UNUTMAYACAĞIZ!

Halkların dayanışmasını kabullenemeyen, ben ne dersem o olur diyen, akıldan mantıktan yoksun Büyük Osmanlıcılık Projesi'ni yine mantık dışı yollarla hayata geçirmeye çalışan, her gece rüyalarına giren dünya liderliğine kendini inandırmış bir hükümet olmazsa olmazı mı yaratılan bu ortamın bilemem. 

Ancak şu bir gerçek: Suriye'de başlayan iç savaşı körükleyen, savaştan beslenmek isteyen, bölgedeki terör örgütlerine mühimmat, lojistik destek vs. sağlayan Türkiye Hükümeti ve "Kobanê düştü düşecek", "PYD eşittir PKK, o da bizim için terörist bir örgüttür" açıklamalarında bulunan Erdoğan IŞİD'e çok uzun bir süre terörist dahi diyememişti. Nedeni ortada. Kobanê'nin tüm dünya halklarına özgür bir yaşamın mümkün olduğunu söylemesini, Türkiye toprakları üzerinde yaşayan Kürt halkının özgürlük mücadelesine yeni deneyimler kazandırmasını istemiyordu. Fakat Davutoğlu'nun geçtiğimiz günlerde ne kadar çarpık bir şekilde olsa da Kobanê zaferini kutlaması hükümet güçlerinin çabalarının boşa çıktığını gözler önüne serdi.

Evet, bir savaş daha devrim doğurdu. Kobanê halkı bize barbarlıkla, gericilikle, yağmayla, talanla, kıyımla nasıl başa çıkacağımızı öğretti. Fakat şunu unutmamak gerek; bugün IŞİD Kobanê topraklarından püskürtülse de, Kobanê halkı ve bütün halklar için katliamlara, zulme, sömürüye karşı mücadele daha da önem kazanmıştır. Bundan dolayı her birimiz Kobanê halkının mücadelesinden kendimize paylar çıkararak yaşam alanlarımızda daha yaşanılabilir bir dünya için, özgür bir gelecek için savaşımımızı ilerletmeliyiz.

ÖNCEKİ HABER

Pedro Costa İstanbul’a geliyor

SONRAKİ HABER

Altyazı’dan 2014’ün en iyileri

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa