05 Şubat 2015 12:16

El ele elden ele

Mevcut sistem savunucularının, düzenin devamından yana olanların spot ışıklar altında tutulduğunu, düzenden rahatsızlık duyan ve değiştirme çabasında olanların ise kenara itilmeye çalışıldığını düşünüyorum

Paylaş

Burak YILMAZ
Ozan Özgün ÇÖRDÜK
Denizli

Genç Hayat'ın 218. sayısında Apollon Kültür Sanat Merkezi ile yaptığımız röportajda, Edebiyat atölyesi yürütücülerinden Semih Beder: "Dergimiz 'Kenar' şimdi basım aşamasında ve edebiyat atölyemizin sürekli bir ürünü olacak." demişti. Künyesinde bir 'kültür ve yazın dergisi' olma iddiasını taşıyan 'Kenar'ın ilk sayısı hazırlandı, basıldı ve Türkiye'nin çeşitli illerinden okuyucularıyla buluştu. Dergiyi hazırlayanlar ne düşünüyor, dergi çevresi nasıl oluştu, neden 'Kenar' gibi soruların cevaplarını dergi sorumlusu arkadaşlardan öğrenmeye çalıştık.

KENARDA KALMIŞLIK DEĞİL KENARDA DURUŞ

'Kenar'?

Semih Beder (PDR öğrencisi): 'Kenar' diyoruz çünkü herkes kendi durduğu kenardan olaylara bakışını açıklıyor. Her kesimden insanın görüşünü yazan gazete, dergi var ve birçok insan da bu yayınları takip etmekle yetiniyor fakat kendi gözünden olayları aktarma çabasına girmiyor. 'Kenar' dergisi çevresindeki, bu her görüşten insan kendi penceresinden olaylara bakışını, birey olarak düşüncelerini yansıtıyor dergimize.
Gülhan Şentürk (Tarih bölümü öğrencisi): İçinde yaşadığımız dünyada istemediğim o kadar çok şey var ki, özellikle kenarında durmayı seçiyorum ve bu yüzden 'Kenar' ismi beni cezbetti. İçeriğini, yazıları tartıştığımızda kenarda kalmışlık değil kenarda duruş hissettim ve bu çok hoşuma gitti.

Hilmi Mıynat (Gıda Mühendisliği öğrencisi): Mevcut sistem savunucularının, düzenin devamından yana olanların spot ışıklar altında tutulduğunu, düzenden rahatsızlık duyan ve değiştirme çabasında olanların ise kenara itilmeye çalışıldığını düşünüyorum. Fakat buna karşın biz kenara itilmeye çalışılanlar, kendimize yeni faaliyet alanları yaratarak, bu mecralarda düşüncelerimizi var ediyor ve kendi ışığımızı yansıtıyoruz.

BİR KENARINDAN DA SİZ TUTUN

Kim neresinden tutuyor, nasıl destek oluyor ve kendini derginin neresinde hissediyor?
Erkan Eldemir (Felsefe öğrencisi): Beni değiştiren, sorgulamaya iten şey bilim oldu. Kanıtlanabilirliği gerçekliği okuma, araştırma isteğimi diri tuttu. Fakat önemli bulduğum görüş ve düşünceleri anlatmak istediğimde arkadaşlara dinlemek zor geliyor. Ben de astronomi, evrim, doğa bilimi vb. alanlarda yazdığım makalelerle hem dergiyi besliyor hem de kendi varlığımı bu alanda geliştiriyorum.
Gülhan Şentürk: Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde çalışıyorum ve orada edindiğim tecrübelerle dergiye katkı sağlayabileceğimi düşünerek derginin editörlük görevini üstlendim. Derginin içinde yer almamın en büyük nedenlerinden biri, bunun benim için bir eylem biçimi olması. Kendi sesimizi yükseltme, fikirlerimizi ortaya koyma bakımından dergiyi önemli bir araç olarak görüyorum.
Hilmi Mıynat: Dergiye daha çok şiir özelinde katkı sağlıyorum. Neden şiir sorusunu kısaca cevaplamam gerekirse; çok uzun konuşmayı sevmediğim ya da beceremediğim için kısa cümlelerle çok şey anlatabilmeyi yeğliyorum. Yazdığım bir şiirde herhangi bir olaydan bahsederken araya giren çarpıcı bir cümleyle kadın sorununa dikkat çekebiliyorum örneğin. Cümleyi açmak istesem sayfalarca açıklama yapmam gerekebilir fakat ben o sayfaların okuyucunun kafasında canlanmasını istiyorum. Üstelik insanların zaman sıkıntısı var mevcut düzende. Bir işçi 12 saat fabrikada çalışabiliyorken eşine 3 saat ayıramayabiliyor. Bu yüzden şiir mevcut sistemin karşısına çıkarabileceğimiz önemli silahlardan biri benim için.
Herkesi içtenlikle kucaklayan, düşüncelere, eleştirilere değer veren bu dergi çevresine dahil olmak isteyen arkadaşlar facebook üzerinden iletişime geçebilirler. Kargo yoluyla dergiye ulaşabilir, internet yoluyla yazı gönderebilirler.


SOKAKTAN GELİYOR SOKAĞA ULAŞMASI GEREKİYOR

Dergi kimlere, nasıl ulaşıyor?
Semih Beder: Bizce sanat elit zümreye hitap ettiği takdirde anlamını yitiriyor. Sanatımız sokaktan geliyor, sokağı anlatıyor ve öncelikle sokağa ulaşması gerekiyor. Çeşitli illerde yaşayan arkadaşlarımız var yazı aldığımız, dergiyi tartıştığımız. İstanbul, Bursa, Ankara dergiyi ulaştırdığımız illerden birkaçı. Bunun dışında 'Kenar Dergisi' adlı facebook sayfamızdan dergiyi beğenip almak isteyenler ve dergiye yazmak için bize ulaşanlar da oluyor. Herkesin düşüncelerini, olaylara bakışını önemsiyoruz. Hepimiz farklıyız ve bu farklılıklarla hayatı güzelleştiriyoruz.
Gülhan Şentürk: Öğrenci arkadaşlarımızın çoğu okul dışında yarı zamanlı işlerde çalışan insanlar. Dolayısıyla öncelikli olarak öğrenci evlerine ve emekçi kesimlere ulaşıyor. Dayanışma ağı dergiyi daha anlamlı kılıyor. El ele vererek hazırladığımız dergiyi elden ele dağıtıyoruz.

ÖNCEKİ HABER

Hollande: Fransa Ukrayna'nın NATO üyeliğine karşı

SONRAKİ HABER

Üniversite öğrencileri için açıktan yurt başvuruları başladı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...