05 Şubat 2015 01:00

20 günlük seçim dosyasının özeti: Bu, kritik bir seçim

2015 seçimlerine giderken kimin neler önerdiğini bu dosyada tartışmaya açtık. Bu seçimlerin kritik bir önem taşıdığı ortak görüş olarak dile getirilirken, AKP’nin anayasal çoğunluğu elinde bulunduracak şekilde iktidar olmasının, demokrasinin daha da sınırlandırılmasını gündeme getireceği ağırlıklı görüş olarak ifade edildi. Bunu önlemek için önerilen seçenekler ise farklılıklar içeriyor.

Paylaş

DOSYA: SEÇİME DOĞRU NASIL BİR BİRLİK?

Fatih POLAT

Türkiye’nin nasıl bir ortamda 7 Haziran 2015 genel seçimlere gittiği konusunda kimin ne düşündüğü ve önerdiğini ortaya koymaya çalıştığımız dosyanın sonuna geldik. Siyasi tablonun değişmesini isteyenler açısından ‘Nasıl bir birlik?’ sorusu önemli olduğu için, o da bu dosyanın temel eksenlerinden birini oluşturdu. 
Söyleşilerin çoğunda, 2015 seçimlerinin kritik bir önem taşıdığında birleşildi. Bunu söyleyenler bu görüşlerini, AKP’nin, anayasal değişikliği tek başına yapmaya imkan verebilecek bir çoğunlukla seçimden çıkması halinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığı için gerekli değişikliklerin yapılacağı ve zaten sınırlı olan demokrasinin daha da kısıtlanacağı düşüncesine dayandırıyorlar. Bunun da “tek adam diktatörlüğüne” geçişi hızlandıracağı ortak bir endişe olarak dile getiriliyor.
Peki böyle bir gidişat nasıl önlenebilir? Bu soruya bu dosya kapsamında verilen yanıtlar çeşitlilik arz ediyor. Bu görüşleri ana hatlarıyla şöyle sıralamak mümkün:
-AKP’ye karşı ittifak bir seçenek değil zorunluluktur.
- Kaba bir AKP karşıtlığından uzak durulmalıdır.
- Toplumun karşısına nasıl bir politikayla çıkılacağı ittifaklar kadar önemlidir.
- AKP’nin tek başına iktidarı ancak, HDP/HDK-BHH, CHP’nin içinde olduğu bir seçim ittifakı ile önlenebilir.
- CHP,  özellikle HDP ile bir ittifaktan uzak duracaktır. Bu nedenle HDP/HDK ve BHH bileşenlerinin merkezinde olduğu bir ittifak oluşmalıdır.
- Türkiye’nin ihtiyacı olan Gezi’deki güçlerin seçim birliğidir.
- Mücadele seçimle sınırlı görülmemeli.
Bu kısa özetten sonra bu dosyada kimin hangi görüşü dile getirdiğine geçebiliriz:

GÜRSOY: HDP BARAJI AŞARSA YER YERİNDEN OYNAR
Dosyanın ilk söyleşisini yaptığımız Prof. Dr. Gençay Gürsoy, CHP’nin HDP ile bir seçim ittifakını çok mümkün görmediğini belirtirken, HDP’nin barajı aşmasının çok ciddi etkileri olacağına vurgu yaparak şöyle dedi: “Önümüzdeki seçimlerde diyelim ki ‘yüzde 2’lik, 3’lük oy artışı ile CHP  ulaşabileceği parlamenter avantaj nedir’, diye seçmen kendi kendine sorsa, sandık başına giden demokrat insanlar, muhalefet güçleri; ne cevap verecek bu soruya? Diyelim ki yüzde 2’lik, 3’lük bir oy artışı ile CHP’nin milletvekili sayısı, bilemedin  10-15 kadar artar. Bunun parlamenter demokrasi ve geleceğimiz açısından demokrasinin geleceği açısından kazandırdıkları ile HDP’nin barajı aşmasına imkan verecek, yüzde 2’lik, 3’lük bir oy fazlası ne kazandırır diye seçmen kendi kendine sorsa; 50-60, hatta 70 tane, sıkı muhalif  milletvekili ile yer yerinden oynar parlamentoda.”

ELİAÇIK, ‘GEZİ’ DEDİ 
Egemen din algısına getirdiği sert eleştirilerle tanınan İlahiyatçı Yazar İhsan Eliaçık, arkadaşımız Erdal İmrek’in kendisiyle yaptığı söyleşide Türkiye’nin ihtiyacı olan hareketin Gezi olduğunu belirterek şöyle devam etti: “Gezi. Ama Gezi’nin tamamı; Oradaki yeryüzü sofraları, orada kılınan cuma namazları dahil. Oraya katılan herkes, Kürtler, ulusalcılar hepsi dahil düşündüğün zaman Türkiye’nin en ileri noktasıdır ora. Bu 5 eşitliğin sağlandığı yerdir Gezi. Kim ondan daha ileri giderse Türkiye’ye yararı olacak olan odur bence. Gezi’ye kim en iyi, en çok yaklaşırsa, Türkiye’ye en çok lazım olan da odur.”

TAŞ: CHP, HDP, SOSYALİSTLER BLOK OLUŞTURMALI
ÖDP Eş Genel Başkanı Alper Taş ise, kendisiyle yaptığımız söyleşide seçimlere yönelik hedeflerini bir bileşeni oldukları Birleşik Haziran Hareketi ile birlikte değerlendireceklerini vurguladı. Taş, ÖDP olarak öncelikli hedeflerini açıklarken, CHP, Kürtler ve sosyalistlerin birlikte oluşturacakları bir blokun, “İslami faşizm tehlikesi” ile baş edebilecek bir seçenek olacağını söyledi. 

ENGİN: SEÇİME KAMPLAŞMA ORTAMINDA GİDİLECEK
Gazeteci-Yazar Aydın Engin, Şerif Karataş’ın sorularına verdiği yanıtta, genel seçimlere, kamplaşmanın keskinleştiği bir ortamda gidileceğini söyledi. AKP’nin tek başına iktidar olmasının önüne ancak Kürt hareketi ve Türkiye solunun birlikte hareket etmesiyle geçilebileceğini söyleyen Engin, AKP’nin tek başına iktidar olması ve Anayasa’yı tek başına değiştirecek bir çoğunluğa ulaşması halinde, başkanlık sistemine geçileceğini belirterek, “Başkanlık sistemi demokrasinin ruhuna Fatiha okuyup, cenaze namazı kılmamız gereken bir sistem olacak.” dedi. 

HTKP: EN TEMEL HEDEFİMİZ AKP’NİN YENİLMESİ
Halkın Türkiye Komünist Partisi (HTKP) Merkez Komite Üyesi Erkan Baş, Faruk Ayyıldız’ın kendisiyle gerçekleştirdiği söyleşide, BHH’nin seçim odaklı olarak kurulmuş bir yapı olmadığını belirterek, “Ancak şunu söyleyebilirim, Birleşik Haziran Hareketi somut kararını belirlerken en başa, AKP’nin yenilmesi ve karşı devrimin durdurulması hedefini yazacaktır” dedi.

KP: TEK İLKE AKP KARŞITLIĞI OLAMAZ
Komünist Parti Merkez Komite Üyesi Kemal Okuyan ise, arkadaşımız Faruk Ayyıldız’ın sorularına verdiği yanıtta, tek ilkesi AKP karşıtlığı olan bir konumlanışın doğru olmayacağını belirtirken, bileşeni oldukları Birleşik Haziran Hareketinin seçimlere dair henüz bir rota belirlemediğini ifade etti. Okuyan: “Kimse bu noktada BHH adına konuşamaz. Ancak ben kendi bulunduğum siyasi parti adına, emperyalizm ve gericilik konusunda sağlam ve kalıcı bir tutum alan, sınıfsal bakmak konusunda eli korkak olmayan her birlikteliğe sıcak bakacağımızı söyleyebilirim.” dedi.

EMEP: ASLOLAN MÜCADELE İÇİNDEKİ GÜÇLERİN BİRLİĞİ
Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan, Tuba Güngör’ün gerçekleştirdiği söyleşide, “Yaşadığımız sorunların üstesinden gelmenin yolu sorunları yaşayanların bir araya gelmesinden geçiyor. İşçi sınıfı, emek hareketi, Kürt hareketi, inanç hareketleri, çevre hareketi vb. mücadele içerisinde olan güçlerin mücadele birlikteliğidir esas olan” dedi. Gürkan, partilerinin ittifak ve mücadele cephesi fikrini tartışmak üzere bazı partiler, sendikalar ve meslek örgütleriyle görüşmeler yaptıklarını ve bu görüşmelerinin süreceğini söyledi. Gürkan, “Sandıktan çıkan sonuç ne olursa olsun ortak mücadele arayışı hep sürecektir.” dedi.

GÜRSEL TEKİN: CHP ÇATISI ALTINDA BİRLEŞELİM
CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin, Tuba Güngör’ün yaptığı söyleşide, “Bir seçim ittifakı söz konusu değil. Ama demokrasi için, özgürlük için elbette ittifak herkesle kurulabilir. HDP ile de kurulabilir. Ama seçim için CHP sadece milletle ittifak yapacaktır” dedi. Tekin, CHP çatısı altında birleşme çağrısı yaptı: “Tabii bu benim kişisel düşüncem. Ben partimin adına karar verebilecek durumda değilim. Gelin CHP çatısı altında birleşelim. Ne adına birleşelim? Demokrasi adına, özgürlük adına birleşelim.”

HDP: PARTİSEL ÇIKARLAR AŞILMALI
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Şerif Karataş’ın kendisiyle yaptığı söyleşide, “Herkes partisel çıkarlarını bir adım geri atacak, toplumun çıkarlarını düşünecek. Birlik ancak böyle sağlanır. Şu dönem tarihi bir dönemdir. Birlik sağlanırsa AKP geriletilir, sağlanamazsa AKP daha güçlenmiş olarak çıkacak. Bunun vebali hepimizin boynundadır.” dedi. Demirtaş, HDP’nin sıkça karşılaştığı bir soru olan, “Barajı aşmak konusunda ne düşünüyorsunuz?” sorusuna ise şu yanıtı verdi: “İlk şart motivasyondur. İnanmaktır. Buna inanmayan kesinlikle barajı geçemez. Biz buna inandık, hem tabanımız inandı, hem kadrolarımız, hem çalışanlarımız buna inandı.”

ÇUBUKÇU: BHH VE HDK 
Yazar Aydın Çubukçu, yaklaşan seçimlere ilişkin tüm demokrasi güçlerini kapsayan bir ittifakın zorunlu olduğunu belirterek, seçimi kaybetmesi durumunda iç savaş seçeneğini dahi göze alabilecek AKP’ye karşı güçlü bir halk muhalefetini örmek gerektiğini vurguladı. 
Faruk Ayyıldız’ın sorularını yanıtlayan Çubukçu, bütün diğer toplumsal muhalefet unsurlarıyla, işçi emekçilerin birlikte aynı politik çerçevede hareket etmesini sağlayacak bir örgütlenmenin asıl mesele olduğunu belirterek, “Buna aday iki birleşik hareket diyebileceğimiz girişim var. Birisi, Birleşik Haziran Hareketidir, diğeri HDK’dir.” dedi.

TAHMAZ: KABA AKP KARŞITLIĞI OLMAMALI
Türkiye Barış Meclisi Sözcüsü Hakan Tahmaz, Eda Yıldırım’ın kendisiyle yaptığı söyleşide, “AKP’nin elini rahatlatmak istemiyorsak demokrasiye ve özgürlüğe inanan, barış isteyenlerin, emeğin haklarını savunanların küçük hesaplar yapmaktan, bugünü kurtarmaktan, kaba AKP karşıtlığından sıyrılarak ortak paydalarda buluşması gerekir” dedi.

MÜFTÜOĞLU: POLİTİKA ÖNCELİKLİ MESELE
Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Özgür Müftüoğlu ile de Bülent Falakaoğlu görüştü. Müftüoğlu, önce halka nasıl bir politika ile gidileceğinin konuşulması gerektiğine vurgu yaparak şöyle devam etti:
“Biz şu politikalarla ortaya çıkıyoruz. Bu politikalarla sana bugüne kadar yaşadığından daha iyi bir yaşam sunacağız’ diyebilmeliyiz. Diyebilmenin ötesinde bu güveni verebilmenin yollarını bulmalıyız. Bunlara girmeden, bazı hareket ve siyasi partilerin bir araya gelmelerini çok anlamlı bulmuyorum.”

YAPICI: UMUDUM BHH VE HDK BİRLİKTELİĞİ
Taksim Dayanışması sekretaryasından Yüksek Mimar Mühendis Mücella Yapıcı, Çağrı Sarı’nın kendisiyle gerçekleştirdiği söyleşide, “Bir araya gelme hali artık yaşamsal bir önem kazanıyor. Buna naz etmenin, ‘Sen neredeydin, ben neredeydim’ demenin zamanı değil” dedi. Yapıcı, seçimlere yönelik tercihini de şu sözlerle ifade etti: “Bugün, Birleşik Haziran Hareketi diye bir araya gelen arkadaşlar da, HDK adıyla bir araya gelen arkadaşlar önemli işler yapıyor. Benim umudum bütün bu güçlerin birlikteliğini yaratacak bir siyasi dalga.”

HALKEVLERİ: SOKAĞI ÖNEMSİYORUZ
Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy, Faruk Ayyıldız’ın sorularına verdiği yanıtta şöyle dedi: “Halk hareketlerinin önüne hedef olarak sandığın konulmasını asla doğru bulmuyoruz. Kurulan birlikteliğin adına ‘haziran’ eklenerek isyanın temsilcisi olunamıyor ne yazık ki. Bizler sosyalistlerin gerçek birliğinin (masa başından ziyade) mücadele içinde gerçekleşeceğine inanan bir tarihsel mirastan geliyoruz.”

ÜZÜMCÜ: BU SEÇİM KİMSEYİ MEMNUN ETMEYECEK
Oyuncu Levent Üzümcü ise, 2015 genel seçimlerinin ortaya çıkaracağı sonucun hiçbir partiyi memnun etmeyeceği görüşünde. Arkadaşımız Ayşen Güven’in sorularını yanıtlayan Üzümcü, “Solcuların birbirini sevmeme lüksünü ben anlamıyorum” dedi ve HDP ile CHP arasındaki bir seçim ittifakını da çok olası görmediğini söyledi. 

ÜSTÜN: ‘AMA’LARIMIZI KOYMAYALIM
Ekoloji Meclisi Üyesi Prof. Dr. Beyza Üstün, Sinem Uğurlu’nun gerçekleştirdiği söyleşide, şu vurguyu yaptı: “Seçim özgürlüklerin yaşandığı, iş cinayetlerinin, kadın cinayetlerinin, etnik, dil din, cinsiyet ayrımının olmadığı, emeğin sömürülmediği, doğanın sermaye birikimine sokulmadığı yeni bir yaşamın örüleceği demokratik bir sürecin adımı olmalı.” Üstün, bu seçimin kritik bir seçim olduğunu belirterek, “Herkes hedefinde netse, o zaman önceliklerimizi, ‘ama’larımızı koymayalım. Egemenler, sosyalistlerin birlikteliğinden çok korkuyor. Umarım doğru bir strateji öreriz ve dayanışmayı başarırız.” dedi.

SPoD LGBTİ: LGBTİ’LERİN DIŞLANMASI YASAKLANMALI
LGBTİ hareketi. Sosyal Politikalar, Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği (SPoD LGBTİ) Yönetim Kurulu Başkanı Volkan Yılmaz, Gezi’nin sol içinde LGBTİ haklarına ilişkin bir farkındalık sıçraması yarattığını vurguladı. Faruk Ayyıldız’ın sorularını yanıtlayan Yılmaz, açık kimlikli LGBTİ’lerin siyasi partilerdeki temsiliyetinin yetersiz olduğunu vurgularken, “Partilerde LGBTİ’lerin dışlanması ya da ayrımcılığa maruz bırakılması açıkça yasaklanmalıdır” dedi.

SENDİKALAR NE DEDİ?

Seçim dosyamıza işçi konfederasyonlarından DİSK, kamu emekçileri konfederasyonlarından da KESK genel başkanları konuk oldu.

DİSK: BARAJIN KALDIRILMASI BAŞLICA TALEBİMİZ
DİSK Genel Başkanı Kani Beko, Vedat Yalvaç’ın sorularına verdiği yanıtta, seçimlere şöyle dedi: “DİSK’in ayrılmaz parçası olduğu ilerici, devrimci ve demokrat güçlerin, emek güçlerinin 2015 seçimlerinin sonucunu değiştirecek dayanışma ve birlikteliği inşa etmek görevi bulunmaktadır. Bu görevin ihmal edilmesi, ertelenmesi, önemsenmemesi ülkenin diktatörlüğe ve gericiliğe terk edilmesi anlamına gelecektir. Seçim barajının kaldırılması başlıca talebimizdir.”

KESK: EMEK DÜŞMANI POLİTİKALARA KARŞI BİRLİK
KESK Eş Genel Başkanı Lami Özgen, Cem Gurbetoğlu’nun kendisiyle yaptığı söyleşide AKP’nin emek düşmanı, tekçi ve antidemokratik politikalarından geniş bir kesimin rahatsız olduğunu belirterek, “Muhalif yelpazenin en azından emekten, eşitlikten, demokrasiden, adaletten, kardeşlikten yana, hatta seküler yaşamdan yana bir araya gelişi güçlü bir potansiyel oluşturacak ve bu güçlü potansiyel de AKP’yi geriletecektir” dedi. 

‘ALEVİLERİN OYU TEK BİR PARTİYE KANALİZE OLMAYACAK’
Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı (HBAKV) Genel Başkanı Ercan Geçmez, dosyamız kapsamında arkadaşımız Sultan Özer’e verdiği söyleşide, 2015 seçimlerinde HDP, EMEP, ÖDP, Birleşik Haziran Hareketi, hatta CHP’nin de içinde yer alacağı bir ittifakın, AKP’nin diktatörlüğüne karşı Alevilerin oyunu alacak bir seçenek olduğunu söyledi.
Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği Başkanı Ali Kenanoğlu, Faruk Ayyıldız’ın kendisiyle yaptığı röportajda, “Alevilerin oyu bu dönemde tek bir kanala, partiye kanalize olmayacak” dedi ve şu vurguyu yaptı: “Bu seçimin ne kadar kritik olduğu fikrinden yola çıkarak Alevi kuruluşlarıyla, emek örgütleriyle, BHH ve HDK’nin aynı çatı altında seçimlere girmesini sağlamak gerekir.” 

TMMOB VE TTB’NİN ÖNCELİKLERİ: BARIŞ, DEMOKRASİ, YAŞAM, EMEK, ADALET VE DOĞA
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, Birkan Bulut’un kendisiyle yaptığı röportajda, “Biz her seçimden yaklaşık 3-4 ay önce seçim bildirgelerimizi yayınlıyoruz. Seçim bildirgemizin altına imza atacak her kişi veya siyasi partiyi örgütümüz desteklemektedir. Fakat bu destek için kişi veya partinin emekten, demokrasiden, adaletten yana tavrını kanıtlamış olması gerekir. Kurumsal olarak onlara oy verilmesi gerektiğini söyleriz. Ayrıca insanlık düşmanı olanlara Türkiye’de mimarlar, mühendisler ve şehir plancılarından oy yok” dedi.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konsey Başkanı Dr. Bayazıt İlhan, Elif Ekin Saltık’ın sorularına verdiği yanıtta, yaklaşan seçimlerde sağlığın hak olarak kabul edildiği, barışın yolunda ilerleyen, emeğin, insanın ve doğanın değerini bilen siyasi yapılara destek vereceklerini söyledi. 

Seçim dosyamız burada son bulurken, bu dosya kapsamında ifade edilen görüşlerin, yapılan birlik tartışmaları ve arayışlarına katkı sunmasını umuyoruz. Katkı sunan herkese teşekkürler. BİTTİ

ÖNCEKİ HABER

Sözün nakışını yakıştıran Ahmet Özer’e mektup

SONRAKİ HABER

Oksijen sistemi çöktü, 2 hasta öldü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...