27 Temmuz 2011 05:40

Sürgünde Kürtler ve kültürleri

Kürtlerin varlığı Türkiye’de halen yadsınan bir gerçek. ‘Kürtler’ konusu ise halen bir tabu olarak görünüyor. Kürt tarihi ve yaşamları üzerine çeşitli araştırmalar yapan Yazar Rohat Alakom, eserleriyle yadsınan bir halkın gerçekliğini gözler önüne seriyor. 1983 yılından beri İsveç

Sürgünde Kürtler ve kültürleri
Paylaş
Murat Kuseyri

Kürt tarihi hakkında araştırma çalışmalarına neden ve ne zaman başladınız?

1980’li yıllarda Türkiye Kürtleri bir yandan büyük politik baskıların hedefi haline gelmişti. Diğer yandan Kürt kültüründen, Kürt tarihi, Kürt dili ve edebiyatı ve Kürtlerin diğer kültürel değerlerinden söz etmek son derece riskliydi. 1987 yılında yayımlanan Kürtdolojinin 200 Yıllık Geçmişi adlı kitabımla fokusu araştırma ve incelemenin Kürtler açısından taşıdığı önem üzerine kaydırdım. Yararlı da bir çalışma oldu. Yüzyıllar boyunca özellikle Avrupa ülkelerinde, Kürtler üzerine değişik kurumlarca ve akademisyenlerce yürütülen çalışmaların tarihsel bir dökümünü yaptım. Kitabın sonunda onlarca Kürdoloğun fotoğrafları da yer aldı. Büyük bir Kürt kesimleri, ben de dahil olmak üzere kendilerini bu çalışmalar sayesinde yeniden keşfedebildi diyebilirim. Bu kitabımın yayımlamasından sonra yaklaşık olarak 25 yıl, yani çeyrek bir asır geçti. Kürt kültürü alanındaki popüler çalışmalarımın sayısı da giderek arttı. Kitap olarak çıkan çalışmaların sayısı 20’ye yaklaştı. Yazarlık yaşamımda Said Nursi, Ziya Gökalp, Şerif Paşa, Yaşar Kemal gibi önemli Kürt şahsiyetlerinin yaşam öyküleri ilgimi çekmeye başladı. En sonunda bu kişiler birer kitap konusu oldular. Bu alanlardaki litteratüre ulaşmak, taramak ve incelemek günlerimi, yıllarımı aldı. Bazı kitaplarım başka dillere ve diğer Kürt lehçelerine çevrildi. Son olarak bir ay önce Kürt Folklorunda Bir Kadın Hakimiyeti adlı Kürtçe hazırlanan bir kitabım Abu Dhabi’de başka bir adla Arapçaya çevrildi ve orada yayımlandı.

YOLLARA DÜŞEN İNSANLARIN ÖYKÜLERİ

Yıllar önce yollara düşen Orta Anadolu Kürtleri, İstanbul Kürtleri ve İsveç Kürtleri konularını araştırırken nelerle karşılaştınız?

Batıda, diyasporada veya sürgünde yaşayan Kürt insanının yaşamı, serüvenleri ve tarihi beni çok cezbediyor. Belki de sürgünde yaşamış olmanın bana kazandırdığı bir tecrübe. Yaklaşık olarak 30 yılım değişik Avrupa ülkelerinde geçti. Bu göçmen Kürtleri, yaşamlarını tarihsel olarak incelediğimde ilgimi çeken en büyük konu bu uzak diyarlarda kurulan Kürt yerleşim birimleri ve buralara ilk kez ayak basan Kürtlerin yaşam öyküleri oldu. Yollara düşen insanların, Kürtlerin serüvenleri şarkılarına bile yansımış. Gurbet şarkılarını ele alan bir incelemem üç yıl önce Kambaxa Vê Sirgûnê - Di Folklora Kurdî De Stranên Xerîbîyê (Kahrolası Bu Sürgün - Kürt Folklorunda Ayrılık Şarkıları) başlığı altında Kürtçe yayımlandı. Böylece Kürtlerin yaşadığı geniş coğrafyayı da tanımış oluyoruz..

Bundan birkaç ay önce yayınlanan ‘Bir Türk Subayının Ağrı İsyanı Anıları’ hakkında bilgi verir misiniz?

Bir Türk Subayının Ağrı İsyanı Anıları adlı kitap Avesta Yayınları arasından çıktı. 1953 yılında Dünya Gazetesinde tefrikalar halinde yayımlanan bu anılar, bu Kürt isyanına katılmış olan Yüzbaşı Zühtü Güven’in günü gününe tutuğu notlardan oluşuyor. 51 gün devam eden bu yazı dizisi o yıllarda en uzun Kürt tefrikası olarak bilinir. Kitabın sonunda o yıllarda değişik yayın organlarında çıkmış olan bu isyana ilişkin 15 karikatürden oluşan bir de albüm yer alıyor. Bu görsel malzeme anıların içeriğiyle çok örtüşüyor. O yılların Kürtlere yönelik olarak Türkiye’de geliştirilen şiddet kültürünü bu karikatürlerde bütün çıplaklığıyla görebiliyoruz. 1968 yılında ölen Emekli Jandarma Yüzbaşı Zühtü Güven’in bu anıları ilk kez kitap olarak yayımlanıyor. Ağrı İsyanı’nın Kürt önderlerinden İhsan Nuri Paşa’ da anılarında zaman zaman Zühtü Güven’in bu notlarına değinir. Zühtü Güven’in anıları, bu büyük Kürt isyanının bazı ayrıntılarının bilinmesi açısından büyük bir önem taşımaktadır.

Kürt tarihi ve diline karşı Türkiye’nin tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

30 yıl öncesine kıyasladığımızda Kürtler konusunda yürütülen çalışmalar üzerindeki yasakların büyük bir bölümü ortadan kaldırıldı. Kürtler konusu tabu olmaktan kurtarıldı. Günümüzde değişik üniversite ve araştırma kurumlarında Kürtler üzerine yürütülen bitirme tezi, yüksek lisans, doktora tezlerinin sayısı giderek artmaktadır. Önceleri riskli olan, kimsenin araşırmaya cesaret edemediği konularda birçok çalışma yapılıyor. Kürt dili ve edebiyatı alanında bazı üniversitede açılan bölümlerin yarattığı heyecan, bu kurumlarda yürütülen seminer ve konferasların sayısı giderek artmaktadır. Kürt sorununun politik bir çözüme kavuşturulmasıyla bu çalışmaların daha da hızlanacağını kestirebiliriz. Eski yasalar, yapılar ve değerler artık Türkiye’de çatırdamaya başlamış, bu süreci çok önemli bir gelişme olarak kabul edebiliriz. Kürtlerin varlığını yadsıyan, Kürtleri hep Türk gösteren resmi görüşlü çalışmaların artık çöp kutularına atıldığı bir süreci yaşıyoruz. Bundan önceki yasaklı yılları göz önüne getirdiğimizde, bu gelişmelerin küçümsenecek şeyler olmadığını görürüz. Türkiye Kürtleri arasından çıkan yazar, araştırmacı ve sanatçılar son 25 yıllık dönemde büyük bir kültürel uyanışa öncülük ettiler. Bu Kürt grubu bir kültürün, Kürt dili ve edebiyatının, folklorunun yok olup kaybolmasını - büyük bir özveri ve heyecan uyandırıcı sınırlar ötesi etkinlik ve çabalar harcıyarak önleyebildiler. Kürt kültürel uyanışı günümüz Türkiye Kürdistan’ında en parlak dönemlerinden birisini yaşıyor diyebiliriz.

Son olarak üzerinde çalıştığınız bir konu var mı?

İki yıldır çocukluk ve gençlik şehrim Kağızman üzerinde çalışıyorum. Kağızman Belediyesi tarafından çıkarılması planlanan bu çalışma çok kültürlülüğe katkıda bulunmak ve çağdaş belediyecilik anlayışı doğrultusunda Türkçe ve Kürtçe olarak hazırlanıyor. Kültür ve tarih içerikli bu çalışma 2012 yılının baharında Kağızman Belediyesince piyasaya sürülecektir.   Yerel tarihin önemini de göz önüne alarak ilerde bu kez mikro bir çalışma ile kendi köyümü kitap haline getireceğim. Böylece gelecek kuşaklara elimizden geldiğince yazılı birşeyler bırakmış olacağız. (Stockhom/EVRENSEL)


ÖNCEKİ HABER

"İntihar etmedi, öldürüldü

SONRAKİ HABER

Borç krizinde yeni raunt

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa