03 Şubat 2015 08:35

Salih Müslim: İnşa ve direniş birlikte yürüyecek

PYD Eşbaşkanı Müslim, Kobanê zaferinin Kürt halkının örgütlülüğü ve mücadelesiyle elde edildiğini belirtti. IŞİD tehdidinin sürdüğüne işaret eden Müslim, inşa ve kesintisiz direnişi birlikte yürüteceklerini vurguladı.

Paylaş

Yeni Özgür Politikadan Osman Oğuz'un sorularını yanıtlayan Salih Müslim, İŞİD’in Kobanê’den veya başka bir kentten çıkarılmasıyla yetinmeyeceklerini de kaydederek, “DAİŞ düşüncesinde hareket eden bir örgüt nerede varsa, bizim düşmanımızdır. Kobanê’den çekildi, Rakka’da durdu, şurda durdu, burda durdu, demeyiz. Onlar var oldukça bilhassa Kürt düşmanları kullanacaktır” dedi.

Rusya’nın başkenti Moskova’da, muhalefet güçleriyle rejim arasında yapılan, kendilerinin de aktör olarak dahil olduğu görüşmeleri de değerlendiren Muslim, yaklaşımda eskiye göre iyileşme işaretleri olduğunu, ancak halen eksikler bulunduğunu belirtti. 

Kobanê'nin yeniden inşası sorusunu yanıtlayan Müslim, "Kobanê’de bir komite oluşturuldu, yeniden yapılanma için. Ama bir taraftan da direniş devam edecek. Bir taraftan yıkılan yerler onarılacak veya yeniden yapılacak; bir taraftan da direniş sürecek. Bizim için şöyle: Bu düşüncede, DAİŞ düşüncesinde hareket eden bir örgüt nerede varsa, bizim düşmanımızdır. Kobanê’den çekildi, Rakka’da durdu, şurda durdu, burda durdu, demeyiz. Onlar var oldukça bilhassa Kürt düşmanları kullanacak. Bir alettir. Onun için de muhakkak direniş sürecektir" diye konuştu.

MOSKOVA TOPLANTILARI

Suriye'deki savaşa çözüm amaçlı Rusya'nın çağrısıyla Moskova'da gerçekleştirilen görüşmeler hakkında da bilgi veren Müslim, "Şimdiye kadar olan toplantılarda, Cenevre 2’de olsun, Kahire’de olsun, muhalefet tarafından örgütlenen toplantılarda olsun, belirli bir ajanda üzerinden gidiliyordu. Yani bazıları oturuyor, bir ajanda yapıyor, hatta sonuç bildirgesini bile hazırlamış oluyor. Genelde toplantılar hep böyleydi. Herkes gider, tartışır, ne konuştuğunun çok etkisi de olmaz; sonra istedikleri bildiriyi çıkarırlar. Şimdi Rusya’daki toplantı ise öyle değildi. Belirli bir ajandası, önden belirlenmiş programı filan yoktu. “Kim isterse gelsin, konuşsun” deniliyordu. Ama sonuçta kabullenmediğimiz bazı şeyler de oldu. Bazı noktalar tartışıldı, konuşuldu ama moderatör kendi adına bildiri çıkarmaya çalıştı. Bildiriye baktığımızda, toplantıda tartışılanlar dışında, rejim yanlısı bir dil kurulduğunu gördük. Rejimin istekleri çoğunlukla kabul edildi; halbuki toplantı öyle değildi. Burada bir haksızlık yapıldı. Ama başlangıç olarak yine de iyiydi" dedi.

Müslim şöyle devam etti: "Toplantıda tabii çok olumlu mesajlar da oldu. Mesela biz, şöyle bir şey söyledik bütün katılımcılara: Herkes kendi hatalarını kabullensin. 1946’dan şimdiye kadar yapısal yanlışlıklar var. Bu olanlar da bu yapısal yanlışlıkların bir sonucudur. Şöyle diyelim yani, evi yöneten biri varsa, bu kadar yanlış yapmış ve yanlışları sonucu birçok olay yaşanmışsa, demek ki onun bir eksiği vardır. Yönetememiş, idare edememiş. Öyle yanlışlar yapmış ki, böyle şeyler yaşanmış. Elbette her ülkenin düşmanları olur, dostları olur. Ama ev sahibi olanın bunları görmesi gerekir, buna göre önlemler alması gerekir. Ama yapılmadı. Rejim önce kabullenecek. Diyecek ki, benim yaptığım yanlışlar şöyledir. Ondan sonra, hedefi nedir, neyin peşindedir, bunu açıklayacak.
Biz mesela, diyoruz ki, her ne olursa olsun, Pandora’nın kutusu artık açılmıştır. Çıkacak olan herkes ortaya çıkmıştır. Kendi rızası olmadan kimse kutuya tekrar dönemez. Bu evin içinde herkesi razı edeceksin. On kişinin bir evde hakkı varsa, onlardan birinin bile isteği olmasa onu orada tutamazsın.
Peki, nasıl bir Suriye olacak gelecekte? Bir kere, demokratik olacak, laik olacak, merkeziyetçilikten uzak olacak, herkes kendini yönetecek. Tartışmalar bu yönde olsun, diyoruz. Herkese de, “Bu bir hedeftir. Bu hedef için diyalog kuralım” diyoruz. Fakat buna kimse yanaşmıyor. Bilhassa da rejim yanaşmıyor. Buna yanaşılmadığında olmaz.
Tartışıyoruz, çok tartışıyoruz. Ama neyi tartışıyoruz? Sadece tartışmak için mi gelmişiz? Bir hedefimizin olması gerekiyor. Sonuç olarak bu hedef ne olmalı? Ama bunu kimse söylemiyor. Çekiniyorlar hala. Rejim ise halen eski kafasında. 'Ben dikta bir rejim kurarım, herkesi tekrar köle gibi kullanırım' düşüncesinden halen vazgeçmemiştir."

SURİYE REJİMİ VE KÜRTLER 

Suriye rejiminin, Kürtlere ilişkin tutumu nedir sorusunu da yanıtlayan Müslim, "Rejim, Kürtlerle şimdiye kadar oturup tartışmıyordu ama şimdi mecburdur, oturup benim ne dediğimi dinliyor. Muhakkak onları da tartışacağız" dedi. 

PYD'nin Suriye rejimine ilişkin tavrının ne olduğu ve muhalefetin 'Esad gitmezse masaya oturmayız' tavrına ilişkin soruları da yanıtlayan Müslim, "Bir ülkenin kaderini, bir kişinin kaderine bağlamak yanlış bir şeydir. Bizim yapılacak çok işimiz var. Bir ön şart olarak “Ya şöyle olur ya da katılmam” gibi bir tavır koyuyorsan, demek ki sen barış istemiyorsun. Oturup diyalog kurmak istemiyorsun. Onun için biz bu çıkmaza sürmek istemiyoruz. Muhalefetin bazı kesimleri, “Esad gitmezse biz masaya oturmayız” diyor. Yanlış bir şeydir. Demek ki sen masaya oturmak istemiyorsun, barış istemiyorsun. Diyorlar ki, zorla Esad’ı indireceğiz. Zorla indirmeyi dört senedir denedin. Sonuçta ne olduğunu, yıkım olduğunu herkes gördü, değil mi? Şimdi eğer gerçekten bu zihniyetten vazgeçerlerse, yine de “Biz zorla indirmek istiyoruz” demek yanlıştır. Biz bunu doğru görmüyoruz" diye konuştu. (HABER MERKEZİ)

 






 

ÖNCEKİ HABER

Dersim'den metal işçilerine destek

SONRAKİ HABER

Nesli tükenmekte olan hayvanlar avlanıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...