01 Şubat 2015 05:20

Geia sou (Yasu)*

Sonunda güzel bir haber. Yunanistan’da seçimleri Syriza kazandı. “Komşuda pişer bize de düşer” atasözüne inanmak istediğimizden belki bizde de büyük yankı uyandırdı seçimleri solun kazanması. Uzundur görmediğimiz kadar genç, insanı heyecanlandıran bir lider Aleksis Çipras. Öğrenci hareketinde önemli rol oynamış, arkadaşlarının Che dediği, çekirdekten yetişmiş bir solcu. Radikal Sol Koalisyon Syriza, tesadüfen değil ciddi bir kadro ve akıllı bir seçim stratejisiyle iktidar oldu. Dönüp bize baktığımızda, bir önceki cümleden belli olduğu üzere bizde neyin eksik olduğu da belli oluyor aslında.

1 Şubat 2015

Paylaş

Mehtap MERAL

Sonunda güzel bir haber. Yunanistan’da seçimleri Syriza kazandı. “Komşuda pişer bize de düşer” atasözüne inanmak istediğimizden belki bizde de büyük yankı uyandırdı seçimleri solun kazanması. Uzundur görmediğimiz kadar genç, insanı heyecanlandıran bir lider Aleksis Çipras. Öğrenci hareketinde önemli rol oynamış, arkadaşlarının Che dediği, çekirdekten yetişmiş bir solcu. Radikal Sol Koalisyon SYRIZA, tesadüfen değil ciddi bir kadro ve akıllı bir seçim stratejisiyle iktidar oldu. Dönüp bize baktığımızda, bir önceki cümleden belli olduğu üzere bizde neyin eksik olduğu da belli oluyor aslında.

Aleksis Çipras’ın dini yemin etmemesi, kravat takmaması, yirmi yıldır birlikte olduğu sevgilisiyle hala evli olmaması ve iki çocuklarının olması da çok konuşuldu. Bunlar belki magazin boyutuydu işin, ama bizde bu mümkün müydü ? Recep Tayyip Erdoğan’ın balkon konuşmasını hatırlarsınız. Seçim öncesinde de, seçimi kazandığında da din ve Allah sözcüğünü, duayı dilinden düşürmedi. Bırakın kendisinin ateist olduğunu açıklamasını, dini yemin etmemesini düşünmek, ateist vatandaşlarına saygı duyduğunu belirten bir cümle bile duymadık ağzından… Üstelik konuşmasında “yaşam tarzlarımız farklı olabilir. Ama biz hepimiz bu Türkiye’nin evlatlarıyız…. Müslüman, Hıristiyan, Musevi, Süryani, Ezidi’den önce Türkiyeli vardır” diyenlerin “Afedersiniz Ermeni dediler” dediğini de duydu kulaklarımız, “Alevi , Sünni’den önce Türkiyeli vardır diyenlerin “Reyhanlı’da elli üç Sünni vatandaşımız şehit edildi” diye ölüleri bile ayırdığını da. Kravatsız bir lider görmeyi de özledik, sözü kağıda atılan imzadan daha kıymetli olanları da. Bu yüzden Aleksis Çipras heyecanlandırıyor beni...
Benim ülkemde liderler ağaçları keser, şehirdeki parkları yok etmeye çalışırken Aleksis Çipras altın çıkarmaya hayır dediği için, anadilde eğitim hakkını gerçekten savunduğu için, balkon konuşmasında dini değerleri kullanmadan da saygılı olunabileceğini gösterdiği ve emek hareketinin kazandığını söylediği için, bizde Kobani düşecek mi diye beklerlerken Syrizalılar Kasım ayında Suruç’a gittiği ve şimdi iktidar oldukları için heyecanlanıyorum. Evet umut hala var.

SYRIZA’nın iktidara gelmesini Leonard Cohen’le, Pink Floyd’la kutlamalarından, Çav Bella’dan , Yunan halk danslarına uzanan müziklerle dans etmelerinden, sarılmalarından, sloganlar atmalarından heyecan duyuyorum. Öyle ya Uğur Işılak eziyetiyle yağmalanmıyor kulakları. Şimdi elitist bir yaklaşım sergilediğimi düşünecek olanlar varsa bizim halk türkülerimizi, halk danslarımızı hatırlatırım. Oysa üçüncü sınıf sözlere ve berbat bir sese mahkum ettiler kulaklarımızı aylarca. Sanatla uzaktan yakından alakası olmayan yandaş ünlülerini! sanatçı diye sundular. Şimdi ben komşunun bu başarısının etkilerinin bize de ulaşmasını ve Türkiye’deki solun bundan gerekli dersleri almasını umuyorum.

Ünlü keman virtüözümüz Cihat Aşkın’ın Türk ve Yunan halklarının ortak kültürü üzerine hazırladığı bir çalışması var. Ege’nin Türküsü. Şimdi tekrar dinlemenin zamanı. Yıllardır dans edebilecek, iki kadeh içebilecek bir lider görmemiş biri olarak, Aleksis’in zaferine kaldırıyorum kadehimi. Dilerim Ege’nin diğer yakasındaki rüzgar bize de ulaşır ve Aleksis Çipras’ın balkon konuşmasındaki o cümleleri bize uyarlarız. “Türkiye, korku ve otoriterliği geride bırakıyor. On üç yıllık aşağılanma ve ıstırabı geride bırakıyor”
Düşünsenize… Yasu

*Şerefe

ÖNCEKİ HABER

Bir SYRIZA bir Alexie bir Berkin

SONRAKİ HABER

‘Kadın ikinci cinsiyet değil, iki cinsiyetten biridir’