01 Şubat 2015 00:56

Devrimin kadın yüzü; ROJAVA

Rojava’da birçok kurumda, sokakta, devrimin inşasına dair her alanda tanık olduklarımızın gösterdiği şudur; Rojava, önümüzdeki yıllarda daha fazla kadınlarla anılacak. Kadınlar başardıkça, Rojava başaracak...

Paylaş

Erdal İMREK

Rojava devrimi için en çok söylenen buydu; “Rojava kadın devrimidir.’ Çok zamandır savaşla anılan, ‘Rojava’da inşa edilen nasıl bir sistemdir’ sorusuna cevap aramak için gittiğimiz Cezîre kantonunda tanık olduğumuz budur; Evet, bu bir kadın devrimi. Ortadoğu’nun ‘en modern ülkesi’ diye yutturulmak istenen Türkiye’yi yönetenin, ‘Kadın fıtratı gereği erkekle eşit değildir’ demesi bir yana, kadının her daim ‘ikinci cins’ olduğu, erkeğin ve devletin yumruğuyla başının aşağıda tutulduğu Ortadoğu coğrafyasında Rojava devrimi kadının rahat nefes aldığı bir vahaya dönüşme yolunda. Yolunda diyoruz çünkü ciddi bir mesafe katedilmesine rağmen, toplumda yüzlerce yılın birikmiş erkek egemen zihniyeti hepten kırılmış değil. 

TOPLUMSAL İNŞANIN MERKEZİNDE KADIN VAR

Rojava’ya ilk adım attığımız andan itibaren, her tarafta karşılaştığımız kadın siyasetçiler, kadın savaşçılar, asayiş görevlileri, dernek, kurum yöneticileri bir fikir veriyordu kadının buradaki yerine dair kuşkusuz. Her bir kurumun mutlaka eş başkanlık sistemiyle yönetilmesi, cins kotası uygulamasıyla yönetim organı ya da mecliste erkek ve kadının eşit sayıyla temsil edilmesi de, ‘Kadının her alanda öne çıkmasını esas alan bir inşa bu’ dedirtiyordu. Kadın ile erkeğin hem toplumsal zihniyet açısından hem de pratikte tam hak eşitliğine sahip olacağı güne kadar erkeğe karşı kadını esas alan bir sistem. Bir yandan kadının en üst düzeyde örgütlenerek siyasi yaşama katılmasını, kendi öz savunma birliklerini oluşturmasını, kurumlarını inşa etmesini esas alan bir sistemin inşa-sı, öte yandan bunca yıl biriken ve toplumsal yaşamı belirlemiş olan erkek egemen zihniyeti kırıp, kadın özgürlüğünü merkezine koyan bir eğitim seferberliği. Öte yandan kadınların hem okuma yazma öğrenmesi hem de siyasi eğitimi için kadın akademileri. Devrimle birlikte inşa edilen ve halk yönetimine dayanan demokratik inşa eski toplumun tortusunu kaldırmak için bir zemin sunuyor zaten. Ama bu ‘Devrimle bu işler hallolur’ keyfiyetine de bırakılmıyor. Rojava’da kanunlarla ve siyasal, toplumsal alandaki adımlarla bu garanti altına alınıyor. 

YEKİTİYA STAR: ESKİ ZİHNİYETE KARŞI MÜCADELE EDİYORUZ

 

Rojava’da kanunların çıkarıldığı Yasama Meclisinde kadın ve erkek için yüzde 40 cins kotası uygulanıyor. YPG’nin yanı sıra sadece kadınların yer aldığı silahlı birlik YPJ var. İç güvenliği sağlayan kadın asayiş birlikleri oluşturulmuş durumda. Rojava’nın tamamının sivil siyasi örgütü denebilecek TEV DEM’in (Demokratik Toplum Hareketi) 600 üyesinden 300’ü kadın. Bunun yanı sıra TEV DEM’le benzer bir rolü olan Yekitiya Star’da ise sadece kadınlar örgütleniyor. Yekitiya Star, Rojavalı kadınların öz savunmadan, eğitime, yönetimden, toplumsal yaşama katılıma, kadının toplumsal inşadaki rolünü garantiye alan en üst örgütlenme. Yekitiya Star’da yer alan kadınlarla yaptığımız sohbetlerde şu vurgular öne çıkıyor; “Biz Rojava’nın kadın örgütüyüz. Komiteler üzerinden örgütleniyoruz. Rojava’da her alanda kadın ve erkeğin eşit temsiline dayanan bir sistemin kuruluşunu sağlıyoruz. Zihinsel bir devrim için mücadele ediyoruz. Siyasette de, savaşta da, toplumsal yaşamda da kadını özne haline getirmek için çabalıyoruz. Bugüne kadar kadına atfedilmiş rolleri reddediyoruz. Toplumun eskiden devraldığı zihniyeti yıkmak için mücadele ediyoruz. Kadının kendisini savunma hakkını garantiye alıyoruz.”

Yekitiya Star başta olmak üzere, diğer kurumlar, erkek ya da kadın devrimin inşasında yer alanlarla yaptığımız ve tanık olduklarımızın gösterdiği şudur ki; Rojava, önümüzdeki yıllarda daha fazla kadınlarla anılacak. Kadınlar başardıkça, Rojava başaracak...

KADINLAR ROJAVA DEVRİMİYLE NEFES ALDI

Cezîre Kantonu’ndaki temaslarımız sırasında bize eşlik eden Adalet Bakan Yardımcısı Evîn Xilo, 35 yaşında bir kadındı. Oldukça öz güvenli, hareketli, esprili. Devrimle birlikte en üst düzeyde sorumluluk alan kadınlardan biri. Devrimin ardından ilan edilen Rojava Toplumsal Sözleşmesi’nde kadınların artık her alanda erkekle eşit haklara sahip olacağı vurgusu vardı. Bir süre sonra çıkarılan 39. maddelik Kadın Kanunu’yla bu hak detaylandırıldı ve yasal güvenceye alındı. Evîn Xilo’yla bu kanunu ve devrimden sonra kadın özgürlüğü için verilen mücadelenin ne aşamada olduğunu konuştuk. “Hâlâ ciddi sorunlar var. Çok büyük adımlar atmak istiyoruz ama yüzlerce yıldır bizim halkımıza da sirayet eden erkek egemen zihniyet, önemli oranda kırılsa da varlığını sürdürüyor. Bu kanunlar çok çok yetersiz, ama bu bir ilk adım” diyor. 

ARTIK BU TOPRAKLARDA KADINLAR BİR MAL GİBİ ALINIP SATILAMAZ

Kadın Kanunu’nun girişinde, “Erkek egemen mantığa karşı mücadele, Demokratik Özerk Rojava’daki bütün bireylerin omuzlarındaki bir sorumluluktur” vurgusu var. Xilo, bu kanuna göre kadın ve erkeğin, yaşamın bütün alanlarında, toplum içinde ve özel ilişkilerde erkekle eşit olduğunu söylüyor. “Bütün yönetim kademelerinde eş başkanlık sistemi vardır. Politik, sosyal, siyasal ve savunmaya dair örgütlenmelerde kadın en üst düzeyde yer alır” diyor Xilo. Bu topraklarda eskiden kadınların bir mal gibi alınıp satıldığını söyleyen Evîn Xilo, “Bunun için kanun çıkarmak bile utanç verici ama çıkardığımız kanunla kadınların mülkiyete konu edilmesi yasaklandı” diyor. Kanunla evlilik de düzenlenmiş. Xilo, “Eskiden bir Fatiha okunarak insanlar evlendirilirdi. Devrimden sonra bunu yasakladık. Resmi nikahı zorunlu kıldık” diyor. Sonra ekliyor; “Aslında bizim paradigmamızda bir kadın ve erkek aynı evde yaşamaya karar verdiyse bunun bir sözleşmeyle, bir kağıda imza atmakla resmileştirilmesi anlamsız. İki insan özgür iradeleriyle birlikte yaşamaya karar vermişse, bu doğal bir evliliktir. Ama halkın bunları kabullenmesi zaman alacak.”

ÇOK EŞİLİLİK VE ÇOCUK EVLİLİĞİ YASAKLANDI 

Ortadoğu’nun diğer bölgelerinde olduğu gibi iki eşliliğin devrimden önce Rojava bölgesinde de yaygın olduğunu söyleyen Evîn Xilo, “Bu topraklarda, çok eşlilik adeta erkeğe tanınan bir haktı. Biz bunu yasakladık” diyor. Eskiden boşanmanın erkeğin inisiyatifinde olduğunu söyleyen Xilo, “Artık iki taraf da boşanma hakkına sahip. Mirasta da kadın ve erkeğin payı eşit. 18 yaşından küçüklerin evlenmesini de yasakladık” diyor. 

BU KANUN YETERSİZ AMA BİR İLK ADIM

Bu güne kadar yerleşen zihniyet nedeniyle kadınla ilgili meselelerin toplum tarafından kolay kabul görmediğini, bu nedenle de köy köy gezerek eğitimler, seminerler verdiklerini söyleyen Xilo, “Bu coğrafyada, iki eşliliğin ve çocuk yaşta evliliğin yasaklanması bile tek başına devrim” diyor. Bunları anlatırken sık sık, “Bunlar çok yetersiz, yapmak istediklerimiz bunların çok ötesinde ama zaman gerek, bu bir ilk adım. Halkımız devrimi benimsedi, çok ilerlemeler var. Ancak yüzlerce yıllık zihniyeti hemen yıkmak mümkün olmuyor” diyor. 

Xilo daha sonra gülümseyerek şunları söylüyor; “Biz aslında kanun denen şeye karşıyız. Ahlaki, demokratik, özgür bir yaşamda böyle kanunlar olmaz. Ama şu anda erkek egemenliğine karşı kadını korumak, onun haklarını güvenceye almak, bir yaptırım uygulayabilmek için kanunlara ihtiyacımız var. Toplumsal inşa ilerledikçe, belki 10 yıl sonra bu kanuna ihtiyaç duymayacağız.”

HER ŞEY KADININ ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN

Denebilirki Rojava’da devrimin ardından bütün toplumsal yapı, erkek karşısında kadının haklarını çoğaltmak ve korumak üzerine şekilleniyor. Kadının korunması ve haklarını öğrenip, bunlara sahip çıkması için oluşturulan kurumlardan biri de Mala Jin; yani Kadın Evi. 

Mala Jin’ın Qamişlo’daki merkezinde bir araya geldiğimiz kadınların sözcüsü Diya Ali. Odadaki büyük tabloda, kucağında bebek, sırtında silah olan bir kadın resmedilmiş. Duvarda büyük bir de Abdullah Öcalan posteri var. Odadaki çiçeklerin üzeri ise Rojava devrimi sırasında yaşamını yitirmiş YPG ve YPJ savaşçılarının fotoğraflarıyla dolu. 

KADINLARIN MALA JİN’İ VAR

Diya Ali’yle Mala Jin’ın toplumda nasıl bir rolü olduğunu neler yaptıklarını konuşuyoruz. Özetle Mala Jin özetle erkek baskısına karşı kadını koruyor. Kadınların eşleri ya da ailelerindeki erkeklerle bir sorunu varsa Mala Jin’a geliyor. Kadın boşanmak istiyorsa, önce hem erkekle hem de kadınla görüşüp boşanmadan sorunu çözmeye çalıştıklarını söylüyor Diya Ali. Kadın boşanmakta kararlıysa, bir rapor hazırlayıp mahkemeye gönderiyorlar. Ve davaya müdahil olarak, kadının avukatlığını yapıyorlar. Rojava yasalarına göre mahkemede birisi adına savunma yapmak için avukat olmak gerekmiyor. Eğer erkek, kadına şiddet uygulamışsa, Kadın Asayişi’ne haber veriyorlar. Erkek gözaltına alınıyor ve mahkemeye sevk ediliyor. Erkeğin kadına şiddet uygulaması, aldatması ve ikinci bir eş getirmesi durumunda konu doğrudan mahkemeye taşınıyor. 2011’in Mart ayında kurulan Mala Jin, Yekitiya Star’a bağlı. 2014 yılında 73 davayı burada çözmüşler. 70 davayı ise mahkemeye taşımışlar. 

ARTIK KADIN ÖZGÜRLEŞİYOR,  ZULMÜ KABUL ETMİYOR

Mala Jin’a en çok başvuru 2014’te olmuş. Bunun nedenini şöyle açıklıyor Diya Ali; “Devrimden sonra kadına yönelik erkek baskısı azaldı. Ama kadınlar örgütlendikleri, haklarını öğrendikleri için artık sorunun üstünü örtmek yerine bize geliyor. Kadınlar zulmü kabul etmiyor, hakkını savunuyor. Artık kadın özgürleşiyor.” 
Mala Jin ‘Erkek baskısına karşı kadını koruyor’ dedik. Durumun daha net anlaşılması için bir notu da paylaşalım; Mala Jin’da kadın ve erkek arasındaki sorunu çözmek için kullanılan görüşme odasına bakıyoruz. Odada bir kalaşnikov var. Kadınlardan biri silahı eline alarak, “Erkeklerle bu odada görüşüyoruz” diyor kahkaha atarak. Manzaraya bakıp, “Rojava’da erkeklerin işi zor” diye geçiriyorum içimden. Bu topraklarda artık kadına şiddet uygulamak eskisi kadar kolay olmayacak. Zira onların ‘devlet’ demekten ısrarla kaçındıkları yeni sistemin merkezinde kadın var.

ÖNCEKİ HABER

Oyumuz emek ve demokrasiden yana olacak

SONRAKİ HABER

Festival genç cazcıları çağırıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...