01 Şubat 2015 00:54

Oyumuz emek ve demokrasiden yana olacak

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı ile hem bu saldırıları hem de seçimlerde alacakları tutumu, birlik çağrılarını ve neler yapacaklarını konuştuk.

Paylaş

Birkan BULUT

AKP’nin kentleri, yaşam alanlarını yok eden uygulamalarının karşısına ilk dikilen örgütlerin başında geldi TMMOB. Uzun yıllardan beri de emek ve demokrasi mücadelesinin en önemli bileşenlerinden biri oldu. Bu nedenle de hep iktidarların hedefinde oldu. AKP iktidarları döneminde de hep hedefteydi. AKP belli dönemlerde yasal düzenlemeler yaparak TMMOB’yi etkisizleştirmek istedi. Mimar ve mühendisler her defasında mücadele ederek bu girişimleri boşa çıkardı. Son olarak yeni bir yasal düzenleme ile etkisizleştirme girişimiyle karşı karşıya TMMOB. Böyle bir dönemde TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı ile hem bu saldırıları hem de seçimlerde alacakları tutumu, birlik çağrılarını ve neler yapacaklarını konuştuk. 

TMMOB yasa tasarısıyla başlayalım. Çokça tartışıldı ancak AKP, meslek örgütlerinden ne istiyor ya da meslek örgütlerini istiyor mu?
AKP’nin kendi yarattığı dünyasındaki “Yeni Türkiye’de” herkese yeni görevler biçiliyor. Bu biçtiği görevlerde kendinden yana medya, yargı sistemi, kamu düzeni aktörleri. AKP rant odaklı, bir grup sermayenin palazlanması ve kârlarını arttırmalarıyla toplumda eşitsizliği arttıran bir aktör. AKP iktidara geldiği dönemden beri tüm kurumların kendi arka bahçesi olmasının yanı sıra  kendi istediği yaşam biçimindeki gibi şekillendirmeye çalıştığını biliyoruz. Kesintili eğitim sistemi, Osmanlıca, Külliye gibi... Bu süreçte önlerine çıkan çakıl taşlarını da dizayn etmeye çalışıyorlar. TMMOB’de kendi meslek alanları üzerinden Türkiye gerçeklerini, yanlışları söylüyor ve çözüm önerilerini sunuyor. Cumhurbaşkanlığı döneminde Abdullah Gül, Devlet Denetleme Kuruluna meslek örgütlerinin etkin ve verimli çalışması için inceleme ve araştırma görevi vermişti. Bin küsür sayfalık bir rapor yazıldı. Senelerdir yapılan mevzuat değişiklikleri, yasal düzenlemeler, imar yasası gibi değişiklikleri, Çevre ve Şehircilik Bakanlığında Meslek Hüzmetler Genel Müdürlüğü oluşturmaları gibi uygulamalar, AKP’nin bir türlü arka bahçesi yapamadığı TMMOB’yi etkisizleştirme hamleleri oldu. 

Erdoğan Bayraktar’ın görevde olduğu sürede bir yasa değişikliği vardı ancak bu konuda yürüttüğümüz tartışmalar sonucunda o yasayı geri çekmek zorunda kalmışlardı. Bu sefer yukarıdan daha sıkı bir talimat olmalı ki yeni bir yasa değişikliğini gündeme getirdiler. Bu yasa değişikliği ise örgütün merkezi yapısını bozuyor. Yukarıda TMMOB, onun altında odalar, onlara bağlı olarak da şubeler şeklinde yukarıdan aşağıya bir örgütlenme var. TMMOB genel kurulu tüm mimar, mühendis, şehir plancılarının hem meslek kodlarını, hem örgütsel yapısını ayarlayan bir düzenekte. Ama yasalaşması istenilen tasarıyla 50 meslek mensubunun olduğu her yerde kendiliğinden il odaları kurulup, aşağıdan yukarıya doğru meslektaşlarımızın örgütlenmesini düşünüyorlar. Yoksa örgütsüz kalıyorlar. Yapmak istedikleri kendisine biat eden, “Çok yaşa padişahım” diyen bir meslek örgütü yaratmak. 

Özellikle Gezi direnişinde TMMOB ön plana çıkan bir yapı oldu. AKP de meslek odalarını hedef aldı. 
Böyle bir algı varsa bu bizim için onur vericidir. Gezi süreci tüm kesimlerin artık yeter diye ayağa kalktığı yakın zamanımızın bir direnişi. TMMOB bunun içindedir. Ne sağında, ne solundadır, tam ortasındadır. Mühendis-mimar-yurttaş kimlikleriyle o dalganın içinde bireysel olarak yer almışlardır. Yüreğinde insan sevgisi olan, bilim ve teknolojiyi insanla buluşturmaya niyetli olan ve asla emperyalistlerin, sömürgecilerin değil, emekçi halkların hizmetine sunmak için hazır olan kadrolarımız tabi ki haziran direnişinin içinde yer aldılar. TMMOB olarak Taksim Dayanışmasında ve ülkenin her yerinde örgütümüz yer aldı. AKP’nin canını da sadece Gezi’deki tutumumuz değil, rant uygulamaları, ülkenin yerli ve yabancı sermayeye karşı peşkeş çekilmesi konusundaki tavrımız yaktı. Böyle bir atmosferde seçime gidiyoruz. 

Dört bakanın yolsuzluk operasyonlarını, iş cinayetlerini de düşünürsek, mimarlar, mühendisler, şehir planlamacıları yerel ve genel yönetimlerle sıkça karşı karşıya geliyor. Genel seçimler meslektaşlarınıza ne söylüyor?
Her dönem seçimlerin önemli olduğu söylenir ancak bu seçimlerin de kendine özgü bir önemi var. Dünyada belki de en yüksek seçim barajının olduğu, seçim ve siyasi partiler yasasının antidemokratik olduğu, sandık sonuçlarının her seferinde tartışıldığı bir ülkede seçimin önemi de ayrı bir mesele. Bizim gibi meslek örgütleri genel veya yerel seçimleri önemli bir çalışma alanı olarak görürler. Ülkedeki siyasal atmosfer yükselecektir ve her kesimin talepleri ortaya çıkacaktır. Bu talepleri gerçekleştirme niyetinde olanlar da iktidara gelmek isteyeceklerdir. Demokratikleşme sorununun en temel problemlerden olduğu, bir yandan Kürt sorununun çözülmemesi, diğer yandan işçi sağlığı ve güvenliği sorunu, yağmalanan kentler, hayat biçiminin değiştirilmesini düşündüğümüzde, meslektaşlarımızın bu sorunların merkezinde olması nedeniyle bu seçimleri önemsiyoruz. Her dönem bir siyasi parti, düşünce kuruluşu gibi çalışarak nasıl bir dünya istediğimizi, iktidarın meslek alanlarımızda yaptıklarını ve yapmadıklarını, taleplerimizi yayınlıyoruz. 2015 seçiminde de yakında seçim bildirgemizi kamuoyuyla paylaşacağız. Biz toplumcu fikirlere sahip mimar, mühendis ve şehir plancılarıyla uyum içinde bir iktidar istiyoruz. İnsan odaklı olduğu için mesleğimizin gereği toplumcu olmak zorundayız. 

GEZİ RUHUYLA YÜRÜNMELİ

Seçim günü ne yapar TMMOB? 
Biz her seçimden yaklaşık 3-4 ay önce seçim bildirgelerimizi yayınlıyoruz. Seçim bildirgemizin altına imza atacak her kişi veya siyasi partiyi örgütümüz desteklemektedir. Fakat bu destek için kişi veya partinin emekten, demokrasiden, adaletten yana tavrını kanıtlamış olması gerekir. Kurumsal olarak onlara oy verilmesi gerektiğini söyleriz. Ayrıca insanlık düşmanı olanlara Türkiye’de mimarlar, mühendisler ve şehir plancılarından oy yok. Bu ülkede Kürt sorununun barışçıl çözümü de dahil olmak üzere, eşitlik, adalet, özgürlük, adına bir gram bile iş yapmayanlar, üniversiteliyi, grev yapan işçiyi ve örgütümüzü ablukaya alanlar bizden bir tane bile oy almayacaktır. Esas vurgulanması gereken yer de burasıdır. Emperyalizmin ve onun neoliberal poltikalarının karşısında duranlardır desteklenmesi gerekli olan partiler. Türkiye’nin kirli siyasetinde de bu tip alternatiflerin iktidara gelmesinde de ciddi sıkıntılar var. Türkiye’de demokrasi mücadelesinde birleşerek, omuz omuza birlikte kararların alındığı işlerle, Gezi ruhuyla yürümek gerektiğini de ayrıca söylüyoruz. Seçimdeki tavrımız da bu olacaktır. 

EMEKTEN, HAKTAN HUKUKTAN YANA OLANLARI DESTEKLİYORUZ

Her seçimde toplumsal muhalefetin ittifak ve birlik tartışmaları da yürütülüyor. HDK, BHH gibi birlikler de meydana geldi. Yunanistan’da SYRIZA’nın iktidara gelmesi de burada bir umut ve tartışmalara neden oldu. 
Kobane’nin IŞİD’den temizlenmesini de bu umuda katabiliriz. TMMOB demokrasi mücadelesindeki tutumunu 1970’lerden bu yana göstermiştir. Emek ve demokrasi örgütleriyle hayatın çeşitli alanlarında yan yana gelmiştir. 1 Mayıslarda, Karadeniz’de derelerine sahip çıkan Emine teyzenin de yanında olurken çeşitli eylemlerde her hangi bir hiyerarşi düşünmeden çeşitli kuruluşlarla yan yana yer alır. TMMOB seçimde bu partiyi destekliyor demesi fiziki olarak olamaz. Bir meslek örgütü kendi alanlarıyla ilgili yaptığı siyasete yakın kim varsa onu destekler. Emekten, demok-rasiden, adaletten nasibini almamışlarla da işimiz olmaz der. 20 yıldır meslek odalarında bulunan biriyim. Kendisini siyasi bir özne olarak ortaya koyan ve bizim demok-rasi güçleri olarak tabir ettiğimiz yapılar, HDK, BHH aynı bahçenin içerisindeki farklı birlikteliklerdir. Bu tür yapıların konuşmaları, Türkiye’de seçim ittifaklarını belirleyecek unsurlardır. Bugün ise tamamiyle bir ortaklaşmanın Türkiye’de olmadığını görüyoruz. Çünkü birçok yapı seçime nasıl gireceğini belirledi. TMMOB ve çoğu meselede ortak hareket ettiğimiz TTB, KESK, DİSK olarak bir araya gelip seçim tartışması yürütmedik. Hepimiz ayrı şeyler söylesek de aslında aynı şeyleri söyledik. Emekten, haktan, hukuktan yana olanları destekliyoruz. Bunun dışındakilere de oy vermiyoruz. 

(Yarın: Sanatçı Levent Üzümcü)

ÖNCEKİ HABER

Çocuğun ‘HAYIR’ına saygı

SONRAKİ HABER

Devrimin kadın yüzü; ROJAVA

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa