31 Ocak 2015 13:15

Sendikanın kararı işçileri hayal kırıklığına uğrattı

Bakanlar Kurulu’nun metal işçilerinin grevinin fiilen yasaklanması anlamına gelen “erteleme” kararı Gebze’de grevde olan işçiler arasında tepkiyle karşılanırken, Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu’nun buradaki fabrikalara gelerek yaptığı açıklama işçiler arasında huzursuzluğa yol açtı. Sendikadan yasak kararına karşı greve, direnişe devam etme kararı bekleyen işçiler hayal kırıklığına uğrarken, işyerleri önündeki “bu iş yerinde grev var” pankartları da kaldırıldı.

Paylaş

Fatih POLAT
Gebze

Bakanlar Kurulu’nun metal işçilerinin grevinin fiilen yasaklanması anlamına gelen “erteleme” kararı Gebze’de grevde olan işçiler arasında tepkiyle karşılanırken, Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu’nun buradaki fabrikalara gelerek yaptığı açıklama işçiler arasında huzursuzluğa yol açtı. Sendikadan yasak kararına karşı greve, direnişe devam etme kararı bekleyen işçiler hayal kırıklığına uğrarken, işyerleri önündeki “bu iş yerinde grev var” pankartları da kaldırıldı.

GEBZE’DE SON DURUM

Gebze’de Bakanlar Kurulu’nun kararının ardından işçiler ile birlikteydik ve işçiler kararı karşı çeşitli direniş biçimleri önerirken, gözler de sendikanın alacağı karardaydı. Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu’nun önce Sarkuysan’da, ardından da Kroman’da yaptığı açıklamayı işçiler ile birlikte dinledik. 

Sarkuysan’da işçiler Serdaroğlu’nun açıklamasından üretime başlamayıp direnişe devam edileceği yönünde bir mesaj çıkmadığının net olduğunun farkındaydı, ancak sonrasının ne olacağı, bundan sonra ne yapılması gerektiği işçiler arasında tartışılmaya başlandı. Serdaroğlu, buradan Kroman’a geçince biz de geçtik. İşçiler burada tepkilerini ve mücadele kararlılıklarını Serdaroğlu’nun konuşması sırasında yer yer araya girerek de dile getirdiler. Konuşmanın ardından işçiler arasında “Ne olacak şimdi?” diyenler, “Ne dedi?” diye birbirine soranlara rastladık. “Bu açıklamadan sonra işçinin aklı 80 parça” diyen işçilere rastladık. 

PAZARTESİ NE OLACAK?

Serdaroğlu’nun açıklamasından pazartesiye kadar üretime başlanmayacağı net olarak ortaya çıkarken, pazartesinden sonrasında üretime dönüleceğinin işareti verilmesinin ardından, fabrika önlerinde sendikanın fabrikalara dönülerek “üretimin yavaşlatılması” gibi formülü benimsediği konuşulmaya başlandı. Patron ile işçiler arasındaki süreç ise bu arada şöyle gelişmişti. İşverenler, Bakanlar Kurulu’nun kararının hemen ardından işçileri fabrikalara çağırdılar ve bu yönde baskı yaptılar. Bazı fabrikalarda işçilerin bunu açık bir şekilde reddettiği, hatta Sarkuysan Fabrikası’nda işçilere işveren tarafından işe başlanması yönünde tebliğ edilen yazılı ilamın işçiler tarafından yırtıldığını öğrendik. İşçiler, “Eğer bize bu dayatmayı yaparsanız, içeri girer yakarız” dediler. Bunun üzerine işverenin pazartesi günü işe başlanması yönünde idari bir izin noktasına doğru çekildiğini öğrendik. Bu pazartesi gününe kadar “fiili idari izin” durumu diğer fabrikalarda da geçerliydi.

Gebze’de Birleşik Metal-İş Başkanı Serdaroğlu’nun fabrikalardaki konuşmasının ardından, işyeri temsilcileri ile sendika yöneticileri arasında geçen konuşmada sendika yönetiminin, yasal boşluğa düşmemek ve tazminatların yakılmaması gerekçesi ile fabrikalara dönüp iş yavaşlatma yönünde karar ilettiğini öğrendik. İşyeri temsilcileri ise, üretime başladıktan sonra bunun ne düzeyde ve neredeye kadar uygulanabileceğini söylemenin zor olduğunu ifade ettiler. Sendika yöneticileri, işverenlere MESS’ten çıkmadıkları sürece sağlıklı bir üretim olamayacağını söylediklerini dile getirdi.

Serdaroğlu ve beraberindeki genel merkez yöneticilerinin gitmelerinden sonra ise, Gebze’de işyerlerindeki tablo şöyle gelişti.

Çayırova Boru’da işyeri baştemsilcisi, Serdaroğlu’nun konuşmasının ardından işçilere seslenerek, “Pazartesi günü fabrikalara gideceğiz” dedi. Ardından fabrika önündeki grev çadırı da toplandı.
Gebze’de grev yapılan en büyük fabrika olan Kroman Çelik’te Serdaroğlu’nun konuşup ayrılmasının ardından sendika yöneticileri fabrika önüne gelerek, grev nöbetçilerini gönderdi ve ‘Bu iş yerinde grev var’ yazılı pankartı da kaldırdı. Kroman’da ayrıca, bu sabah baştemsilci, fabrika önüne gelen işçilere “Pazartesi işbaşı yapıyoruz” dedi.

Sarkuysan’da ise fabrikadaki grev komitesinin karar vereceği belirtilirken, sendikanın pazartesi gününde fabrikalara dönme tutumu bu fabrikada işçilerin alacağı kararı da baskılıyor.

Cengiz Makine ve Yücel Boru’da pazartesi işbaşı yapılacağı öğrenildi.

ARTEMİS İŞÇİLERİ: METAL İŞÇİLERİ YALNIZ DEĞİLDİR

Bakanlar Kurulu’nun grevi ‘erteleme’ adı altında yasaklaması anlamına gelen kararının duyulmasının ardından, Gebze’de grevde olan en fazla işçi sayısına sahip Kroman’a başka iş kollarından da işçiler dayanışmak, onların grevine güç vermek için geldiler. Onlardan biri de Artemis işçileri idi. Konuştuğumuz Artemis işçilerinden Nazmi Süer şunları söyledi: “Bizim işyerimiz Gebze Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunuyor. Ve sendikal örgütlülüğün olmadığı bir işyeri. Ama bu metal grevi süreci başladığında bir mesela Dostel Fabrikası’nda işçi arkadaşlarla da arkadaşlarla da daha grev kararı çıkmadan dayanışma adına bir araya gelmiştik. Hatta Dostel Fabrikası dün bir nevi özel bir sözleşme yaparak bir kazanım da elde etti. Biz bugün grevi bilgisayardan Hayat Televizyonu’nu izledik ve oradan grevin yasaklandığını öğrendik. Birçok arkadaşımız oradaki işçilerin durumundan duygusal olarak da etkilendiler. 17.30 gibi karar verdik, olanaklarımız ölçüsünde, çünkü bir hayli de yolumuz vardı, bir işçi arkadaşımızın aracını ayarladık ve ‘Metal İşçileri Grev Mücadelesinde Yalnız Değildir’ yazılı pankartımızı alarak buraya geldik. Bu grevi sadece Birleşik Metal-İş üyelerinin grevi gibi de görmüyoruz. Bütün işçilerin grevi gibi ele almamız gerekiyor. Ama bu konuda çok sözler ediliyor, büyük laflar ediliyor. Ama bu sözlerin aynı zamanda hayata da geçirilmesi gerekiyor. Bunun bütün emeğin grevi olarak örgütlenmesi gerekiyor. Belki sendikasız bir işyerinden işçilerin bu duyarlılığı bunun küçük bir adımı. Sorunlarımızın ortak olduğunu da görüyoruz. Biz yolda gelirken bir Kroman işçisi arkadaşla birlikte geldik. Sarkuysan’a uğramıştık. 7-8 yıldır çalışıyor. Giydirilmiş ücret dediğimiz sosyal haklar paketi içinde olmak üzere 1300 lira maaş alıyorlar. Bizim bir arkadaşımızda ‘9 yıldır çalışıyorum, 900 lira ücret alıyorum’ dedi. Yani ortak taleplerimiz, ortak çıkarlarımız var. Çünkü hepimiz işçi sınıfının parçalarını oluşturuyoruz. Bu parçaları birleştirebilirsek hem Türkiye’de azılı işçi düşmanı olan MESS’i geriletebiliriz, MESS’in arkasında bugün Hükümetin ve patronların olduğu da ortaya çıktı. Daha 1 günlük greve bile tahammül edemeyerek yasakladılar. Kağıt üzerinde üzerinde işçilerin hak arama mücadelesinde grev anayasal hak gibi gözüküyor. Bu anayasal hakkı kullanmaya bile izin vermiyorlar.Greve çıkma sürecinde bile bir sürü fiili engellemeler vardı. Bu kağıt üzerinde yazılan hakların gerçekten uygulanabilmesi için işçilerin birlikte bir mücadeleyi örmesinin önemi de ortaya çıkıyor."

İsmail Ocak da 14 yıldır Artemis’de çalışan bir işçi ve buraya desteğe gelen arkadaşları arasında. Şöyle diyor: “Yasal bir hak vermişler ama bir kararla bunu iptal etmişler. Ben bunun sebebini anlayamadım. Burada grevde olan fabrikalardaki işçilerin yalnız bırakılmaması gerekiyor. Bu sadece onların meselesi değil, bütün işçilerin meselesi olarak ele alınması gerekiyor.” Adil Duman da Artemis işçisi. “Buraya, grevdeki arkadaşlarımıza destek için geldik. Arkadaşlarımızın yanlış bir şey yaptığını da düşünmüyoruz. Bu işin sonuna kadar da yanlarındayız” diyor.

TEK GIDA-İŞ ÜYESİ İŞÇİLER DE DESTEK İÇİN GELDİ

Grevin yasaklanmasına dair kararın ardından, Tek Gıda İş Sendikası’na üye bir grup işçi de sendikalarının önlükleriyle Kroman’a dayanışmak için geldi. Onlardan biri olan Servet Yeşilkaya 13 yıldır Knor Çorba’da çalışıyor. Şöyle diyor: “Biz çok daha kalabalık olarak gelmek için bir plan yapıyorduk ama grev yasağına duyar duymaz hemen çevremizdeki arkadaşlarımızla geldik. İnşallah metal işçileri bu süreçten kazanımla çıkar” diyor. Yakın dönemde önemli bir mücadele olarak TEKEL direnişini yaşamış işçiler olarak, metal işçilerine neler önerecekleri de soruyoruz, şöyle devam ediyor: “Yaşadıkları tecrübe edecekler. Bizim buradaki arkadaşlarımıza söyleyeceğimizi tek şey birlik ve beraberliklerini bozmasınlar. Zaten grev alanları insanları koşulsuz birleştirecek. Hiç grevin adını bile bilmeyen arkadaşlar, grev alanlarında grevi öğrenecekler. Sendika eğer greve devam etmek kararı alırsa, bunan metal işçilerinin kazanımı ile sonuçlanacağını düşünüyorum.” Araya girip soruyoruz, “Peki sendikalar bunu grev hakkına saldırı olarak algılayıp ortak bir mücadeleye girişir mi sizce?” Şöyle yanıt veriyor: “Ümit ediyoruz olur. Ama buna yürek ister, buna cesaret ister.”

ÖNCEKİ HABER

İşçiler bitti demeden bu grev bitmez!

SONRAKİ HABER

Madrid'de 100 binden fazla kişi 'değişim' istedi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...