31 Ocak 2015 00:52

2015, Zeytin ajandası

Ayşenur Karabacak ve Deniz Karabacak da bir gecede 6 bin zeytin ağacının katledilmesine karşı bir şeyler yapma ihtiyacı hissederek bir ajanda hazırlamışlar.

Paylaş

Nazife YAŞAR
İstanbul

Kolin grubu tarafından termik santral yapılacak bölgedeki zeytin ağaçlarının kesilmemesi için nöbet tutan köylülere 2014’ün 7 Kasımında şirketin güvenlik görevlileri saldırmış ve şirket yetkilileri bir gecede 6 bin zeytin ağacını gözlerini kırpmadan katleşmişti. 
Haksız, hukuksuz katletkikleri ağaçlar arasında 200 yaşını geçmiş olanlar bile vardı. Yenileri ise  ancak 15 senede meyve verebiliyor.
Zeytinlerin kesilmesini durduramayan köylülerin, evlatlarını kaybetmiş gibi döktükleri gözyaşlarına katık gözyaşlarımızı ve bu hunharlığı, hafızamızın ajandasının 'hesabı sorulacaklar' kısmına kaydettik. 
Ayşenur Karabacak ve Deniz Karabacak da bir gecede 6 bin zeytin ağacının katledilmesine karşı bir şeyler yapma ihtiyacı hissederek bir ajanda hazırlamışlar. ‘2015 Zeytin Ajandası’ adını verdikleri ajandanın hazırlanışını Ayşenur Karabacak şöyle anlatıyor: “Şahsen gıda konusunda hassasiyetim var. Uzun yıllardır iyi beslenmeye kafa yoruyorum. Bireysel olarak elimden geldiğince yerel üretimi ve ekolojik tarımı endüstriyel üretime ve gıdaya karşı destekliyorum. Kendi çevremde böyle bir bilinç yaratmak için uğraşıyorum. Yırca’da olaylar başladığında ablam (Deniz) geçirdiği bir kazadan dolayı nekahat dönemini bende geçiriyordu. Bu akıl almaz olayın üzüntüsüyle ortak hassasiyetlerimiz bizi, ‘bir şey yapmalıyız’ düşüncesiyle doldurdu. 
Deniz daha önce Rakı Ansiklopedisi, İstanbul Restoranları Rehberi, Bira Ajandası, Rakı Ajandası gibi değişik projeler yapmıştı. Bundan da güç alarak Deniz’e 'Zeytine adanmış bir ajanda yapalım' dedim. Çok kısa bir zaman olduğunu, masraflı olacağını, sponsor bulmanın zorluklarını ve tabi çok ciddi kaynak taraması gerektiğini söyledi önce. Sonra hepsini aşabileceğimize ikna olduk ve Kasım sonuna doğru hummalı bir çalışmaya giriştik. Deniz yattığı yerden çevremizdeki yazar, çizer, editör arkadaşlarımızı örgütledi. Ben de zeytinle ilgili ne varsa ansiklopediden, üniversite tezlerine kadar her şeyi taramaya giriştim. Bir zeytin kütüphanesi oluşturduk evde, zeytinle ilgili onlarca kitap aldık. En düşük asiditeye sahip, değişik zeytinyağları denedik. Bir süre sonra içimiz dışımız zeytin olmuştu, sabah kahvaltıyı zeytin ve zeytinyağı ile açıp, akşama kadar zeytin üzerine okuyup, yazıp geceyi sabaha zeytinle bağladık çoğu günümüzde. 
2014’in notlarını tutarken Adem’in gömüldüğü yerden çıkan; yağı, gladyatörlerin vücudundan toplanıp zengin kadınlara fahiş fiyata satılan ve Eski Mısır’da dini törenlerde arınma amacıyla kullanılan; kromozom sayısı 46 olan; ‘At kocaman at kara, torbamda zeytin kara’ diyen Büyük Şair Federico Garcia Lorca’nın altında kurşuna dizildiği, Birleşmiş Milletler Bayrağı da dahil toplam 8 ülke bayrağında kullanılan zeytinin bilgisine ulaşmak isterseniz Ağaçkakan yayınlarından çıkmış ve ikinci baskıyı yapmış olan Zeytin Ajandası’nı alın. 73 sayfa olan ajanda 12 lira...

‘BENİM GELİNLİK AĞACIM’
Ajanda'nın 'Sunuş' metninden...
“Zeytin bizim yaşamımızı şekillendiren, dünü, bugünü, yarını birleştiren bir ağaçtır, meyvedir. Sünnet olan çocuklara, gelin olan genç kızlara attan inerken dedeleri tarafından zeytin ağacı hediye edilir bizde. Ve o zeytinler, mirasa bile konu edilmez. Benim sünnetlik, benim gelinlik ağacım denir.
Tütün tarımının bitmeye yüz tuttuğu son 20 yıldır Yırcalının hemen hemen tek geçim kayanığı zeytindir.
Şimdi 6000 zeytinimiz yok edildi. insanların beş, on, yirmi hatta yüzlerce yıldır bakıp büyüttüğü, geçmini sağladığı bu zeytinler yok artık Kalanların da gelecekte hangi projelerle yok edileceği belli değil. Haklı olmakla hak kazınılmıyor., haklı olmak için birlikte mücadele etmek gerekiyor.”
Mustafa Akın Yırca Köyü Muhtarı

POSEIDON ATHENA’YA KARŞI
Yunan mitolojisine göre, Eski Yunan’da tanrıların başı Zeus, insanlığa en değerli armağanı veren Tanrı ya da Tanrıçanın yeni kurulan şehrin hükümdarı olacağını ilan eder. Deniz Tanrısı Poseidon ile Barış ve Bilgelik Tanrıçası Athena mücadeleye girişirler. Poseidon, üç dişli çatalını bir kayaya saplar ve insanları uzak yerlere götürecek, savaşlar kazandıracak ‘atı’ yaratır. 

Athena ise mızrağını yere saplayarak bir ‘zeytin ağacı’na dönüştürür. Şehir halkı bu zeytin ağacının ‘Atine’ adı verir. Barışın semgesi olan zeytinin, savaşın semgesi olan ata üstün gelmesi, halkların her zaman barıştan yana olduğunun bir göstergesi olarak yorumlanabilir. 

'ZEYTİNYAĞLI YİYEMEM’ TÜRKÜSÜNÜ KİM YAZDIRDI?
1948-1951 yılları arasında Marshall Planı çerçevesinde Türkiye’ye de ABD’den mısırözü yağı alması koşuluyla yardım yapılır ve Türkiye’nin ilk margarın fabrikası kurulur. Yine aynı dönemde yüz binlerce zeytin ağacı sökülerek bir katliam yapılır. İnsanlar zeytinyağından soğutularak mısırözü yağına ve margarine yönlendirilir. Bu amaçla, “zeytinyağı ısınırsa kanser yapar” gibi tevatürler uydurulur. Halbuki en zor yanan sıvıyağlardan biridir zeytin yağı. Bununla da kalınmaz; zeytin yağını kötülemek için, “Zeytinyağlı yiyemem aman, basma da fistan giyemem aman...” diye türkü sipariş edilir ve ülkenin en popüler türküsü yapılır. Türküyü, Muzaffer Sarısözen, İhsan Kaplayan’ı kaynak göstererek derlemiş.

ÖNCEKİ HABER

Seyfi Doğanay hayatını kaybetti

SONRAKİ HABER

Futbolda ara transfer dönemi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...