30 Ocak 2015 01:04

Yunanistan’da devrime 5 kala mı?

Yunanistan’da Radikal Sol Koalisyon (SYRIZA) hükümet olmasının üzerinden daha bir hafta bile geçmemişken tam da halkın duymak istediği ve çözümü için destek verdiği talepler konusunda adım atacağını taahhüt eden açıklamalar yaptı.

Paylaş

Seyit ALDOĞAN
Atina

Yunanistan’da Radikal Sol Koalisyon (SYRIZA) hükümet olmasının üzerinden daha bir hafta bile geçmemişken tam da halkın duymak istediği ve çözümü için destek verdiği talepler konusunda adım atacağını taahhüt eden açıklamalar yaptı. 

Bakanlar özelleştirmelerin durdurulduğunu, özelleştirme komisyonun işine son verildiğini, yasal dayanaktan yoksun olarak işten atılanların işlerine döneceğini ve yaklaşık 400 avro dolaylarında olan asgari ücretin 751 avro olacağını ilan ettiler. 

Daha çiçeği burnundan bile denemeyecek hükümetin AB ile ilk dirsek teması ise sorunlu başladı. Yeni Başbakan Aleksis Çipras’ın hükümeti, Rusya’ya yeni yaptırımlar öngören kararın kendilerine sorulmadığını ve yaptırımları doğru bulmadıklarını belirterek reddetti.

İLK GÜNDEN MEMNUN ETTİLER 

Yapılan açıklamalar ve ortaya konan tutumlar geniş kitleler içinde şimdiden büyük bir destek ve sempatiye dönüştü. Zaten SYRIZA’yı umut olarak ortaya çıkaran ve geniş bir destek bulmasına neden olan halkın taleplerine sahip çıkması ve izlenen politikalara karşı alternatif olabileceğini anlatmasıydı. Son beş yıl içerisinde yoksulluk, sefalet ve işsizliğe neden olan AB ve IMF politikalarının başta işçi ve emekçiler olmak üzere geniş toplumsal kesimlerde yarattığı tepki ve muhalefet SYRIZA’yı yüzde 4 oy oranından hükümete taşımıştı. 

SYRIZA eğer AB ve IMF politikaları karşıtlığını kararlı bir şekilde sürdürürse, daha geniş kitleleri kazanacak ve harekete geçirebilecek bir güce erişebileceği açık. 

SOLUN OYLARI TARTIŞILIYOR

Öte yandan başta Yunanistan Komünist Partisi (KKE) olmak üzere değir sol örgüt ve partilerin neden oylarını artıramadığı hatta oy kaybettikleri de seçim ardından tartışılan konular arasında. KKE seçim süreci boyunca “halk devrimi” sloganları attı. Bir başka sol koalisyon ANDARSIA ise “sosyalizm öncesi geçiş süreci”ni tartıştı. “SYRIZA programına AB ve IMF’den çıkmayı almıyor ve sisteme koltuk değnekliği yapıyor” diyerek SYRIZA’nın tüm ittifak önerileri reddedildi. 

KKE seçim süreci boyunca SYRIZA’nın ileri sürdüğü taleplerin halkın acil talepleri olduğunu görmek istemedi ve Yeni Demokrasi Partisi ile SYRIZA’yı aynı kefeye koyan bir seçim kampanyası sürdürdü. Bir önceki seçimlerde gazetecilerin “İktidara gelmeniz durumunda neler yapacaksınız?” sorusuna KKE Genel Sekreteri Aleka Papariga, “hükümet olmak istemediklerini böyle bir hedeflerinin olmadığını” yanıtı vermiş ve halk devrimi söylemini dile getirmişti.

Bu satırların yazıldığı sırada SYRIZA’lı bakanlar tek tek televizyon kanallarına çıkarak AB memorandum anlaşmalarının (AB, IMF ve AB Merkez Bankası ile yapılan borç anlaşmaları) geçersiz olduğu açıklaması yaparken KKE ise SYRIZA’yı AB politikalarını uygulamakla ve sermayenin kutsamasıyla oluşan hükümet olmakla suçluyordu.

Yine SYRIZA’nın sağcı Bağımsız Yunanlar Partisi ile ittifak yapması hem Yunanistan’da hem Avrupa solu içinde eleştirilere neden oldu. Bağımsız Yunanlar Partisi, göçmenler ve ulusal sorunlar dışında SYRIZA ile bir anlaşmazlık noktalarının bulunmadığını açıkladı. Sağcı bir gelenekten gelen Panos Kamenos’un partisine bağlı adaylar olarak seçilen milletvekillerinin hemen hepsi liberal çizgideki kişilerden oluşuyor. SYRIZA’nın Bağımsız Yunanlar Partisi’nin programı ile değil, Bağımsız Yunanların SYRIZA’nın programı ile uzlaşan taraf olduğunu da vurgulamak gerekiyor. 

MUHAFAZAKAR CUMHURBAŞKANI ÖNERİSİ

Önümüzdeki birkaç gün içinde cumhurbaşkanı seçilecek. SYRIZA’nın, Yunanistan’da sembolik bir kurum olma dışında işlevi bulunmayan cumhurbaşkanlığına muhafazakar birini önermesi büyük bir olasılık. Hatta Yeni Demokrasi Partisinin Genel Başkan Yardımcısının düşünüldüğü dile getiriliyor. Böyle bir taktikten ilk önce Yeni Demokrasi Partisinin rahatsız olacağını belirtmek gerekir. Bu seçimin daha geniş kitleleri hükümete yaklaştırması ve SYRIZA’ya karşı olan cepheyi zayıflatması bekleniyor. SYRIZA’nın bu koalisyonu, muhafazakar tabanı kazanılmasını, en azından tarafsızlaştırılmasını hedefleyen bir birlik taktiği olarak değerlendiriliyor. 

SYRIZA’NIN ZAFERİ SOSYALİSTLERİN ZAFERİ Mİ?

Öte yandan SYRIZA’nın geniş halk desteğiyle hükümet olması hem Yunanistan’da hem Avrupa genelinde bazı çevrelerce “sosyalistlerin zaferi” olarak tanımlanıyor ve sanki “devrime 5 dakika” kalmış gibi değerlendirmeler yapılıyor. 

SYRIZA, sermaye politikalarının hedefi olan, yoksulluğa ve ağır sömürülere, sorumlusu olmadığı kapitalizmin krizine “kurban” edilen halkın öfke ve tepkilerine tercüman oldu ve taleplerine sahip çıkarak desteklerini kazandı. SYRIZA’nın sahip çıkıp çözmeyi vaat ettiği sorunlar tüm Avrupa halklarının da sorunu ve Avrupa halkları içinde de destek buluyor. Ancak gerçekleştirme vaadinde bulunduğu programını uygulamaya koyması durumunda en kısa sürede AB ve uluslararası sermaye kuruluşlarıyla çatışmaya girmek zorunda kalacağı açık. AB’nin uygulamaya koyduğu ekonomik programlar, AB’nin yeniden yapılandırılması başta olmak üzere tekelci sermayenin egemenlik ve sömürü stratejilerini içeriyor ve uzlaşma masasında gediklerin açılmasına izin vereceklerini beklememek gerekiyor.

‘AB VE AVRODAN KOPMAYACAĞIZ’ AÇIKLAMASI 

Bu nedenle bir yol ayrımı olarak görünen bu süreçte SYRIZA’nın nasıl bir tutum alacağı konusunda henüz bir şey söylemek mümkün değil. SYRIZA Başkanı Aleksis Çipras, bakanlar kurulunun ilk toplantısında “AB ve avrodan kopmaya yol açacak çatışmalar içine girilmeyeceği” açıklamasını yaptı. Ekonomi Bakanı Yannis Varufakis aynı gün basına yaptığı açıklamada benzeri bir tutumu öne çıkardı. Sadece sembolik adımların atıldığı ilk hükümet günleri değil söylenen ve vaat edilenlerin yasal güvence altına alınması önem taşıyor.

Programında ve politik çizgisinde sosyalizm olmayan ve böyle bir iddiada bulunmayan bir partiye farklı misyonlar yüklemek doğru değil. SYRIZA’nın süreç içinde nasıl bir seçeneği seçeceği sorunu hâlâ orta yerde durmaktadır.

SYRIZA İÇİNDE SOL VE SAĞ KANAT

SYRIZA içindeki sol ve sağ kanatların seçim süreci öncesinde ve sonrasında açıkça farklı tutumlar sergilediği biliniyor. Ayrıca SYRIZA’nın uluslararası sermaye kuruluşlarının cepheden saldırılarına karşı koyacak bir güç ve programla ortaya çıkıp çıkamayacağı konusu bu günden öngörülemeyecek muğlaklıklarla dolu. Ancak süreç ve SYRIZA’nın bugünkü tutumu başta Yunan halkı olmak üzere tüm halklar tarafından desteklenmesi gerektiği de ortada. Tutarlı bir tutumun ortaya konması, Avrupa halklarının sermayeye karşı verdiği mücadelede yeni bir cephe açabilir ve yeni umutlar doğurabilir. SYRIZA’nın tutumunda kararlı davranması yeni bir sürecin başlaması anlamına gelecektir. Daha hükümetin ilk günleri olmasına ve henüz gerçekleştirilmiş bir vaat olmamasına rağmen SYRIZA yapacaklarını kamuoyuna duyurması bile tahmin edilemeyen bir destek ve sempatiye yol açmış bulunuyor. Sorun bunu maddi bir güce dönüştürüp, dönüştüremeyeceğidir.

ÖNCEKİ HABER

Emekçiler ittifak istiyor

SONRAKİ HABER

SYRIZA ve Kobanê iç politikayı etkileyecek

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...