23 Ocak 2015 00:52

Harika çocuklar

Geçtiğimiz hafta 3 çocuk, dünyanın büyük kulüplerine transfer yaptılar. Viktoria Plzen takımının genç golcüsü, 15 yaşındaki Martin Graİciar ve Legia Varşova takımının 17 yaşındaki orta saha oyuncusu Krystian Bielik Arsenal’e, Stromgodset takımının 16 yaşındaki oyuncusu Martin Odegaard ise Real Madrid’e transfer oldu. Odegaard’ın potansiyelinin Messi – Ronaldo seviyesi olduğu söyleniyor. İsmini not etmekte fayda var.

Paylaş

Gürcan ULUSOY

Geçtiğimiz hafta 3 çocuk, dünyanın büyük kulüplerine transfer yaptılar. Viktoria Plzen takımının genç golcüsü, 15 yaşındaki Martin Graİciar ve Legia Varşova takımının 17 yaşındaki orta saha oyuncusu Krystian Bielik Arsenal’e, Stromgodset takımının 16 yaşındaki oyuncusu Martin Odegaard ise Real Madrid’e transfer oldu. Odegaard’ın potansiyelinin Messi – Ronaldo seviyesi olduğu söyleniyor. İsmini not etmekte fayda var.

Deloitte para ligi raporu dün açıklandı. Dünyanın en zengin kulübü, geçen yıl olduğu gibi yine Real Madrid. Arsenal ise sekizinci sıradaki yerini bu yıl da korudu. Peki, bu dünya devleri, ekonomik olarak o kadar bu kadar güçlü oldukları halde, henüz 16-17 yaşındaki gençlere neden yatırım yapıyor, biraz onlara bakalım.

EKONOMİ

Meselenin temel iki ayağı var. Birincisi, çok daha düşük maliyet. Real Madrid bile olsanız, önümüzdeki yıllarda daha da sıkı şekilde uygulanması beklenen finansal fair-play kurallarına uyum göstermek durumundasınız. Bu nedenle, bu genç yetenekleri daha parlamadan transfer etmek, dünyadaki tüm kulüplerin hayali.

GELENEK

Bunun yanında belki daha da önemli bir gerekçe var. O oyunculara, kendi futbol kültürlerince şekil vermek. Arsenal kulübü, bir çok Avrupa kulübü gibi, üst düzey yarışmacı bir kulüp olmasına rağmen, belli oranda “futbol okulu” kültürüne sahip. Bu kültürün içinde oynayış biçimi de var. Bir Arsenal oyuncusu dediğiniz zaman teknik, zihinsel ve fiziksel anlamlarda belli bir oyuncu profilinden bahsedebiliyoruz. Bu profili dışarıdan ithal ettiklerinde; Santi Cazorla, içeriden ürettiklerinde; Jack Wilshere oluyor. Örneğin, Arsenal altyapı tedrisatından geçmiş, Oğuzhan Özyakup’u değerli kılan tüm zihinsel, teknik özellikler, Arsenal’in altyapı kültürünü de anlatıyor bir bakıma. Oyuncu sadece o formayı değil, o formayla gelen değerleri de üzerine giymiş oluyor.

AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR

Şimdi Norveç, Çek Cumhuriyeti ve Polonya’dan çıkmış bu üç fidan, o altyapı eğitimlerine tabi tutulacaklar. Bu çocuklar seçilmiş, özel çocuklar. Zaten yarışmaya 1-0 önde başlıyorlar. 16-17 yaşındasınız, dünyanın en büyük kulüplerinden Arsenal, dünyanın genç oyuncuya en çok değer veren teknik direktörlerinden biri olan Arsene Wenger tarafından seçiliyorsunuz. Bu bir sporcu için, bir çocuk için tarifi olmayan bir mutluluktur.

DÜNYA KÜÇÜK

Bir diğer yandan, sportif anlamda dünyanın ne kadar küçüldüğünü görüyoruz. Dünyanın ücra köşelerindeki yetenekler takip ediliyorlar. Henüz 15-16 yaşında kendinizi birden başka bir ülkede, başka arkadaşlarla, başka bir kurumsal yapının içinde buluyorsunuz. Çocuklar açısından olağanüstü bir değişim. Plzen’den, Varşova’dan veya Norveç’in bir köyünden Londra’ya, Madrid’e gelmek... Bütün gözler sizin üzerinizde. Seçilmiş olduğunuz için şanslısınız ama bu şimdi sizin için çok büyük bir baskı. 

DÜNYA BU YÖNE GİDİYOR

Manchester City gibi, gelirinin kaynağı futbol dışı unsurlara dayanan ve uçsuz bucaksız para harcayan kulüpler bile, uçsuz bucaksız harcadıkları paranın yanında, altyapıya anormal derecede yatırım yapıyorlar. “Para babası” Chelsea kulübünün transfer meselesine yaklaşımı, pilot kulüp anlaşmaları, oyuncu kariyer yönetimleri ders olarak okutulacak düzeyde. Beşiktaş’ın bu bağlamda Chelsea ile, detayları açıklanmayan bir anlaşma yaptığını da not etmek gerek.
Salih Uçan’ı 4 yıldır Avrupa kulüpleri takip ediyordu. Peki İtalyanlar, İspanyollar, İngilizler “bizim” mahallemizde oynayan çocuğu, bizden daha iyi mi takip ediyorlar? Evet, çünkü muhtemelen Roma’nın Salih takibi, Fenerbahçe’nin Salih takibinden önceye dayanıyor. Çok acı ki, Muhammed Demirci, bundan 5 sene önce Real Madrid tarafından istendiğinde gidebilseydi, bugün daha iyi bir sporcu olarak karşımıza çıkabilirdi. Beşiktaş’ın Batuhan Karadeniz’in mevcut yeteneklerinin üzerine hangi sportif değerleri yerleştirebildiği ise tartışmaya açık bile değil. 

TÜKETİMİN YANINDA ÜRETİM

Futbol, artık sadece tüketerek var olunabilen bir mecra değil. Üretmek zorundasınız. Real Madrid de oldanız üretmek zorundasınız, Fenerbahçe de olsanız üretmek zorundasınız. İsterseniz 15 yaşındaki çocuğu alıp şekil vererek üretirsiniz, isterseniz 30 milyon avroya aldığınız oyuncunun üzerine değer katarsınız. İşte o kattığınız değer de, sizin futbol dünyasındaki saygınlığınıza işaret eder. Türk sporunda tek bir anahtar kelime olmalı, o da;  üretim. Onun için de, bir başka bakış açısı gerekli. Tam da o yüzden, Arsenal’in Mesut Özil değil, Bielik transferine bakmak gerek; burada ne var diye.

ÖNCEKİ HABER

Tatilde ne yapsak?

SONRAKİ HABER

Deliçay HES projesi iptal edildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...