Tüzel: Sona doğru gidişin başlangıcı

Cem GURBETOĞLU
Ankara

HDP İstanbul Milletvekili Levent Tüzel, Başbakan Davutoğlu'nun  “Hiçbir milletvekilimize baskı ve yönlendirme olmamıştır” sözlerini “iki yüzlülük” olarak niteledi. AKP Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar'ın fire sonrası “İçimizdeki hainlerdir bunlar” açıklamalarını Davutoğlu'nun yalanladığına dikkat çeken Tüzel, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın işin ucunun kendisine dokunacağını bildiği için bizzat devreye girdiğinin altını çizdi.

Dört eski Bakan için yapılan Yüce Divan oylaması ve Davutoğlu'nun açıklamalarını gazetemize değerlendiren Tüzel, “Başından beri parti sözcülerinin, Cumhurbaşkanı'nın yaptığı açıklamalar hem komisyon üyeleri hem de AKP grubu üzerinde baskı oluşturdu.  Çıkan sonuçtan sonra Başbakan'ın yaptığı açıklamalar tam bir su üstüne çıkma çabası ve iki yüzlülük” dedi.

Şamil Tayyar'ın “içimizdeki hainler” diyerek Davutoğlu'nu yalanladığına dikkat çeken Tüzel, bu sözlerinin AKP'nin tükenişini ifade ettiğini söyledi. Tüzel, “Şamil Tayyar'ın sözleri Davutoğlu'nun, Arınç'ın açıklamalarının aksine AKP'nin ne kadar despotik bir yapıda olduğunu gösteriyor” diye konuştu.

Tüzel, “Bu dört bakanın kürsüde kendilerini savunamamış olmaları, Yüce Divana gidip aklanmayı tercih etmemeleri nedeniyle bütün bu suçlamalar hayatları boyunca üzerlerinde asılı kalacak. Genel kurul Yüce Divana gönderilmeme yönünde karar alsa da Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluk skandalı denebilecek bu suçlamalar, AKP hükümetinin de üzerinde asılı duracak. Halkın aklında da, vicdanında da unutulmayacak” diye konuştu.

'RET DİYENLER SUÇA ORTAK OLDULAR'

AKP'nin oylamada verdiği fireye ilişkin Tüzel, “Bir kısım milletvekilleri inançları, vicdanları ya da kişisel ilişkileri nedeniyle bakanların Yüce Divana gitmeleri yönünde oy vermiş olması bir yandan AKP içindeki çatlağın büyüyeceğini, diğer taraftan halka da bu yolsuzluğu açıklamak zorunda kalacaklarını gösteriyor. Bakanların Yüce Divana gitmemesi yönünde oy kullananlar ise bu suça iştirak etmişlerdir. Bu yolsuzluğu sahiplendiklerini göstermişlerdir” dedi.

Artık AKP'nin boynunda daha büyük bir vebal olduğunu belirten Tüzel, bu durumun parti içinde bir kırılma ve sona doğru gidişin de başlangıç noktası olacağını söyledi.

'DAHA FAZLA SORGULANACAK'

Tüzel, Meclis Komisyonu adına kürsüden yapılan sunumu da eleştirdi. Delillerin hukuk dışı elde edildiği, bu nedenle yok hükmünde olduğu savunmasının yeterli olmadığını dile getiren Tüzel şunları ifade etti: “Zaten 17 ve 25 Aralık operasyonunu yapanlar gerçek anlamıyla bir hukuk düzeni içerisinde hareket etmediler. Ne emniyet, ne savcılık böyle bir mekanizmanın içerisinde değildir. Siyasi bir operasyonu yürüttüler. Amaçları birtakım delilleri ortaya atıp hükümet üzerinde itibar sarsıcı bir tablo ortaya koymaktı. Ama olayın muhatabı kişilerin bakan olmaları ve yolsuzluk gibi hesap verilmesi gereken bir konuda suçlandıkları düşünüldüğünde, delillerin hukuka aykırı toplanıp toplanmadığında da kararını verecek yer Yüce Divan olmalıydı. Ama oraya gitmekten geri durdular. Komisyon da hükümetin bu tercihine uygun bir soruşturma yürüttü. Muhalefet milletvekillerinden dosya gizlemekten, tanıkları dinlememeye kadar birçok yönüyle işlevsiz bir mekanizma işletildi.

“Aksi olsaydı sadece bakanların değil, AKP'nin el attığı her alanda benzer çıkar ve yolsuzluk ilişkilerinin olduğu ortaya çıkacak” diyen Tüzel, AKP'nin artık halkın gözünde daha güvenilmez ve daha sorgulanır bir parti haline geleceğini söyledi.

'ERDOĞAN FİREYE ENGEL OLAMADI'

Tüzel, komisyonun karar açıklamayı ertelemesinin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu toplantısı, hükümetin açıkladığı “şeffaflık paketi”nin Erdoğan tarafından eleştirilmesinin yolsuzluk konusunda bizzat Erdoğan'ın devreye girdiğinin göstergeleri olduğunu dile getirdi. Tüzel, “Erdoğan, anayasadaki yetkilerini de zorlayan, tarafsızlığını yitiren bir tutumu sürdürüyor. Aslında bu tutumu yolsuzluk meselesindeki sorumluluğunun gözler önüne seriyor. Bunun da farkında olduğu için her alanı kontrol altına almak istiyor. Bakanlar da, AKP'li milletvekilleri de farkındalar ama bütün buna rağmen fire vermeleri engellememesi, bu tartışmanın bitmeyeceğinin göstergesi” diye konuştu.