20 Ocak 2015 01:02

En temel hedefimiz AKP’nin yenilmesi

Halkın Türkiye Komünist Partisi (HTKP) Merkez Komite Üyesi Erkan Baş ile yaklaşan genel seçimleri ve demokrasi güçlerinin seçime dair izleyeceği çizgiyi konuştuk. Birleşik Haziran Hareketi olarak somut kararlarını gelecek hafta belirleyeceklerini söyleyen Baş, “BHH, en başa AKP’nin yenilmesi ve karşı devrimin durdurulması hedefini yazacaktır” dedi.

Paylaş

Faruk AYYILDIZ

Halkın Türkiye Komünist Partisi (HTKP) Merkez Komite Üyesi Erkan Baş ile yaklaşan genel seçimleri ve demokrasi güçlerinin seçime dair izleyeceği çizgiyi konuştuk. Birleşik Haziran Hareketi olarak somut kararlarını gelecek hafta belirleyeceklerini söyleyen Baş, “BHH, en başa AKP’nin yenilmesi ve karşı devrimin durdurulması hedefini yazacaktır” dedi. 

2015 genel seçimlerine gidilen ortamı nasıl değerlendiriyorsunuz?
AKP, emperyalizmin ve Türkiye sermaye sınıfının hayallerini hayata geçirmiş, karşı  devrimci bir partidir. Türkiye’de sermayenin dilediği gibi hüküm süreceği, emekçilerin tüm ekonomik ve sosyal haklarının budandığı bir düzenin, bir piyasa faşizminin yaratılması, ancak yobazlığın iktidarıyla mümkündü. AKP eliyle bu gerçekleşiyor. 

Bu iktidarın sürdürülebilmesi için daha yoğun bir gericiliğe, sömürü koşullarının artırılmasına, toplumun zor aygıtıyla daha fazla baskı altına alınmasına, bölgedeki şiddetin tırmandırılmasına ihtiyaç vardır.
Türkiye gibi, sınıfsal mücadele geleneğinin, yurtsever ve aydınlanmacı birikimin olduğu bir ülkenin AKP’nin karşı devrimine kolaylıkla boyun eğmesi, bu sürecin iktidar açısından sorunsuz atlatılması beklenemezdi, öyle de oldu. TEKEL direnişinden bu yana ve en ciddi örneğini Gezi’de gördüğümüz haliyle Türkiye’de emekçiler ve ilerici halkımız bu karanlık gidişe direnmekte, boyun eğmemektedir.

İşte Türkiye 2015 seçimlerine giderken, karşımızda böyle bir tablo bulunuyor: Bir yanda, varlığını sürdürebilmek için daha da saldırganlaşmaktan başka bir şansı olmayan sermaye iktidarı, diğer yanda, boyun eğmediğini gösteren ancak derlenmesi, örgütlenmesi ve hedefe yöneltilmesi gereken bir direniş…
AKP yapmakta, kurmakta zorlanan, esasında yıkıcı bir parti. Geride bıraktığımız 13 yılda gördüğümüz buydu. Bugün bu parti kendisi açısından, taşları yerli yerine oturtacağı, karşı devrimine kurumsal bir kimlik kazandıracağı yeni bir açılım peşinde.  

2015 seçimleri de bu süreçte  önemli bir uğrak noktası olacaktır. Başında karşı devrimci bir iktidar olan İkinci Cumhuriyet, seçimlerin ardından başkanlık ve anayasa tartışmalarıyla, kendi iktidarını kalıcılaştıracak bir politik hamle yapmak istiyor. 

Halkın Türkiye Komünist Partisi olarak biz, 2015 seçimlerini bu eksende değerlendiriyor, AKP’nin cüretkar heveslerini boşa çıkarmanın bir adımı olarak önemsiyoruz.

Çok önemsediğimiz Birleşik Haziran Hareketi, AKP’nin karşı devrimini durdurmak ve Türkiye’de, emekçilerin cumhuriyetinin temellerini atmak için atılmış adımlardır.

Birleşik Haziran Hareketi seçimlerde nasıl bir yol izleyecek? 

BHH seçim odaklı kurulmuş bir yapı değil. Türkiye emekçi halkının 2013 Haziranında ortaya çıkan o muazzam itirazına güvenen, ondan öğrenmek isteyen, onu örgütlü bir güce dönüştürmek isteyen bir hareketiz. Sosyalist özneleri de kapsayan ancak, Türkiye’nin dört bir yanında direnmekte olan, AKP Türkiyesi’ne itiraz eden kesimlerin ortak mücadele cephesi olması amacıyla kurulmuştur. Siyasetin dört yılda bir sandığa gitmek anlamına gelmediğini, sokakta, fabrikada, mahallede, okulda mücadelenin önemini kavramış olanların hareketiyiz. Haziran açısından öncelik budur.

Öte yandan, seçimler Türkiye’de siyasi ve toplumsal mücadeleler bakımından elbette önemsenmesi gereken bir olgudur. Direniş, öyle ya da böyle kendisini sandıkta da göstermelidir. Birleşik Haziran Hareketi’nin geçen ay Ankara’da 150’nin üstünde meclisi temsil eden 1500 civarı delegeyle toplanan Türkiye Meclisinde de, seçimlerde birlikte hareket etmenin, ortak bir tutum belirlemenin önemli olduğunun altı çizilmiştir.

Haziran’ın seçimlere ilişkin kararı henüz netleşmiş değil. Bu hafta sonu Haziran yürütmesi, hem Haziran’ın kuruluşuna öncülük eden Vişnelik toplantılarının bileşenleri, hem de Türkiye’nin önemli bir aydın birikimiyle bir araya gelerek, seçimlere ilişkin yol haritasının ayrıntıları üzerine fikir alışverişinde bulunacak. Bu toplantı ve yerel meclislerde yapılacak değerlendirmelerin ardından seçimlere ilişkin somut bir tutum belirlenecek.

Ancak şunu söyleyebilirim, Birleşik Haziran Hareketi somut kararını belirlerken en başa, AKP’nin yenilmesi ve karşı devrimin durdurulması hedefini yazacaktır.

AKP iktidarının 2015 seçimlerinden güçlü çıkması halinde baskı ve otoriterleşmenin daha da artacağı yorumları var ve birleşik muhalefet ihtiyacına vurgu yapılıyor. Önümüzdeki dönem böylesi bir birleşik muhalefet mümkün mü?

2015 seçimlerinden sonrası için mesele yalnızca baskı ve otoriterleşmenin artırılması değil. Bu bir araç. Asıl amaca bakmak gerekiyor. Asıl amaç, “Yeni Türkiye” safsatasının hukuki, kurumsal temellerinin atılması, başkanlık ve “yeni anayasa” ile yapının örülmesi, toplumun her alanındaki gericileşmenin dizginlerinden boşalması… Bunun için daha fazla baskıya, daha fazla otoriterleşmeye muhtaçlar. Pedala basmadıklarında düşeceklerini biliyorlar. İşte tam da böylesi bir hedefi gördüğümüz için ve buna karşı halkın gücüne güvendiğimiz için Birleşik Haziran Hareketinin bir parçasıyız ve çağrımız açık: Gericiliğe, sömürüye ve emperyalizme karşı olan güçler bir araya gelmeli. Türkiye’nin geleceğinde AKP’yi görmeyen, planlarını AKP üzerine inşa etmeyen tüm güçler bir araya gelmeli, bunun yolları üzerine düşünmeli, çaba sarf etmeli. 

Bu konuda bir noktaya daha değinmek isterim. Bu bir araya geliş ya da ortak mücadele yalnız muhalefet misyonuna da sıkıştırılmamalı. Türkiye’nin geleceği tartışılırken, Türkiye ve dünya kapitalizmi ağır bir krizin içinden geçerken, bizler iktidar hedefiyle, emekçilerin Türkiyesi’nin kurulacağı iddiasını somutlayan bir güç olarak ortaya çıkmalıyız.

‘KÜRT HAREKETİNİN KENDİNE SORMASI GEREKİYOR...’ 

Kürt hareketinin, Alevi, sol, sosyalist güçler ile Kürtlerin birlikte hareket etmesi çağrısını biliyorsunuz. Emek Partisi de 7. Kongresinde bu yönde bir çağrıda bulundu. Siz ne diyorsunuz? 

Öyle bir dönemdeyiz ki, herkes bir testten geçiyor. Yıllardır, AKP gericiliğiyle ilgili çok sözler söyledik. AKP’ye bel bağlanmaması gerektiğini, orada aydınlık bir geleceğin olmadığını, o yolun yol olmadığını söyledik. Şimdi Kürt hareketi dahil olmak üzere, bir dizi öznenin kendine şu soruyu sorması gerekiyor. AKP ile ortak bir gelecek mi arzuluyoruz, yoksa, kardeşliğin ve barışın tesisi için iktidar partisini yıkmamız mı gerekiyor? Kız ve erkek çocuklarını bir arada görmeye tahammül edemeyen yobaz sapkınlığa, laikliği bir bütün olarak ortadan kaldıran girişimlere tahammül edecek miyiz, etmeyecek miyiz? AKP’nin anayasa ve başkanlık hamlelerine net bir karşı çıkışı örgütleyecek miyiz, yoksa “Bunlardan ne kazanırız” hesaplarına mı girişeceğiz? Sorun bizce bu kadar basittir.

Bir şey daha ekleyelim… Aynı sorular, kendilerine Kemalist, ulusalcı vs. diyen kesimler için de geçerlidir. Bu kesimler de kimi örneklerde gördüğümüz gibi, özellikle Kürt meselesinde AKP lehine yeni bir “yetmez ama evet” pozisyonunu üretmiştir. Bu kesimler de AKP’nin düşmanlık üreten politikalarına onay verip vermeyecekleri üzerine düşünmeli, kardeşlik projesini nasıl üretebileceğimiz üzerine kafa yormalıdır.  

Birleşik Haziran Hareketi tüm demokrasi güçlerini kapsayan tarifiyle böyle bir birliktelik içerisinde yer alır mı?
Haziran henüz kurullarında seçim kararını olgunlaştırmamıştır. Bu nedenle, söyleyebileceklerim yalnız yukarıdaki genel ilkeleri hatırlatmak şeklinde olabilir. Bunun dışında bir söz söylemek Haziran’ın kendi iç hukukunu göz ardı etmek anlamına gelir ve bunu tercih etmeyiz. Gelecek hafta itibariyle daha somut tartışabileceğimizi düşünüyorum.

ÖNCEKİ HABER

Fatih'in Fedaisi: Kara Murat

SONRAKİ HABER

Bana masal anlatma

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa