O kadar delile rağmen şüphe yokmuş!
Meclis Soruşturma Komisyonu AKP’li 4 eski bakan hakkında hazırladığı rapor milletvekillerine dağıtılmaya başlandı. Raporda delillerin hukuka aykırı bir şekilde toplandığı iddiası sık sık dile getirilerek “takip sonucu elde edilen bulgular yok hükmündedir” denildi.

Meclis Soruşturma Komisyonu AKP’li 4 eski bakan hakkında hazırladığı rapor milletvekillerine dağıtılmaya başlandı. Raporda delillerin hukuka aykırı bir şekilde toplandığı iddiası sık sık dile getirilerek “takip sonucu elde edilen bulgular yok hükmündedir” denildi. Ayrıca raporda İstanbul Cumhurbaşkanlığı Başsavcılığı’nın verdiği takipsizlik kararlarına atıf yapılarak, “Yüce Divana sevk konusunda yeterli şüpheye ulaşılamadı” denildi. Rapor, komisyonun bakanları aklamak üzere kurulduğu iddialarını bir kez daha doğrular nitelikte. CHP ve MHP’li komisyon üyeleri de karara muhalefet şerhlerini yazılı olarak hazırladılar.
Geçtiğimiz hafta çalışmalarını tamamlayan komisyon AKP’li üyelerin oylarıyla eski bakanların Yüce Divan’a sevkine gerek olmadığına karar vermişti. Komisyonun beklenen raporu bugün vekillere dağıtılmaya başlandı. Raporun genel değerlendirme ve sonuç bölümünde, soruşturmanın “Hukuka uygun/hukuka aykırı her türlü yöntem kullanılabilir, gerekirse üçüncü kişilerin hukukları dahi ihlal edilebilir” anlayışıyla işletildiği savunuldu.
‘SORUŞTURMA HİLELİ, BULGULAR YOK HÜKMÜNDE’
Raporda, “İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu ve emrinde çalışan Emniyet Organize Suçlar Şube Müdürlüğü tarafından yasaların hileli yollar denenerek aşılması suretiyle yetkisiz-hukuksuz olarak yürütülen soruşturma neticesinde 4 eski Bakan hakkında düzenledikleri rapor ve ekinde yer alan iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması ve teknik araçlarla takip sonucu elde edilen bulgular yok hükmündedir” denildi.
‘DOĞRU OLSA DA SAVCI YETKİSİZ’
Raporun sonuç bölümünde bakanlar hakkında “tesadüfi delil” elde edilmesiyle ilgili ifadelerde dikkat çekici. Tesadüfi delilin ihbar niteliğinden öteye geçmesinin mümkün olmadığı belirtilen raporda, “Bütün bunların yanında bakanlarla ilgili olarak elde edilen tesadüfi delilden sonra Cumhuriyet savcısının soruşturma açma yetkisi bulunmadığına göre artık bu delil de yapılan soruşturmada değerlendirmeye alınamaz” denildi.
‘PARA ALIŞVERİŞİ YOK’
Ayrıca raporda rüşvet suçunun işlenebilmesi için “taraflar arasında belirli bir işin yapılması veya yapılmaması konusunda bir anlaşma yapılmış olması gerektiği” bunun için yapılacak işin de ilgili bakanın görev alanında olması gerektiği belirtilirken, “4 Bakana isnat edilen fiiller ayrı ayrı değerlendirildiğinde hukuka aykırı bir durum görülmemiştir. Dolayısıyla, rüşvet vermeyi ve almayı gerektirecek bir husus görülmemekle birlikte bir an için bunların hepsini bir tarafa koyduğumuz takdirde dahi rüşvet olarak bir para alışverişinin yapıldığı hususunda dava açmayı gerektirecek kadar yeterli şüpheye ulaşılamamıştır. Esasen yolsuzluk suçlarından sayılan zimmet, irtikap gibi fiillerin işlendiğine dair de hiçbir delil yoktur. Zaten bu konuda bir iddia da yoktur” ifadeleri kullanıldı.
ÇAĞLAYAN: ZATEN YETKİM YOK
Hakkında “sahtecilik”, “kaçakçılık” ve “rüşvet” suçlarında soruşturma yapılan eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın savunmasının özetine yer verilen raporda Çağlayan’ın Gana’dan kaçak yollarla Türkiye’ye sokulmak istenen 1.5 ton altınla ilgili “adli veya idari soruşturma konusunda hiçbir hareketi olmadığı yönündeki ifadesine ve “Bu konuda zaten bir yetkim de yoktur” sözlerine yer verildi. Sahte belge düzenlemediğini savunan Çağlayan’ın “Hediye olarak verildiği iddia edilen saat ve piyanonun parası da tarafımdan elden ödenmiş olup, hediye iddiası doğru değildir” şeklindeki beyanları da raporda yer aldı. Raporda, Zafer Çağlayan’ın Reza Zarrab’a ödediği saat parasını, kardeşi Şenol Çağlayan’ın hesabına aktarılan ve şirket hisse devrinden kaynaklanan alacaktan ödediği yöndeki savunması aktarıldı. Ayrıca Çağlayan’ın 40 bin Euroluk piyanoyu da eşine ait 47 bin Euro ile ödendiği beyanına da raporda yer verildi.
GÜLER’İN HABERİ YOKMUŞ
Raporda, Eski İçişleri Bakanı Muammer Güler’in Rıza Sarraf hakkında soruşturma yapılıp yapılmadığının araştırılmasını istediği iddiasına ilişkin savunmasına da kısaca yer verildi. Güler’in “kişinin bazı sivil kişiler tarafından takip edildiğini bildirmesi üzerine güvenlik açısından araştırılmasını istediği, süren soruşturmadan haberdar olmadığı” yönündeki sözlerine yer verilen raporda, eski bakanın oğlu Barış Güler’in malvarlığının çoğunluğunu Bakanlık döneminden önce yaptığı beyanı aktarıldı.
BAĞIŞ ‘HAYIRLI OLSUN’ DEMİŞ
Eski AB Bakanı Egemen Bağış’ın Reza Zarrab’ın otel açma teşebbüsünde Zarrab’a yardımcı olduğu yönündeki iddialara ilişkin raporda, eski bakanın “bilgi paylaşımında bulunduğu” ve “hayırlı olsun demekten dışında hiçbir ilgisinin olmadığı” yönündeki sözlerine yer verildi. Bağış ve eşinin tartışılan malvarlığı artışına ilişkin de şu tespitler raporda yer aldı: “Yaptırılan malvarlığı incelemesi sonucunda bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere dikkati çeken üç adet gayrimenkulün birisinin annesinden intikal ettiği, ikincisinin önceden satmış olduğu bir gayrimenkulün parasıyla satın alındığı, üçüncüsünün de bir inşaat şirketinden taksitle satın alındığı bildirilmiş, buna dair belgeler ibraz edilmiş olup bu savunmasının aksine kovuşturmayı gerektirecek başka bir deyişle Yüce Divana sevk edilmesine yetecek yeterli şüpheye ulaşılamamıştır”.
BAYRAKTAR’I KISA GEÇTİLER
Raporda en kısa bölüm ise Çevre ve Şehircilik eski Bakanı Erdoğan Bayraktar hakkındaki oldu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının “suç işlendiğine dair hiçbir delil elde edilemediği gerekçesiyle takipsizlik kararı verdiği”, “verilen bu kararın kesinleştiği anlaşılmıştır” denilmekle yetinildi. Raporun “Sonuç ve Karar” başlıklı bölümünde “Tüm dosya münderecatı ile gerekçesi detaylı şekilde yukarıda belirtildiği üzere Yüce Divana sevk konusunda yeterli şüpheye ulaşılamadığından” bakanların Yüce Divana sevk edilmemesine oy çokluğuyla karar verildiği ifade edildi.
MUHALEFET ŞERHİNDE TAPELER DE VAR
Meclis Soruşturma Komisyonu’nun dört eski bakanın telefon konuşmalarını içeren tapelerin imha edilmesi kararı almasına karşın CHP’li üyeler, komisyona sundukları muhalefet şerhinde savcılıktan Meclise gönderilen tapelerin tümü yer alıyor. MHP’nin muhalefet şerhinde de bakanlarla ilgili rüşvet, imtiyaz sağlama, görevini kötüye kullanma iddiaları ve Reza Zarrab’la olan ilişkilere yer verildi. Dosyada, MİT’in Başbakanlığa yazdığı rapor, MASAK kayıtları, telefon tapeleri, görüntüler, MASAK uzmanı Ali Demir’in hazırladığı rapor, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturma dosyasında bulunan tanık ifadeleri ve bankalar yeminli murakıbı tarafından hazırlanan bilirkişi raporu yer aldı.
CHP’nin muhalefet şerhinde dört eski bakan hakkında yer verilen iddialar şu ifadelerle yer aldı:
“Zafer Çağlayan’a gönderildiği anlaşılan 10 farklı para teslimi eyleminde toplam 23 milyon 989 bin 500 avro para gönderildiği ve bu para teslimi eylemlerinde Omid Saedzaman ve (Sadık) Mohammadsadegh Rastgarshishehg isimli şüphelilerin rüşvete kuryelik yaptıkları anlaşılmıştır.”
“Rıza Sarraf’ın Abdullah Happani’ye verdiği talimatla Özgür Özdemir, Hikmet Tuner ve ardından Barış Güler aracılığı ile Muammer Güler’e ulaştırılmak üzere toplam 3,5 milyon dolar verdiği, hem fiziki takip çalışmalarından hem de teknik takip çalışmalarından anlaşılmıştır.”
“Egemen Bağış’ın Rıza Sarraf’tan kurulan rüşvet anlaşmasının gereği olarak; 19.04.2013 tarihinde ayakkabı kutusunun içinde AB Bakanlığı makamında verilen 500 bin dolar, 29.08.2013 tarihinde Vakko’dan alınan takım elbise ile verilen 500 bin dolar, 09.10.2013 tarihinde bir kutu çikolata ile verilen 500 bin dolar olarak belirlenmiştir.”
“Erdoğan Bayraktar’ın nüfuzunu kullanması suretiyle sağlanan maddi menfaatlerdir. Bu sağlanan menfaatlere örnek vermek gerekirse; oğlunun firmalarına ihale/alım işi verilmesi, inşaat yıkım işinin tanıdıklara verilmesi, ev alımında indirim, büfe tahsisi sayılabilir.” (Ankara/EVRENSEL)
Evrensel'i Takip Et