10 Ocak 2015 00:53

Gazeteciler günü kutlu olsun!

Türkiye’de 10 Ocak “Çalışan Gazeteciler Bayramı” olarak anılırken, RSF Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, Türkiye ve dünyanın gazetecilik açısından kapkara bir tablo içerisinde bulunduğunu söyledi. TGS İstanbul Şube Başkanı Gökhan Durmuş ise, gazetecilerin, patronun, iktidarın ve emniyetin hedefi olmaktan bir türlü kurtulamadığına dikkat çekti.

Paylaş

Türkiye’de 10 Ocak “Çalışan Gazeteciler Bayramı” olarak anılırken, RSF Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, Türkiye ve dünyanın gazetecilik açısından kapkara bir tablo içerisinde bulunduğunu söyledi. TGS İstanbul Şube Başkanı Gökhan Durmuş ise, gazetecilerin, patronun, iktidarın ve emniyetin hedefi olmaktan bir türlü kurtulamadığına dikkat çekti.

10 Ocak 1961 yılında gazetecilerin çalışma koşullarını iyileştiren 212 sayılı Yasa’nın yürürlüğe girmesiyle 9 gazete sahibi, yasayı protesto etmek amacıyla 3 gün boyunca gazete yayımlamama kararı aldı. Bunun üzerine gazete çalışanları, 10 Ocak 1961 günü haklarına sahip çıkmak amacıyla yürüyüş düzenledi ve patronlarının gazete çıkarmayı reddettiği üç gün boyunca “Basın” isimli gazete çıkardı. O tarihten itibaren “Çalışan Gazeteciler Bayramı” olarak kutlanan 10 Ocak, gazetecilere verilen hakların geri alındığı 12 Mart 1971 darbesinin ardından “Çalışan Gazeteciler Günü” olarak anılmaya başlandı.

2014 YILINDA 32 ÜLKEDE 138 GAZETECİ KATLEDİLDİ

10 Ocak “Çalışan Gazeteciler Günü” olarak ilan edilse de, gazeteciler dünyanın birçok yerinde ya gerçekleri kamuoyuyla paylaştığı ya da iktidarları eleştirdiği için katlediliyor, tutuklanıyor, gözaltına alınıyor, polis şiddetine maruz kalıyor ya da medya patronları tarafından işlerine son veriliyor. Üzerlerinde bu denli baskı, şiddet ve sansür had safhada olan gazetecilerin sayıları günden güne artarken Press Emblem Campaign’in (PEC) verileri, bu şiddetin ne denli büyük olduğunu gözler önüne seriyor. 2014 yılı PEC’in verilerine göre, 2012’den sonra en çok ölümün yaşandığı yıl oldu. Yine, PEC’in verilerine göre, 2014 yılında 32 ülkede 138 gazeteci mesleki faaliyetlerinden dolayı katledilirken, son olarak Paris’te Charlie Hebdo adlı mizah dergisine yapılan saldırı sonucu ise 10 karikatürist öldürüldü.

 500’ÜN ÜZERİNDE GAZETECİ İŞTEN ATILDI

Gazeteci katliamları dünyada giderek artarken, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün 2014 yılı basın özgürlüğü raporunda, basın özgürlüğünde dünyada 154’üncü sırada olan Türkiye’de de tıpkı ‘90’larda olduğu gibi iktidarın kirli yüzünü ortaya çıkaran gazeteciler ya katlediliyor ya tutuklanıyor ya gözaltına alıyor ya da polislerce şiddete maruz kalıyor. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Türkiye Gazeteciler Sendikasının 2014’ün gazetecilere en çok baskının yapıldığı yıl olduğunu bildirirken, TGS ve TGC’nin 2014 yılı basın davalarına ilişkin raporuna göre, sadece 17-27 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu süreciyle ilgili 60’ın üzerinde gazeteciye 100’ü aşkın dava açıldı. Yine rapora göre, 20 gazeteci tutuklu, 500’ün üzerinde gazeteci işten atıldı, 217 gazeteci darbedildi, 559 gazeteci, yazar ve medya çalışanın işine son verildi, 83 gazeteci istifa etti, toplu işten çıkartmalar, yıl boyunca sürdü.

‘…BAĞDU, GEERDİNK, HEBDO…’

Türkiye’de yıl boyunca saldırıya uğrayan gazeteciler üzerinde özellikle 6-8 Ekim Kobanê eylemleri sırasında polis şiddeti artarken, Azadiya Welat Çalışanı Kadri Bağdu, Adana’da katledildi. Bağdu’nun katledilmesine ilişkin etkili bir soruşturma yürütülmezken, geçtiğimiz günlerde ise, Diyarbakır’da yaşayan Hollandalı gazeteci Frederike Geerdink, evine yapılan baskının rdından “Örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla gözaltına alınıp sorgulandı.

10 Ocak “Çalışan Gazeteciler Günü”nün 54’üncü yıl dönümünde, geçmişten bugüne kadar hakları gasbedilen gazetecilerin üzerindeki baskı, sansür, şiddet ve tutuklamaların daha da artmasına yönelik Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu ve TGS İstanbul İstanbul Şube Başkanı Gökhan Durmuş, DİHA’ya değerlendirmelerde bulundu.

Önderoğlu, “Adına 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü diyoruz ama Türkiye’de daha çok, işsiz bırakılan ve çalıştıkları iş yerlerinde tedirginlik yaşayan gazeteciler gündemde” diyerek, AKP iktidarının, gazetecilerin bu güne kadar elde ettikleri sınırlı güvenceleri yok etme yönünde yasal girişimlerde bulunduğunu ifade etti

Önderoğlu, şunları söyledi: “Bu güvensizlik öyle bir boyuta ulaştı ki Paris’te mizahi dergi Charlie Hebdo’ya yapılan silahlı saldırıyı da ekleyecek olursak aslında kapkara bir tablo içerisinde yer alıyoruz. Yarınımızın çokta belli olmadığı, yasal güvencelerin olmadığı, olsa bile para etmediği bir düzlemde yaşıyoruz. Dolayısıyla her düzlemde gazeteci dayanışmasının çok daha önemli hale geldiğini görüyoruz. Sadece yerel dayanışma değil, ulusal ve uluslararası dayanışmaya sarılacağımız günlere doğru gidiyoruz galiba.”

‘ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜ DEĞİL MÜCADELE GÜNÜ’

1990’dan sonra gazetelerden TGS’nin tasfiye edilmesiyle güvencesizliğin, baskının ve sansürün hızla artarak gazetecilerin tutuklanmasına kadar vardığını ifade eden TGS İstanbul İstanbul Şube Başkanı Gökhan Durmuş ise, AKP iktidarı döneminde tutuklu gazeteci sayısının yüzü geçmesinin, gazetecilerin nasıl bir baskının altında olduğunun göstergesi olduğunu dile getirdi.

Şu anda cezaevlerinde 20 gazeteci tutuklunun bulunduğunu belirten Durmuş, “Gazeteciler, patronunun, iktidarın ve emniyetin hedefi olmaktan bir türlü kurtulamamaktadır. Daha dün Hollandalı bir meslektaşımız gözaltına alındı. AA’dan 15 meslektaşımız işten atıldı. Her ay onlarcası işten atılmaya devam ediyor. Basın özgürlüğü sadece mücadele edilmesi gereken bir ifade olarak hayatımızda yerini aldı” diye konuştu.

‘BASKI DÜZENİNE KARŞI ÖRGÜTLENMELİYİZ’

Böyle baskıcı bir ortamda 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nün, Türkiye Gazeteciler Sendikası için bir mücadele günü olduğunu ifade eden Durmuş, tüm gazetecilere baskı düzenine karşı örgütlenme, sendikal mücadele çağrısında bulundu.

ÖNCEKİ HABER

O aslında Rüstem Batum

SONRAKİ HABER

AKP müfettişine dokundurtmuyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...