Güleryüz’ün yarım yüzyıllık tutkulu mücadelesi
İstanbul Modern, Ressam ve Resim: Mehmet Güleryüz Retrospektifi Mehmet Güleryüz’ün 1960’lı yıllardan 2010’lu yıllara uzanan kariyerinin dökümünü sunuyor.

İstanbul Modern, Ressam ve Resim: Mehmet Güleryüz Retrospektifi Mehmet Güleryüz’ün 1960’lı yıllardan 2010’lu yıllara uzanan kariyerinin dökümünü sunuyor.
Sergi, figür temelli çalışmalarıyla Türkiye’deki sosyo-kültürel ve politik dönüşümün insanlar üzerindeki etkilerini eleştirel ve ironik bir dille dışavuran sanatçının; resimden desene, heykelden gravüre, tiyatrodan performansa uzanan zengin ifade arayışının gelişim ve dönüşümüne ışık tutuyor. İstanbul Modern’in 28 Haziran’a kadar Süreli Sergiler Salonu’nda yer alacak yeni retrospektifinde, 150’ye yakın yapıt ve multimedya sunumuyla 200’e yakın desen bir araya geliyor.
Küratörlüğünü İstanbul Modern Direktörü Levent Çalıkoğlu’nun üstlendiği retrospektif; aile, toplumsal koşullar, sosyo-ekonomik ve çevresel etkenler, doğa-insan, sınıfsal mücadeleler ve varoluş sorunlarıyla şekillenen bireyin kendisini var etme arzusundaki karmaşık süreçleri keskin bir gözlem gücüyle yapıtlarına aktaran Mehmet Güleryüz’ün kendine özgü imge tipolojisini kronolojik bir akışla sunuyor.
‘BENİM RESMİM İHTİYAÇTAN ÇIKAR’
Sergiyle ilgili basın toplantısına Mehmet Güleryüz, İstanbul Modern Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eczacıbaşı, İstanbul Modern Direktörü ve sergi küratörü Levent Çalıkoğlu katıldılar.
Sergi başlığının “Ressam ve Resim” olmasının, sanatıyla bağlantılı olarak iki kavramı da açıklayacağı ve ilişkisini göstereceği düşüncesine işaret ettiğini belirten Mehmet Güleryüz, “Mesele resim yapmak değil, resim düşünmek. Resim düşünen kişidir ressam. Resim düşüncesi çok ciddi başka değerleri, uğraşları da içine alıyor: Felsefeyi, tarihi, sosyolojiyi. Kendi resim ihtiyaçlarım doğrultusunda kendimce gezindim, resim sevgimin götürdüğü yere gittim. Düşünsel ihtiyaçlarıma göre, teknik ihtiyaçlarıma göre, karşılaşmak ve çözmek veya yeniden çözmek gerektiğine inandığım sorunlara göre. Benim resmimin gerçeği, gerçek nedenlerden ve ihtiyaçlardan çıkmasıdır. Yaptığım resmin seyredenle kurduğu ilişki de açıktır, şüpheye yol açmaz” dedi.
TÜRKİYE SANAT TARİHİNİN SERÜVENİ
Sergi küratörü ve İstanbul Modern Direktörü Levent Çalıkoğlu, Mehmet Güleryüz’ün kişiliğinin ve kimliğinin, yarattığı tüm tipleme ve karakterlerin kişiliğinde, resim düzlemindeki karşı temsilinin birer yansıması olarak gizli olduğunu belirtti: “Çağdaş Türkiye resminde, oluşturduğu karakterler ile kendi kişiliğini bu kadar açık seçik beyan eden muhtemelen ilk ressamdır Mehmet Güleryüz. Bu nedenle, Güleryüz’ü sadece toplumsal dönüşümü bireylerin gözünden aktaran bir ressam ve sanatçı değil, aynı zamanda kendi yaşantısının eksik ve fazlalıklarını, başka insanlarla kesişen yönlerini de keskin bir gözle dışavuran bir insan olarak görmek gerekir. Bu tiplemeler, onun çok yönlü kişiliğinin ve tecrübelerinin temsili kahramanlarıdır.”
Çalıkoğlu, “Ressam ve Resim: Mehmet Güleryüz Retrospektifi”nin başta kendisi olmak üzere insanoğlunu var eden içsel ve dışsal koşulları anlamaya ve sanatsal bir ifade alanı içerisinde çözümlemeye adamış bir sanatçının, yarım yüzyılı aşan tutkulu mücadelesini merkez aldığını vurguladı: “Aile, toplumsal koşullar, sosyo-ekonomik ve çevresel etkenler, sınıfsal mücadeleler ve varoluş sorzunlarıyla şekillenen bireyin kendisini var etme arzusundaki karmaşık süreçleri keskin bir gözlem gücüyle yapıtlarına aktaran Mehmet Güleryüz’ün geliştirdiği kendine özgü imge tipolojisini kronolojik bir akışla sunuyor.” Çalıkoğlu, serginin“Güleryüz’süz tanımlanamayan ve taze bir bakış açısıyla, yeniden Güleryüz’le tanımlanması gereken Türkiye sanat tarihinin modernden çağdaşa uzanan serüvenine, geçirdiği dönüşüme, bireysel mücadele alanlarının kırılganlığına ve toplumsal sürecine işaret ettiğine” dikkat çekti. (İstanbul/EVRENSEL)
Evrensel'i Takip Et