Güvencesizliğe enternasyonal çözüm arayışı!
Kamu Hizmetleri Enternasyonali (PSI) Türkiye sendikalarının düzenlediği Güvencesizlik ve Örgütlenme Deneyimleri Sempozyumu, sendika temsilcileri ve taşeron işçilerin katılımıyla gerçekleşti. Sempozyumda güvencesizlik ve esnekliğin ne demek olduğu, hangi tarihsel süreçlerden geçtiği ve hukuki dayanakları tartışıldı.
Kamu Hizmetleri Enternasyonali (PSI) Türkiye sendikalarının düzenlediği Güvencesizlik ve Örgütlenme Deneyimleri Sempozyumu, sendika temsilcileri ve taşeron işçilerin katılımıyla gerçekleşti. Sempozyumda güvencesizlik ve esnekliğin ne demek olduğu, hangi tarihsel süreçlerden geçtiği ve hukuki dayanakları tartışıldı.
Belediye-İş toplantı salonunda gerçekleşen sempozyuma konuşmacı olarak katılan Doç. Dr. Şebnem Oğuz güvencesizlik ve esnekliğin farklı kavramlar olduğunu söyledi. İki kavram arasındaki farkı tanımlayan Oğuz şöyle açıkladı: “Esneklik dediğimiz kavram farklı istihdam biçimlerinin olduğu, istediğin kadar istediğin biçimde çalıştırmayı anlatır. Güvencesizlik ise iş güvencesi ve sosyal güvencenin olmamasını karşılar. Esneklik işçi sınıfını ve çalışmayı bölen bir kavramken, güvencesizlik işçi sınıfının ortaklaştığı ortak bir duygudur ve emeğini satmak zorunda kalan herkes kapitalist toplumda güvencesizdir.”
ESNEKLİĞİN ÜÇ AYAĞI
Esnekliğin farklı istihdam biçimleri olarak part-time, mevsimlik, parça başı çalışmayı gösteren Oğuz, esnekliğin sayısal, işlevsel ve ücret unsurlarının olduğuna dikkat çekti. Oğuz, bu üç unsuru şu sözlerle açıkladı: “Sayısal olarak esneklik taşeronlaşmanın artması ve işten atmanın kolay hale gelmesidir. İşlevsel olarak ise iş bölümünün değişmesinden kaynaklı sürekli iş yeri ve çalışma pozisyonunun değişmesi, emekçinin emek süreci üzerindeki kontrolünü kaybetmesidir ve bu unsur en çok kamu alanında görülür. Artık nerede çalışacağın ve mesleğin belirsiz hale gelmiştir. Son olarak ücretlerde esneklik ise düşük ücret ve ücret konusundaki sürekli belirsizliği tanımlar.” (AnkaraEVRENSEL)
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
